KUCAK DOLUSU YALNIZLIK
Karanlık yolda tek başına yürüyordu, yanında bir ışık kaynağı olmadan adım atıyordu. Onun en büyük ışığı göğün tepesindeki aydı...
O karanlık yolda tek başına yürümekten korkmuyordu. Yanında hiç kimseyi istemiyordu.
O hiçbir...
Biraz uzun bir ara oldu ama güzel ve uzun bölümle telafi edeceğimi düşünüyorum. Sizi çok bekletmeden bölüme alayım. Yorumlardagörüşürüz.
Keyifli okumalar.
(Bölümün sonundaki açıklamayı okuyunlütfen.)
Bölüm Şarkıları: Model - Dünya Tek Biz ikimiz, Selena Gomez- Kill Em With Kindness
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14. Bölüm: "Tamamlanamamış Hayat"
Her sır bir gün açığa çıkardı. Sırların kötü yanı da buydu zaten. Peki o sırrı kimse açığa çıkarmak istemese ne olurdu?
Biz ikimiz de sırrımızı açıklamak istemiyorduk, biliyordum. Hiçbir ortak noktamız olmasa da ortak bir isteğimiz vardı.
Gözlerim karşımdaki kadındaydı. Ellerimde tuttuğum isim onun ismiydi. Ve dahası ona hediye almam gerekiyordu. Nasıl bir çıkmazın içindeydim?
"Çilay," İsmimi duymamla gözlerimi o kadının üzerinden çektim. "İyi misin?"
Emir Alp hemen yanımda durmuş bir elini koluma koymuştu. Kafamı salladım. Elimdeki kartı avucumun içine hapsettim.
"İyiyim." Dedikten sonra gözlerine baktım. "Çıkan kişiye ne hediye alacağımı düşünüyordum."
Ne kadar kolay yalan söylüyordum? Bunu bana hayat öğretmişti. Hayat bana öyle bir ders vermişti ki sıkıştığım her an yalan söylemeye alışmıştım.
"Kim çıktı?" Deyip sol gözünü kıstı.
"Söylemem." Diye huysuzluk yaptım.
"Ben de söylemem o zaman."
Omuzlarımı silktim. "Söylemezsen söyleme."
"Yani ben şimdi Sena'ya hediye alacağımı sana söylemeyeyim." Diye fısıldamasıyla eş zamanlı olarak kaşlarım çatıldı.
"Ne demek Sena'ya hediye almak?" Kafamı iki yana salladım. "Alamazsın."
"Niye? Bana o çıktı sonuçta, almam lazım."
"Değiştirelim kartları. Sen bana çıkan kişiye hediye al, ben de Sena'ya alayım." Bu benim için de daha iyi olurdu.
Kısık kahkahasıyla odadaki birkaç kişi bize doğru baktı.
"Sen ne kıskançsın öyle ya."
"Sen benimle dalga geçiyorsun şu an." Anca anlamıştım. "Bana ne, kime hediye alıyorsan al." Deyip toplantı odasından çıktım.
Birkaç kişiyle beraber çalıştığımız ofise girdiğimde sadece Sena'nın olduğunu gördüm. Bozuntuya vermeden kendi masama doğru yürüyüp sandalyeye oturdum.
