8

490 55 6
                                    


İyi okumalar❤️

...

Bang evinde sessiz bir akşam yemeği yeniyordu. Geniş salonda yankılanan tek ses, çatal bıçak sesiydi ve bu da Sara'ya aitti.

Kadın, ağzına koyduğu son lokmayı yuttuktan sonra çatalını kenara bıraktı ve peçeteyle ağzının kenarlarını sildi. Yemeğin başından beri sadece tabağındaki etle oynayan kızına baktı.

"Bir sıkıntı mı var Lin?" Sonunda kızının gözleri kendisini bulmuştu. "Hyunjin'le mi tartıştınız? Aranız mı bozuk?"

Lin, aklındaki plana göre hareket etmek, annesine hiçbir şey çaktırmamak istese de eve geldiğinde bunun bu kadar kolay olmadığını anlamıştı. Yeni tanıdığı kızıyla vakit geçirme hevesi ve annesinin yaptığını hala sindirememiş olması bu evi katlanılmaz hale getiriyordu.

Yine de tebessüm etmeye çalıştı. "Biraz tartıştık ama çözülmeyecek bir şey değil."

Sara kafasını iki yana salladı ve dışarıya sıkıntılı bir nefes verdi. "Lin, Hyunjin gibi anlayışlı biriyle tartışacak sebebi nasıl buluyorsun, gerçekten anlamıyorum. Yemekten sonra hemen yanına gidip aranı düzeltmelisin."

Genç kadın annesine boş gözlerle baktı. Hyunjin çok iyi biriydi, bunu o da kabul ediyordu. Yine de bu her zaman haklı olacağı anlamına gelmiyordu. Şu anda gerçekten kavga etmedikleri için bir şey diyemezdi ama önceki kavgalarında haksız olduğu da oluyordu. Sonuçta o da bir insandı. Her zaman anlayışlı olmak zorunda değildi. Ya da o da hata yapabilirdi.

Tabii Sara bunu hiçbir zaman kabul etmeyecekti. Eğer Hyunjin'le Lin kavga ettiyse suçlu taraf her zaman kendi kızıydı.

Lin artık buna alıştığı için sesini çıkarmadı. O esnada salonda telefonunun sesi yankılandığında ise bakışları hemen kucağındaki telefonu buldu.

Normalde bu evde yemek masasına asla telefonla oturulmazdı. Lin de bu tavrı doğru bulmuyordu ama telefonunu yanından ayıramazdı. Annesinin neler yapabileceğini kestiremiyordu artık. Hayatında sayılı insan olan kızının rehberindeki herkesi tanıyordu ve 'S' diye kayıt edilmiş yeni bir kişinin kim olduğunu tahmin etmesi zor değildi.

Ekrandaki yazıyı okuyunca dudaklarını birbirine bastırdı.

S.

Bu kadar çabuk iletişime geçmeyi beklemese de hoşuna gitmişti. Hemen açmak ve kızının ne yaptığını öğrenmek istiyordu ama annesinin kızacağını bildiği ve saygısızlık olacağı için sessize almaya yeltendi. "Pardon," diye mırıldandığında ise annesi onu durdurmuştu.

"Hyunjin mi?" diye sormuştu önce. Sonra başka biri olamayacağını düşünerek cevap beklememiş, devam etmişti. "Bu seferlik sıkıntı yok, açabilirsin."

Telefonu elbette annesinin yanında açmayacaktı ama bu dediğini kullanmaya karar verdi. "Ben doydum zaten, sana afiyet olsun." dedi kalkarken. Yaptığının kabalık olduğunu biliyordu. Masaya her zaman birlikte oturup birlikte kalkarlardı. Ama söz konusu Hyunjin'di nasıl olsa, annesi bunu da görmezden gelebilirdi.

Cevap beklemeden merdivenleri tırmanırken aramanın bittiğini gördü. Hemen koridorun sonundaki odasına girdikten sonra da bu sefer o aradı. Telefon ilk çalışında açılmıştı.

"Alo?"

"Alo?" Lin önce fısıldayarak konuştu sonra bunun gereksiz olduğunu fark ederek boğazını temizledi. İsimlerini net bir şekilde söylemediği sürece sorun yoktu. Zaten annesinin gelip kapı dinleyeceğini de düşünmüyordu. "Yetişemedim telefona."

fairytale | lee minhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin