BÖLÜM 9
MÜZİK:(ZEYNEP BASTIK)USLANMIYOR BU GÖNÜL
AYDA
Yine sabah olmuş kafeye gitmem gerekiyordu.Öğlen de okula.Anneannemin işi olduğundan dolayı bugün Ferideyi okula ben götürecektim.Benim işe erken gittiğim günler anneannem götürürdü.Feride'nin evden çıkışı bizim için imkansız gibi bir şeydi.İllaki hep birşeylerini unutur en az iki üç kere o evin kapısından girer çıkardı.Ben yine kapının önünde meyve veren ağaç gibi meyvelerimin olgunlaşmasını bekliyorken bizimkilerde kapıda beklediğimi görünce yanıma geldiler.Kerim her zamanki gibi spora gidiyor,Fatma da her sabah ekmek alma sebebiyle mutlaka kapı önü konuşması yapmak için gelirdi.Mustafa da tam karşı da oturduğu için bizi ne zaman camda görse hiç vakit kaybetmeden sohbete dahil olurdu.Mustafa bazen bu sohbetlerden mahrum kalabiliyordu.Sadece bizim pazara tezgah açmıyor bir kaç semte de gittiği için onunla fazla görüşemiyorduk.Bu sebeple de hiç kaçırmazdı.Feride de hep geç geldiği için günlük buluşmalarımızı bu saat olarak kararlaştırmıştık.Biz sohbet ederken uzaktan Akın'ın geldiğini gördüm.Yine Aslıyı omuzlarına almış bıdır bıdır birşeyler konuşuyorlardı.Çaktırmadan yavaşça yönümü değiştirip arkamı döndüm.Akın "günaydın"diye yanımızdan geçti.Bizimkilerde karşılık verdiler.Arkamdan geçtikten sonra onlara bakmak için kendime engel olamadım.Onlara baktıkça istemsizce mutlu oluyordum.Sanki babamla kendimi görüyordum onlarda.Küçükken babamla benim görüntüm kameraya alınmış ve bende bunu 3D görüntüsü olarak izliyordum.Ben böyle onları izlerken Akın yorulmuş olacak ki aniden Aslıyı omuzlarından indirdi.İndirirken de bize dönüp baktı.Sanki göz göze geldik.Yönümü telaşla bizimkilere çevirdim.Yine elim ayağım birbirine girecek gibi oldu.Kalbim hızlanmaya başladı.Yok göz göze gelmiş olamayız.Ben yönümü hemen döndüm.Bence farketmemiştir baktığımı.Bana öyle gelmiştir.Allah'ım ne olur baktığımı farketmemiş olsun.diye yine içimden kendi kendime konuşmaya başladım.Gittiler mi diye yine baktım.Şükür gitmişlerdi görünmüyorlardı.Bu telaşımı bizimkilerde anlamamıştı.Ben burada yanlarında kalp krizi geçirirken onlar kaldıkları yerden konuşmalarına devam ediyorlardı.Böyle olması daha iyiydi.Ne oluyor diye sorsalar ne cevap verecektim.Daha ben bile adlandıramamışken.Belkide sadece beğeniyordum.Onda babamı gördüğüm için böyle düşünüyorumdur.Çünkü tanımıyorum bile sadece kızı ile olan muhabbetini,sevgisini,düşgünlüğünü biliyordum.Bide mallelinin hayranlığı tabi.Onları da göz ardı edemem tabi.Bu kadar sevip saymasalar burada oturmasına vesile olup bide yardıma gitmezlerdi.Bu kadarı bir insanı tanımaya yeter mi yetmez mi bilemem ama bu yolun sonu hiç iyiye gitmiyordu.Engel olmaya da çalışsam beceremiyordum da.Ben kendi kendimle uğraşırken Fatma bana birşeyler sordu ama ne sordu ne konuşuyorlardı dinlemediğim için gelişi güzel aynen demek zorunda kaldım.Artık dayanamayıp Feridee!diye seslendim.
-Kız hadi geciktik.Her sabah bu ne ablacığım böyle.
- Tamam geldim işte.
-Şükür.diyerek bizimkilerle apar topar vedalaştık.Hızlı hızlı yürüyorduk.Geri Akıngille karşılaşırız diye mecburen yavaşladım.Bu seferde Feride "hadi abla biraz hızlı yürü geciktik" demeye başladı."hem bana diyorsun geciktik acele et diye senin yaptığına bak kaplumbağa bile senden hızlı yürüyordur.Hadi biraz hızlı öğretmen derse almıyacak."Bak şuna hem suçlu hem güçlü sanki kapıda o kadar kendini kim beklediyse diye karşılık verdim.Bende işe geç kalacağımdan dolayı mecburen hızlı yürümek zorunda kaldık.Gittiğimizde herkes sınıfa girmişti bu sebeple Akın'ı görmedim.Belkide hep geç gittiğimiz için Akın'ı hiç okulda görmemiştim yada o zamanlar tanımadığım için dikkatimi çekmemişti.Ferideyi öpüp bıraktıktan sonra koşarak kafeye geldim.Önlüğü bağlayıp işe koyuldum.Sabahın yoğunluğu azalınca dışarıya bakmak için kapının önüne geçtim.Kimsede gelmeyince elim koynumda öylece dalmış bir vaziyette etrafı seyrederken önümden Akın'ın geçtiğini gördüm.O dönüp bakmadı bile.Gerçi aramızda hem mesafe hem insanlar vardı görmemiş de olabilirdi.Sanki görse ne olacaktı.Ben bu adamı görmek istiyormuyum istemiyormuyum bu çelişkiyle ne yapmam gerektiğini bilmez halde o günkü mesaimi bitirmiştim.Kendi okuluma gitmem gerekirken ayaklarım beni Feride'nin okuluna götürdü.Giderken anneannemi arayıp Ferideyi alacağımı söyledim.Hiç okula geç kalma huyum yoktur ama geç kalacağımı bile bile gittim.Gittiğimde zil çoktan çalmış öğrencilerin çoğu çıkmıştı.Ferideye bakınırken yerde Aslıyı gördüm.Koşarak yanına gittim.Düşmüş diz kapağı kanıyordu.Bir tarftanda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.ilk önce yerden kaldırıp göz yaşlarını sildim.Diz çöküp dizine baktığımda küçücük bir yara oluşmuştu ve kanamasıda çok azdı.O sırada Feride de yanımıza geldi.Kolundan tutup bahçedeki oturağa otutturduk.Saçını toplayıp tekrardan çantamdan peçete çıkartıp göz yaşlarını sildim.Su içirip biraz sakinleşmesini beklerken nöbetçi öğretmen geldi.
-Önemli bir şey var mı?
-Yok Hocam ufacık bir yara.Zaten Aslı'nın da artık o kadar canı acımıyor değil mi?diye saçını okşayıp gözlerinin içine bakıp cevap vermesini bekledim.Sadece "hı hı"diye bildi.Daha sakinleşmişti.Hoca;
-Babanın işi vardı bir yere kadar gitmişti daha gelmedi mi acaba diye telefonu cebinden çıkarıp Akın'ı aradı.Kapattıktan sonra.
-Baban gelmiş O da seni içeride arıyormuş hadi gidelim diye Aslı'nın elinden tutup bize ilgilendiğimiz için teşekkür etti.Giderken Feride geçmiş olsun diye Aslıyı sarılıp öptü.Bende kendine dikkat et diye el salladım.Hocanın elinden tutup bir adım atmıştı ki geri dönüp yavaş yavaş yürüyerek yanıma geldi ve o kadar içtenlikle bana sarıldı ki ben bile tuhaf oldum.Beklemiyordum.Sarıldıktan sonra kafasını kaldırıp" teşekkür ederim Ayda abla"dedi.Dizlerimin üstüne oturup o güzel sarı saçlarını okşayıp,küçücük yüzünü avuçlarımın içine alıp iki yanağında da öptüm.Ne yaptım ki kuzum diyebildim.Sonrasında hocanın elinden tutup tekrar yürüdüler .Ben yerde öylece arkalarından bakakaldım.Akın neredeydi diyede meraktan ölüyordum.Aslıyı da yalnız bıraktığına göre önemli bir işi vardı.Şİmdi Aslı'nın düştüğünü öğrendiğinde kesin kendini suçlar.Çocuk işte mecbur düşe kalka büyüyecek ama Akın'ı hiç sanmıyorum bunu normal karşılayacağını.O kadar kızına düşkün bir baba profili çizdiki bende düşme halinde bile bunu üst düzeye çıkarabilirdi.Derse daha fazla geç kalmamak için Onların çıkışını beklemeden acele ile oradan ayıldık.Ferideyi eve bıraktıktan sonra yine bir koşuşturmayla derse geç kaldığımı bile bile okula geldim.İlk dersi kaçırmıştım neyse ki diğer ders başlamadan yetişmiştim.Bugünü koşuşturmayla geçirmenin sonunda baya yorgun ve bitkindim.Dersler bitmiş arkadaşlarla birşeyler içmek için kantine geçmiştik.Birşeyler içerkende günün özetini çıkarıyorduk.Bizim için ders yeni başlıyordu.En az bir saatte burda kendimiz birbirimize notlar çıkarırdık.O sırada ileriki masada bizim Gazanfer Hocayı gördüm.Tek başına oturuyordu.Onu tek başına bulmak imkansız olduğu için arkadaşlardan müsaade isteyip Hocamın yanına gittim.Geldiğimi görünce gülümsedi.
-Gel bakalım Ayda.diyerek içtenlikle beni karşıladı.Tam lafa girecektim ki Akın elinde iki kahve ile gelmesin mi.Gerisin geri dönüp gidemedim de.Ben şaşkın; Akın benden daha şaşırmış vaziyetteydi.Elinde ki kahvenin birini Gazanfer Hocaya verip kendide masaya geçip oturdu.Hocamda Akın da öylece bana bakıyorlardı.Ama Akın'ın gözlerindeki o şaşkınlık ifadesi halen duruyordu.İkisinin bakışları da üstümde olunca
-Eee.Şey Hocam sizi yalnız bulmuşken bir şey soracaktım ama görülüyor ki misafiriniz varmış en iyisi ben sonra gelip görüşürüm sizinle.
-Olsun gel yabancı değil Akın benim eski öğrencim tanıştırim sizi.Akın gülümseyerek hemen lafa girdi.
-Biz zaten tanışıyoruz Hocam aynı mahalledeyiz.
-Oo eski ve yeni gözde öğrencim yan yana.
-Teşekkür ederim Hocam.Böyle düşündüğünüzü bilmiyordum.dedim
-Ben belli etmem ama hakkını da yiyemem değil mi. diyerek tekrar karşılık verdi.
-Bunları sizden duymak benim için onur diyerek gülümsedim aslında haykırarak mutluluktan kahkaha atmak istiyordum.Gazanfer Hoca bana gözde öğrencim demişti ve bu benim için hayal bile edilemezdi.Gazanfer Hoca çok cana yakındır ama zordur. Onu memnun etmek Onun gözünde başarılı olmak...Mutluluğumu yarıda koyup.
-Hocam soracağım şey o kadar da önemli değildi ben sonra daha müsait olduğunuz bir vakit gelir sorarım hem sizin konuşacağınız şeyler vardır rahatsız etmek istemem.
-Rahatsız etmezsin ama sen bilirsin.
-Öylesi daha iyi olur Hocam Afiyet olsun diyerek Akın'a da kafa selamı ile görüşürüz diyerek oradan ayrıldım.Bu kadar tesadüf olabilirmiydi?O da burada okumuştu.Gün geçtikçe her yerde karşılaşır olduk.Bir taraftan bu karşılaşmaları istiyor bir taraftan da istemiyordum.Görsem bir dert görmesem bir dert.Ne istediğimi bilemez haldeydim.Ama şundan emindim Onu görünce heyecan yaşasam,saçmalasam ve kendimle çelişsem bile onu görmek bana mutluluk veriyordu.Mutlu hissetmek bütün bunları aşmamı sağlıyordu artık.Sadece mutluluğuma odaklanmak istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA
RomanceHer bölüme uygun müzik seçmeye çalıştım.Bölümleri okurken seçtiğim müzikleri dinlemenizi tavsiye ederim.