[3.2]

161 29 15
                                    

Bölüm Adı : "Gerçeğe Dönüş"

"Uyanıyor."

Tekrardan duyduğu seslere karşı Beomgyu derin bir nefes aldı ve gözlerini zar zor aralamaya çalıştı.

Bu sefer karşısında YeonJun vardı. Yatağın tam baş ucundaydı.

Beomgyu gözlerini büyüterek doğruldu ve hızla konuşmaya başladı.

"Neden çiçekçi de değilsiniz? Ne oldu bayıldım mı?"

YeonJun kaşlarını çattı ve yüzünü buruşturdu.

"Sakın bizden çiçek beklediğini söyleme."

Beomgyu sabır diler şekilde yukarı baktı ve acıyan kafasına dokundu. Bu ne zamandan beri bu kadar aptaldı?

"Taehyun'u yalnız mı bıraktınız?"

YeonJun gözlerini odada gezdirdi ve anlamsızca kenardaki Soobin'e baktı.

"Taehyun?"

Soobin kaşlarını çatarak Beomgyu'ya baktı.

"Fakültede dikizlediğin çocuk mu?" diyerek onay bekledi.

Beomgyu kafasını Soobin'e çevirdi.

"Hayır evet yani hayır. O Üniversiteli değil. Bende değilim."

YeonJun endişeyle Beomgyu'ya baktı.

"Siktir, beyin sarsıntısı geçiriyor. Salak saçma şeyler hatırlıyor."

Beomgyu yumruklarını sıkarak nefes verdi. Kafasındaki ağrı daha da artıyordu.

"Hayır, Soobin Polis, bende dedektifim. Sen ise benim korumalığımı üstlenen bir polissin. Büyük bir vaka ile ilgileniyorduk. Hatırlasanıza."

Kısa süren bir sessizlik yaşandı. Yaşadıklarını hiç olmamış sayarsak, karşısındakilerin tepkisi gayet normaldi. Buna karşı Soobin, Beomgyu'ya yaklaştı ve yüzüne eğildi.

"Beomgyu iyi misin? Doktor çağıralım mı?"

Gözlerini büyüttü ve Soobin'i gösterdi.

"Bir şey daha var Soobin. Sözde biz seninle kardeşmişiz ayrıca. Kai diye bir stajyer vardı ve kız kardeşi bizim yüzümüzden ölmüştü."

YeonJun ayağa kalktı ve kapıya ilerledi.

"Doktoru çağıracağım bu böyle olmayacak delirmiş gibi."

Beomgyu korku ile YeonJun'a baktı.

"Siz birbirinize, bende Taehyun'a aşıktım... Niye hatırlamıyorsunuz?"

Soobin hızla geri çekilerek gözlerini büyüttü ve cama ilerledi.

"Saçmalık..."

YeonJun şaşkınca Beomgyu'ya bakarken kafasında neler kurduğunu düşünmüştü.

"Sen delirmişsin."

Beomgyu kafasını geri yatırarak tekrardan yatağa uzandı ve tavanı izlemeye başladı.

Bunların hepsini yaşadığına emindi oysa. Delirecek gibiydi.

Çok geçmeden YeonJun tekrardan Beomgyu'nun yanına yaklaştı.

"Romanını hatırlıyor musun?"

Beomgyu kaşlarını çattı ve mırıldandı.

"Ne romanı?"

"Anlattıklarının hepsi senin yazdığın bir roman Beomgyu."

Soobin kollarını bağladı ve sinirle Beomgyu'ya baktı.

"Ne harika..."

YeonJun şaşkınca Beomgyu'ya baktı.

"Artık hatırlıyor musun?"

Beomgyu iki elini de başının üzerine koyarak hafifçe sıktı.

"Ben ile Taehyun aynı okulda değiliz diyorum size. Ben onu bir çetenin elinden kurtardım. Çetenin başında da Kai var."

Soobin dişlerini sıktı ve Beomgyu'nun yakalarından tutarak yüzünü hizaladı.

"Ben senin abinim ve bir şirket yönetiyorum Beomgyu. YeonJun'da kod uzmanı, Kai'de doktor ve bizim yakın arkadaşımız. Kendine gel, sen hala üniversite okuyorsun çünkü bölümünün ağırlığı yetmez gibi birde alt sınıflarda takıntı yaptığın bir çocuk var. Farketmeden hayatını kaydırıyorsun. Dediklerinin hepsi kafanda kurduğun bir kurgu. Gerçek değil."

Beomgyu, kesik bir nefes vererek ifadesizce Soobin'e baktı. Yaşadıkları ya da yaşadığını düşündüğü şeyler onun için farklıydı.

Tekrar uyumak istiyordu. Eğer rüya ya da buna benzer bir şeyse hiç uyanmamak istiyordu.

Derin bir nefes verdi ve kendini geri çekti.

"Yalnız kalmak istiyorum."

Soobin ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. YeonJun sessizce arkasından yürürken Beomgyu'nun gözlerinden akan yaşları fark etmişti.

Bunca zaman böyle bir şey olduğunu bilmediği için kendini suçluyordu.

Öte yandan Beomgyu gerçekten yıkılmış gibiydi.

Roman'a başlamadan önce ki zamanı düşündü. En başını.

YeonJun ile kaldığı küçük bir dairesi vardı. Alt sokakların birinde üniversite olduğu için oraya taşınmıştı. Hayal gücü ve hafif abartıları yüzünden derslerden kaldığını hatırlıyordu. Son çıkış noktasıydı yazacağı roman.

O sıra kafasına dank etti. Bir ailesi vardı ve okumak için onları geride bırakmıştı. Bir dedektif değildi. Bir abisi ve arkadaşı vardı.

Kai'yi bir konferansta görmüştü, Soobin'in eskiden ders verdiği biriydi. Kang Taehyun ise alt sınıfta okuyan bir öğrenciydi...

Ellerini kafasının üzerine koyup derin bir nefes verdi. Başı delicesine ağrıyordu.

Taehyunla hiç tanışmamıştı.

Taehyun onu tanımıyordu bile.

Dolu gözlerini tekrardan sildi ve üzerinde olan örtüyü çekerek doğruldu. Kafasında ve kollarında sargı bezleri vardı.

Damar yoluyla aldığı sıvıya bakarak yüzünü buruşturdu.

Şimdi ne yapacaktı?

Gözlerini etrafta gezdirdi. Daha fazla şey hatırladı. Bu da daha çok yıkılıyor demekti.

__


Flower Boy [Taegyu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin