Merhabalar!
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Oylarınızı bekliyor olacağım.
Keyifli okumalar.
Bölüm Şarkısı: Billie Eilihs- Lovely
10. Bölüm: "Can Yakan Benzerlik"Bir insan, sizi dilediğinizce güldürebiliyorsa onu asla bırakmayın. Sımsıkı tutunup onu sevmeyi deneyin. Bir insan sizi çok çabuk kırabiliyorsa, o insandan kaçın. Çünkü seven insan kırmaz, seven insan yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmez.
Sevmek ne demek unutmuştum. Ben birini sevsem nasıl davranacağımı bilemez, sevdiğimi belli etmezdim. Ben, paylaşmak istemez, sadece benim olsun isterdim. O yüzden hiçbir zaman bir kardeşim olsun istememiştim.
Yani... babam varken...
Daha üç gün önce Ela'nın rahatsızlığına kendi gözlerimle şahit olmuştum. İçime işleyen o sahne, kırık tarafımı biraz daha gözlerimin önüne sermişti.
Gözlerimi, beynimi ve hatta kalbimi ele geçiren şeyin ne olduğunu bilmiyordum. Kendi içimde bir duygu karmaşası yaşıyordum. Aklıma gelen düşünceler bazen beni bile şaşırtıyordu.
Mesela şu an aynaya bakıyor ve içimdeki şeyin dıştan görünüp görünmediğini anlamaya çalışıyordum. Kulağa ne kadar saçma geldiğinin farkındayım.
Mavi gözlerim canlı görünüyordu. İçleri pırıl pırıldı. Eskisi gibi değildim. Bu bariz bir şekilde belliydi. Bu durumdan şikayetçi olduğum söylenemezdi.
Saçlarımı elimle düzeltip aynanın karşısından uzaklaştım. Yatağın üzerindeki şişme montumu üzerime geçirdim. Kot pantolonumun üzerindeki hayali tozları elimle silkeleyip odamdan ayrıldım. Telefonumu ve cüzdanımı cebime sıkıştırmış çanta almaya gerek görmemiştim.
Aşağı inince Nilsu'nun sesini işittim. Mutfağa gidip ne yaptığına baktım. Mırıldandığı şarkı eşliğinde kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın." Sesimi duyunca bana döndü. Gözlerim masanın üzerinde gezindi. Masada üç tane tabak görünce tekrar Nilsu'ya döndüm. "Hayırdır, misafir mi var?"
"Sana da günaydın. Evet, Yaren gelecek." Gözleri üzerimde gezindi. "Sen nereye bu saatte?"
"Dışarıda yapacağım kahvaltıyı." Cevabım onu şaşırtmışa benziyordu. "Neyse, çıkayım ben," deyip mutfaktan ayrıldım. Postallarımı giyip evden ayrıldım. Asansörü çağırıp beklemeye başladım. Asansörün kapıları iki yana açıldı ve içinden Cengiz Bey çıktı. Cengiz Bey'in gözleri şaşkınlığın vermiş olduğu etkiyle kısıldı.
"Çilay," Sesinden soluduğum şaşkınlık karşısında ona dümdüz bakmakla yetindim.
"Cengiz Bey, merhaba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUCAK DOLUSU YALNIZLIK
RomanceKUCAK DOLUSU YALNIZLIK Karanlık yolda tek başına yürüyordu, yanında bir ışık kaynağı olmadan adım atıyordu. Onun en büyük ışığı göğün tepesindeki aydı... O karanlık yolda tek başına yürümekten korkmuyordu. Yanında hiç kimseyi istemiyordu. O hiçbir...