Bölüm adı : "Çiçekçi"
Film gecesinin sabahı Beomgyu zar zor kalkarak dağınık saçlarını yüzünden çekti.
Uyandığı gibi başı ağırmaya başlamıştı.
Oturduğu yatakta bir müddet parkeyi izlemiş, ardından kalkarak banyoya adımlamıştı.Elini yüzünü yıkadıktan sonra yavaş adımlar ile odasına girerek masasının üzerindeki deftere uzandı.
Fazla küçük değildi ama yine de fazla da büyük değildi. YeonJun bunu kendi enerjisine inanarak seçmişti.
Beomgyu bunu hatırladığında gözlerini devirip ilk sayfayı açtı. Bir şeyler yazmadan önce arkadaşlarının dediklerini düşünmeye başladı. Romanda herhangi bir aşk ya da polisiye bir olay yoktu.
Buna karşı kocaman gülümseyip yazmaya başladı.
" ... Yine aynı şekilde okuldan dükkana doğru yol almış ilerlerken kızıl saçlarını yağmurdan korumak adına şemsiyenin altına gizlenmişti ..."
diye devam ettiği romanına iyice gömülmüştü.
Beomgyu neredeyse her gün her boş saatinde romanına devam etmeye başlamıştı. Artık kendini mecbur hissetmek yerine bir parçası gibi hissediyordu. Tutkuyla yazmaya devam ettiği romanını 1 ay süreyle yazıp son noktasını arkadaşının yardımı ile koymuştu.
Olacaklardan habersiz günü gelince romanını teslim etti.
___
Kang Taehyun, lise son sınıf öğrencisi olan bir gençti. Ailesi trafik kazasında vefat etmiş, hayatının o dönüm noktasından beri tek ailesi olan büyükannesi ile kalıyordu.
Büyükannesi onu her şeyden koruyup kollayarak, kılına dahi zarar gelmeyecek şekilde yetiştirmişti. Küçük bir kasabada çiçekçilik ile uğraşsalar da Taehyun'u liseyi okutmak için şehre yerleşmişlerdi.
O zamandan beri Taehyun şehir temposuna zar zor da olsa alışmıştı.
Artık son senesinde olduğu için daha da sorumlulukları vardı.Bunun farkında olması onu yaşıtlarından ayırıyordu.
Yine aynı şekilde okuldan dükkana doğru yol almış ilerlerken kızıl saçlarını yağmurdan korumak adına şemsiyenin altına gizlenmişti.
Havanın enerjisi moralinin düzelmesine bir tık etki etse de kendini bir türlü toparlayamıyordu. Bu sıkıntıyla çiçekçi dükkanına varmaya çalıştı.
Hava pekte kararmamıştı, yağmur bulutlarının yerine gökyüzünde daha canlı bir hava vardı.
Dükkanın olduğu sokağa geldiğinde adımlarını hızlandırmış ve büyük annesini görmek için can atmıştı.
Dükkana yaklaştıkça fark ettiği kalabalığa karşı kaşlarını çatarak temkinli adımlar ile yürüdü.
Dükkanın camları kırılmış ve tüm saksılar tuzla buz olmuştu. Şaşkınlıktan konuşamaz hale gelirken gözleri dolu bir şekilde camdan içeri atladı.
Arkadan bir kaç kişinin bağırışı duyulsa da o aldırmadan etrafta büyükannesini aramaya koyulmuştu.
"Büyükanne."
Seslenişinin ardından bir kaç saksıyı düzelterek arka kısımda olan merdivenlere yürüdü.
Üst kata çıkarken evin içini kolaçan ederek tekrar tekrar seslenmeye devam etti.
Büyükannesi hiç bir yerde yoktu.
Dolu gözlerinden yaşlar akmaya başlarken tekrardan aşağı inerek etrafa göz gezdirdi.
Telaşla bir oraya bir buraya gidiyordu.
Burnunu çekerek gözlerini ovuşturdu.Olduğu yerde dururken omuzlarından tutulması ile korkuyla kaskatı kesilmişti.
"Merhaba, ben Choi Soobin. Emniyetten geliyorum. Bir şey mi arıyorsun dostum?"
Duyduğu ses ile zar zor başını çevirmişti. Gördüğü uzun bedene karşı hızlıca konuştu.
"Büyükannem... Büyükannemi arıyorum. Burayı onunla beraber işletiyorduk. Ben onun torunuyum."
Polis müdürü başını sallayarak diğer ekibe baktı.
"Pekala adın nedir?"
"Taehyun... Kang Taehyun."
Soobin gülümsedi ve güzel çocuğun saçlarını okşayarak destek verircesine konuştu.
"Tamam Taehyun, birazdan büyükanneni bulacağım. Biraz bekler misin?"
Taehyun burnunu çekerek arkasında devrik olan sandalyeyi düzeltti ve üzerine oturarak beklemeye başladı.
Bir süre sonra yanına aynı polis memurunun yaklaşmasına karşı koca gözlerini ona çevirdi.
"Şimdi şöyle ki büyükanneni hastaneye kaldırmışlar ama panikleme durumu oldukça iyiymiş. Suçlulara canlı tanık olduğu için fenalaşmış olmalı."
Elinde ki telsizden sesler yükselirken eğilerek Taehyun'un boyuna geldi.
"Bir sorun olmayacak biz buradayız. Birazdan seni büyükannene götüreceğiz."
Bir kaç memur apar topar Soobin'i çağırırken olayın hırsızlık ya da bir kapkaç olduğunu sanmadıkları bilgisi gelmişti.
Bunun üzerine Soobin kafasını salladı ve etrafa göz gezdirdi. Gözüne ilişen çocuğu gördüğünde iş arkadaşlarına döndü.
"Siz dedektifi çağırın ben çocuğu büyükannesine götüreyim."
Herkesten onaylar bir baş selamı geldiğinde çocuğa yürüyerek polis arabasını gösterdi.
"Gel bakalım."
Taehyun yavaşça ayağa kalkarak dolu gözlerini sildi ve çantasını omuzuna asarak arabaya ilerledi.
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower Boy [Taegyu]
Fanfiction"Aşk tanrısı var olamayacak kadar sahte, o ise gerçek olamayacak kadar güzel." ... Choi Beomgyu kendini birden hiç ait olmadığı bir yaşam içinde bulmuştu. Ama kabul etmeliydi ki onun yanında olma hissi çok güzeldi. ... [Tamamlandı]