12

568 56 32
                                    

İki araba için de keyifli geçen yolculuğun sonunda Minho, son yarım saattir uyuyan kızını kucağına alıp karşısına çıkan ilk odaya yatırırken diğerleri de valizleri taşıyordu içeri. Tek seferde hallettikleri bu işin ardından ise koltuklara yayılmışlardı.

Jisung kollarını kaldırıp esnerken "Saatlerdir araba kullanmak neyse de erken kalkmak çok yoruyor beni ya." dedi.

Bir an önce sahile gitmek için sabırsızlanan Felix ise Jisung'a ve gözlerini yummuş olan Seungmin'e baktı hayal kırıklığıyla. "Uyumayın ya! Hani hemen sahile gidecektik? Arabada böyle konuşmamıştık."

Seungmin gözlerini açmaya gerek duymadan oturduğu yerde hareketlenip biraz daha rahat bir pozisyon aldı. Kollarını göğsünde bağladı ve "Şu an çok rahatım, sonra." dedi.

"Gören de önde rahat rahat oturan sen değilsin sanacak." diye söylendi Felix. "Arkada üç kişi giden bizdik."

"Ve o üç kişiden biri bir çocuk."

Lin, Seungmin'in uyku moduna geçmişken bile laf yetiştirmesine gülerken Felix ağzını yamultarak onu taklit etti. "Kendisi yer kaplamıyor olabilir ama koltuğu kaplıyordu." diye söylendikten sonra ise destek beklercesine Jeongin'e baktı.

"Sahile gidelim ama önce bir şey yiyelim. Ben çok acıktım."

"Tamam işte ne güzel." Jisung yastığı kollarının arasına aldı ve o da kapattı gözlerini. "Siz yemek hazırlayın, biz de o sırada uyuyalım birazcık."

Lin dudak büktü. "Korkarım ki yemek hazırlamamız uyuyabileceğiniz kadar uzun sürmeyecek. Yardımcımızdan bize yemek yapıp bırakmasını istemiştim."

Jeongin aç olduğu için bu durumu sevinçle karşılarken Seungmin ve Jisung hayal kırıklığına uğramıştı. Tam o esnada salona giren Minho ise bu konuşmalardan habersizdi.

"O gürültüde nasıl uyudu benim kızım?"

Konuyla tamamen alakasız olan sorusuna Felix cevap verdi.

"Kahve molasından sonra kıstık müziğin sesini." Mola verdiklerinde fazlasıyla azar işitmişlerdi bu konuda.

"İyi," dedi Minho. Sonra kendini koltuğa attı. "Bu kattaki odaya yatırdım Sun'ı. Orayı ben kullanırım."

"Dört oda vardı, değil mi?" diye sordu Jeongin. Aslında bu sorunun cevabını gayet iyi biliyordu. Yıllar önce buraya tatile geldiklerinde de sorun oluşturmuştu çünkü.

"Evet." dedi Lin. "Ama odaların birinde iki yatak var. Birinin yatağı da çift kişilik." Bir tahmini olsa da sormayı tercih etti. "Önceki gelişimizde nasıl kalmıştık?"

"Seungmin ve ben aynı odada kaldık. Minho'yla Felix de birlikte uyumuştu."

Jeongin'in cevabı şaşırtmıştı Lin'i. Bu tatilin Minho'yla ilişkilerinin hangi dönemine denk geldiğini bilmese de birlikte uyumuş olabileceklerini düşünmüştü.

"Ama şimdi Sun da var." Minho, Lin'e döndü. "Sen Sun'la birlikte uyu. Felix de senin odana geçer. Diğerleri de eskiden kaldıkları odaya yerleşsinler." Üzerinde olduğu koltuğa vurdu elini. "Ben de eşyalarımı sizin kaldığınız odaya koyup burada uyurum."

"Aslında..." Lin kararsız bir şekilde dudaklarını dişledi ve kaçamak bakışlarını Minho'ya attı. "Bence sen de bizimle kalabilirsin."

Bir anda uyuklayan Jisung ve Seungmin'in bile şaşkın bakışlarını üzerinde hissettiğinde istemsizce bir adım geri gitti ve açıklamaya girişti hemen.

"Yani- Demek istediğim aramızda Sun olacak zaten. Ve sürekli neden bizimle uyumadığını soruyor. Kendimi de kötü hissediyorum, ikinizi ayırdım ve sen sürekli bahane bulmak zorunda kalıyorsun."

fairytale | lee minhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin