Merhaba!
Biraz geç kaldık biliyorum. Ama maalesef ki bunda sizin payınız da büyük. Bir önceki bölüme o kadar az yorum ve oy geldi ki içimden yazmak gelmedi. En sonunda dayanamadım ve yazdım, şimdi de buradayız.
Umarım beğenirsiniz.
Bu bölümü ve geçtiğimiz bölümleri oylamayı ihmal etmeyin lütfen.
Keyfli okumalar.
Bir de başlamadan alev emojilerini şöyle bırakır mısınız? Zira bölüm çok alevli ;)
Bölüm Şarkısı: Zakkum- Ben Ne Yangınlar Gördüm
20. Bölüm: "Kül Olan Gelecek"
Bazı şeylere inanmak için elimizde somut gerekçelerin olması gerekirdi. O somut gerekçelerden kastım duygulardı.
Duygular ne kadar soyut görünse de aslında öyle değiller. Sevgi veya her ne deniyorsa o duygu kesinlikle soyut değil.
Hissettiğimiz bir şeyin gerçekliği açıktır. O yüzden duygularımız bizim somut silahlarımız. O silahları herkes kendine göre kullanıyor; kimi sevgisini gösteriyor, kimi de içindeki kimsesiz mezara gömüyor.
Toprağın altına her konan şey yeşerip çiçek açamaz. İnsanlar mesela. İnsanlar da toprak altına giriyor ve bir daha oradan çıkamıyor. Orası son. Orası hazin son.
Elimdeki çerçevenin yansımasından şaşkın bakan gözlerimi görebiliyordum. Kuruyan dudaklarımı nemlendirip yutkundum.
Bu da neydi böyle?
Varlığından bile haberim olmayan teyzem mi vardı benim? Kim nasıl oyun oynuyordu bana? Kafamın için kazan gibi olmuştu. Her şeyi kafama atıp kura kura en sonunda delirmiştim ve bu da olmayan şeyi görmeme sebebiyet vermişti. Çünkü bunun başka açıklamsı olamazdı.
"Çilay Abla," Gelen sesle bir an irkildim. Elimdeki çerçeveyi yerine koymadan omzunun arkasından Asel'e baktım. "Fotoğraflara mı bakıyorsun?"
"Hı hı," diye mırıldandım. Eğer konuşsaydım sesim çatallı çıkabilirdi çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUCAK DOLUSU YALNIZLIK
RomansaKUCAK DOLUSU YALNIZLIK Karanlık yolda tek başına yürüyordu, yanında bir ışık kaynağı olmadan adım atıyordu. Onun en büyük ışığı göğün tepesindeki aydı... O karanlık yolda tek başına yürümekten korkmuyordu. Yanında hiç kimseyi istemiyordu. O hiçbir...