Merhabalar!
Bu bölümü geçen bölümlerde fikirlerini açık bir şekilde dile getiren Okyanus Grisi'ne ithaf ediyorum.
Oy ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen. Keyifli okumalar.
Bölüm Şarkısı: Cem Karaca- Bekle Beni
35. Bölüm: "Beklemeyi Sevmek"
Boğazımıza ardı ardına dizilen düğümleri yutkunarak geçirmeyi istemek tamamen saçmalıktır. Bir yazı okumuştum, iplerdeki düğümler bir şekilde çözülür asıl mesele boğazdakilerdir diye. Düğüm düğüm olmuş bir ip gibiydim. Ama çözülemeyecek kadar yıpranmış ve eskimiştim. Belki bir düğüm daha atılabilirdi ama çözülmeye kalkışılırsa birinin elinde kalırdım. Paramparça, tel tel ayrılırdım.
Karşımda elini tuttuğum kadın bir zamanlar sadece fotoğraf karesinde gördüğüm kadındı. Bir çocuğun yarası, bir adamın kırık kalbi, bir evladın feryadıydı karşımdaki kadın.
Yıllar önce öldü zannettiği annesine kavuşan bir adam belirdi gözlerimin önünde. Hayır, koca bir adam gibi görünse de bir çocuktu annesine kavuşan kişi. Kalbi bir kuş gibi çırpınırken titreyen elleri annesini saçlarını buldu. Gözleri hem özlemin, hem hüznün, hem de sevincin verdiği etkiyle parlıyordu hayalimdeki adamın.
Gerçek hayata dönmem için sarsılmam gerekiyordu ve karşımdaki kadın bu görevi üstlendi.
"İyi misin kızım?"
Yumuşacık sesinin yanı sıra koluma uzanan eli sayesinde kendime gelmiştim. Kafamı salladım.
"Memnun oldum," dedim titreyen sesimle. "Ben de Çilay."
Gözlerini açıp kapattı. "Biliyorum," diye fısıldadı gözleri gözlerime bakarken.
Beni tanıyor muydu? Bunun nasıl mümkün olduğunu bilmiyordum ama Gözleri beni tanıyormuş gibi bakıyordu. Elimi sanki beni çok iyi tanıyormuş gibi sıkıyordu.
"İsmini o kadar çok duydum ki," dediğinde bir şoktan diğerine giriyordum.
Demir bacağına dokunup "Anne çok sıkıştım," deyince kadının gözü minik oğluma kaydı. Tekrar bana baktı ve kafasıyla evini işaret etti. Elimi bırakıp bahçe kapısını açtı ve önden yürüdü.
Demir'e bakıp "Tutamayacak kadar çok mu sıkıştın oğlum," diye sordum. Kafasını sallayınca şansıma lanet okuyup önden giden kadını takip ettik.
Evinin kapısını açıp içeri girmişti. Kapıda dikilmiş bizi beklerken onu daha fazla ayakta bekletmemek için hızlandım. Çekingen bir ifadeyle direk salona açılan eve girince gözlerim hızlıca etrafta gezindi.
Pudra pembesi koltuk takımı ve krem bir halı karşılıyoruz içeri gireni. Sıcak samimi bir ortam gibi görünüyordu. Bu renkleri pek sevmememe rağmen salonu beğenmiştim. Belki de anne sıcaklığı hissettiğim için sevmiştim burayı, kim bilir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUCAK DOLUSU YALNIZLIK
RomanceKUCAK DOLUSU YALNIZLIK Karanlık yolda tek başına yürüyordu, yanında bir ışık kaynağı olmadan adım atıyordu. Onun en büyük ışığı göğün tepesindeki aydı... O karanlık yolda tek başına yürümekten korkmuyordu. Yanında hiç kimseyi istemiyordu. O hiçbir...