Hepinize hayırlı Ramazanlar!
Uzun bir aradan sonra buluşmanın verdiği tatlı bir heyecan var üzerimde. Sizleri özledim.
Umarım bölümü beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin lütfen.
Keyifli okumalar.
Bölüm Şarkısı: Sertap Erener- Karbeyaz
37. Bölüm: "Dönmeye Başlayan Dünya"
Umudunu kaybedenin kaybedecek bir şeyi kalmamıştır.
Ben umudumu kaybettim. Onun sayesinde hayatta kaldığım, uğruna ne acılar çektiğim, sevmeyi onunla öğrendiğim oğlumu kaybettim ben. Ben hayatı boyunca hiçbir şeyde iyi olamadığım gibi annelikte de iyi olamadım. Başarısızlık bu kadar acıtmazdı canımı ama onu parmaklarımın arasında tutmayı başaramamam canımı çok acıtıyordu.
"Demir," diye bir fısıltı döküldü ağıt kokan dudaklarımdan. İçim cayır cayır yanarken gözlerim sanki içimdeki yangını harlamak için yaşlarını serbest bırakıyordu. "Oğlum..."
Salondaki derin sessizlik bileklerime dayanan görünmez jiletler gibi keskindi. Kalbim atıyordu ama nefes alıp almadığımdan emin değildim. Kötü bir kabus görmüş olduğumu hayal ettim.
Dudaklarım delirmişim gibi iki yana kıvrıldı. Bütün yenilmişlikle oturduğum koltuktan kalktım ve karşımda acı içinde beni izleyenlere doğru yürüdüm. Dudaklarımdaki acımı haykıran tebessümle hepsinin üzerinde gezdirdim ıslak bakışlarımı.
"Saklambaç oynuyordur o," dedim acıdan dolayı çok kısık çıkan sesimle. "Siz bulamamışsınızdır. Masaların altına girmiştir, perdenin arkasına saklanmıştır. Belki bir kapı bulmuştur, onun arkasına gizlemiştir minik bedenini."
Nilsu söylediklerimle birlikte daha da şiddetli ağlarken ona doğru yürüdüm. Kollarını tutup sarstım onu.
Kabullenmek istemiyordum. Böyle bir ihtimalin varlığı beni öldürürdü.
Eğer ölürsem oğlum yalnız, kimsesiz kalır diye düşünürken onun yokluğu yüzünden ölmek...
"Ağlama," dedim sakin bir şekilde. Ama Nilsu ağlamaya devam ettiğinde onu daha şiddetli sarstım ve ilki kadar sakin olmayıp yüzüne doğru bağırdım. "Ağlama! Saklanmıştır diyorum. Kaybolmaz, olamaz böyle bir şey..."
Sonlara doğru nefesim gibi sesim de kesildi. Dur durak bilmeyen gözyaşlarımın tuzlu tadını kuru dudaklarımda hissediyordum.
"Ben sana emanet etmiştim oğlumu! Bir çocuğa, oğluma sahip çıkamadın mı?"
Emir Alp beni kolumdan tutup Nilsu'dan uzaklaştırdı ama ben hâlâ ona bağırmaya devam ediyordum.
"Benim oğlum yalnızlıktan korkar, aynı benim gibi. Onu nasıl yalnız bıraktın da gözden kayboldu? Peki ya şimdi de yalnızsa, korkuyorsa..." Nefesim kesildi. Kollarım dermanını kaybetmiş gibi iki yanıma düşerken ağzımdan çıkan son sözcükler Nilsu'nun canını bir kez daha acıttı. "Eğer ona bir şey olursa bunun suçlusu sensin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUCAK DOLUSU YALNIZLIK
RomanceKUCAK DOLUSU YALNIZLIK Karanlık yolda tek başına yürüyordu, yanında bir ışık kaynağı olmadan adım atıyordu. Onun en büyük ışığı göğün tepesindeki aydı... O karanlık yolda tek başına yürümekten korkmuyordu. Yanında hiç kimseyi istemiyordu. O hiçbir...