[0.9]

235 36 22
                                    

Bölüm Adı : "Şans mı? Şüphe mi?"

Beomgyu evin ön ve arka tarafının giriş ve çıkışlarını kontrol ettikten sonra pencereleri saydı.

Çatılara ulaşabilecek en yakın pencere Taehyun'un odasıydı.

Etrafı kolaçan ederken dükkandan yavaş ve temkinli adımlar ile Taehyun çıkmıştı.

Kabaran saçlarından yeni tarandığı belli oluyordu. Beomgyu çocukta gözlerini gezdirirken saçlarına dokunmamak için kendiyle epey bir mücadele vermişti.

"Hazır mısın?"

Taehyun kafasını salladı.

"Evet hazırım."

Beomgyu kafasını aynı şekilde salladıktan sonra telefonunu çıkardı.

Kayıtlı numaraları gözden geçirse iyi olacaktı. Hızlı bir şekilde rehberi inceledi.


"Şimdi..."

Derin bir nefes verdi. Evi olmadığını söyleyemezdi ne de olsa. Öylece boş boş dururken telefonunu tekrar çıkardı ve gözlerini kapatarak rastgele bir numarayı aradı.

Tedirgince kulağına götürürken karşıdan bir ses duyuldu.

"Bay Choi?"

Duyduğu kelimeye karşı Beomgyu hızla onayladı.

"Evet."

Karşı taraf hızlı bir şekilde konuştu.

"Efendim neden günlerdir eve uğramadığınızı merak ediyoruz. Başınıza bir şey geldi diye karakollara ulaştık."

Beomgyu kaşlarını çattı, ses çok tanıdıktı.

"İyiyim ve sağlamım... Sen kimsin?"

Karşı taraftan bir süre ses duyulmadı.

"Ben Choi Yeonjun. Sizin korumanız."

Beomgyu duyduğu cümleye karşı kahkahasını tutamadı. Yeonjun ve Beomgyu'nun koruması olmak asla yan yana gelmeyecek kelimelerdi cidden.

"Efendim?"

Duyduğu sese karşı derin bir nefes aldı ve gülmeyi kesti.

"Konum at bana?"

"Ama-"

Telefonu suratına kapatmış ve rahat bir nefes vermişti. Yeonjun'un sesini duymak ona çok ama çok iyi gelmişti.

Taehyun'a gülümseyerek baktı ve ensesini kaşıdı.

"Özür dilerim bir an daldım... Hadi gidelim."

Gergin olduğu belli olacak kızıl saçlı çocuk kafasını sallayarak Beomgyu ile yürümeye başladı.

Yolda ilerlerken Beomgyu'ya konum gelmiş ve bu onu daha da mutlu etmişti

Hyung'unu görmenin onu bu kadar mutlu edeceğini düşünmemişti. İtiraf etmeliydi ki onu özlemişti.

Atılan konuma çok geçmeden geldiklerinde ikisinin de şaşkınlığı birbirinden fazlaydı.

Gayet lüks bir sitede normal bir eve göre daha şık ve göz alıcı bir evdi burası.

Beomgyu kapının önüne gelirken demirlikler açılmış ve bahçe'ye giriş izni verilmişti.

Taehyun'un ağzı hafif aralanmış ve etrafa şaşkınlıkla bakıyordu. Aslında Beomgyu da ondan farksızdı.

Kapıda onları bekleyen takım elbiseli bedeni gördüğünde Beomgyu hızla koşarak ona sarıldı. Ne kadar özlemişti? Kendi bile tahmin edemezdi sanırım.

Bu olaya en az diğer çalışanlar kadar koruma da şaşırmıştı. Herkes şaşkınlıkla Beomgyu'yu izlerken o geri çekilip tekrar eve bakmıştı.

"Göremeyince kafayı yedim neden daha önce aramadın ki?"

Sitemli sesine karşı YeonJun sırtına ellerini koyarak eskisi gibi 'rahat' pozisyonunu aldı.

"Arada böyle yapardınız. İştesiniz sandık ki zaten bir vakanın izindeymişainiz. Şirket öyle dedi."

Beomgyu kafasını evet anlamında salladı. Sonradan YeonJun kaşları çatık bir şekilde Taehyun'a baktı.

Taehyun daha sakin bir şekilde göz teması kurarken dayanamayıp Beomgyu'ya döndü.

Bu bakışı anlayan çocuk YeonJun'a doğru yöneldi.

"Evin anahtarı var mı?"

Bu sefer sitem eden YeonJundu.

"Evinizin anahtarını da mı kaybettiniz efendim..."

Efendim demesi Beomgyu'nun tuhafına gitmişti. Yüzünü buruşturdu.

"Sadece Beomgyu de."

Ardından duyduğu şey ile kendi kendine mırıldandı. "Bu ev benim mi..?"

O sırada da YeonJun çoktan güvenliğe gitmiş ve yedek anahtarları getirip kapıyı açmıştı.

Beomgyu Taehyun'un girmesini bekledikten sonra arkasından girdi ve YeonJun'un da girmesi bekledi.

YeonJun anahtarı içerideki masaya bıraktıktan sonra baş selamı verip dışarı adımladı. Beomgyu arkasından baka kalsa da kafasını iki yana yana sallayarak ayakta dikilen çocuğun yanına ilerledi.

"Bir sorun mu var?"

Taehyun derin bir nefes verdi ve kollarını bağladı.

"İçinde olduğum bu durum bir sorun."

Beomgyu, Taehyun'un yüzünü görmek için önüne geçti.

"Durumun karmaşıklığı ve üzücülüğünü biliyorum. Senin kadar en az bende aynı durumdayım."

Taehyun'un kaşları havalanmış boydan boya
Beomgyu'ya bakmıştı.

"Bu ilk işin mi? Tecrübeli biri olsaydın böyle vakalar ile sık karşılaşırdın."

Taehyun'un şüpheciliği artıyordu. Sonradan sonraya açılmış gibiydi.

Beomgyu gergin şekilde koltuğa oturdu ve ağırbaşlı biri gibi gözükebilmek için kollarını birbirine dolayarak kaşlarını çattı.

"İlk işim olsa bu rütbe de mi olurdum?"

Taehyun bilmediğini belli edecek şekilde sessizliğini korudu ve Beomgyu'nun yanına oturdu.

"Pekala..."

Beomgyu en sesini kaşıyarak dikleşti ve çocuğun yüzünü görebilmek için biraz öne geldi.

" Aç mısın? "

Taehyun'un gözleri Beomgyu'nun gözlerini bulurken kafasını iki yana salladı. Yinede çok geçmeden karnı onu ele vermişti.

Beomgyu gülmemeye çalışarak alt dudağını ısırdı ve küçük çocuğun saçlarına parmaklarını daldırarak hafifçe karıştırdı.

"Bir şeyler hazırlayıp geleceğim."

Ayağa kalkarak son bir kez saçlarını düzeltmeye çalışan çocuğa bakmış, ardından salondan çıkmıştı.

Flower Boy [Taegyu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin