[1.1]

198 37 13
                                    

Bölüm Adı : "Tehlike"

Film bittiğinde Beomgyu, Taehyun'a odasını gösterdi. Ardından labirent gibi olan evde kendi odasını bulmaya çalıştı.

Çok geçmeden eski odasını andıran renklerde dizayn edilmiş, koca kütüphaneli bir oda buldu.

Bir kaç fotoğraf'ı asılıydı.
Demek'ki odası burasıydı.

Yatağına uzandı ve gözlerini kısa saniyeliğine kapattı. Uykuya dalacağı sıra telefonu çalmaya başladı.

Çıkan iğrenç sese bir kaç küfür savurarak cebine uzandı. Arayanın Soobin olduğunu gördüğünde yüzü daha da asılmıştı.

Telefonu açarak kulağına dayadı.

"Çocuğu bulamadım. Bakmadığım yer kalmadı. Sen bir şeyler bulabildin mi?"

Soobin dinç sesi ile konuşurken Beomgyu umursamadan nefes verdi.

"Çocuk benimle. Ayrıca Büyükanne Chae'nin dediği doğru. Yarın gidersin çevre dükkanlarla konuşursun. Bende çocukla ilgilenirim." dedi.

Soobin'in sesi öfke doluydu.

"Ne demek çocuk seninle? Bana niye haber vermedin ayrıca kendi görevini benim üzerime yıkamazsınız Choi Beomgyu."

Beomgyu tek kaşını kaldırdı.

"Bende senin görevini üstlendiğime göre bence bunda bir sorun göremiyorum. Ben dedektifim, delil toplar ve iz sürerim. Sen polissin, soruşturur ve yakalarsın. İşini ben mi öğreteyim?"

Kimse böyle bir çıkış beklemese de Soobin nefes verdi.

"Evinin konumunu at yarın uğrayacağım. Ne de olsa Taehyun ile de konuşmalıyım."

Beomgyu'nun çenesi geriliyordu. Aşağlayıcı bir tonda konuştu.

"Günlerdir konuştuğuna göre evin prototip'ini çıkarttırıyorsun çocuğa."

Derin bir nefes aldı.

"Yarın sabah atarım yat zıbar."

Telefonu sinirle kapatıp kenara koydu. Önüne gelen saçlarını bir hışımla geriye atarken yorganın altına girip yatakta tepindi.

Güneş yeni yeni tepeye çıkmaya başladığında Beomgyu'nun telefonu tekrardan çalmaya başladı.

Sese uyanan beden ne olduğunu kavrayamayıp doğruldu.

Arayanın Soobin olduğunu düşünürken ekranda gördüğü yazıya karşı telefonu açıp kulağına dayadı.

"Bay Choi."

YeonJun'un sesi kulaklarına dolarken ensesini ovuşturdu.

"Evet?"

"Departmandan yeni evraklar bırakıldı, getirmemi ister misiniz?"

Beomgyu onaylar mırıltılar çıkardı.

"Evet, ayrıca seninle konuşmam gereken bir şey var. Geldiğinde haber ver."

YeonJun'un onayladı ve telefonu kapattı. Beomgyu telefonunun ekranından saati kontrol etti.

Daha 6.20'ydi.

Derin bir nefes vererek yorganı üzerinden çekti ve ayağa kalktı. Bu günün hangi gün olduğunu hesaplarken takvimin Pazar'a denk geldiğini gördü.

Bu demek oluyordu ki dedektiflerin izin günü yoktu. Tekrardan nefes verdi ve ayaklanarak odadan çıktı.

Taehyun'un odasına doğru adım atarken kendini engelleyemeyip kapıyı araladı. Başını içeri soktu ve yorgana sarılı bir şekilde uyuyan çocukta gözlerini gezdirdi.

Minik adımlar ile odaya girmeyi düşünürken zilin sesi evin içinde yankılandı. Açtığı kapıyı kapatarak odanın dışına çıktı ve merdivenlere yöneldi.

Alt kata indiğinde dış kapıyı açarak karşısında duran YeonJun'a baktı.

"Günaydın Bay Choi."

Beomgyu kenara çekildi.

"Sanada günaydın... YeonJun."

YeonJun içeri girip üst kata adımlarken Beomgyu şaşkınlıkla onu takip etti. Odasının direk yanında olan odaya girdiğinde kaşlarını kaldırarak etrafa bakındı.

Burası çalışma odasıydı.

Kahverengi koltuklardan birine oturduğunda YeonJun Beomgyu'nun da yerine geçmesini bekledi.

Beomgyu masanın arkasındaki sandalyeye yürürken yavaşça oturdu.

YeonJun hızla elindeki belgeleri masanın üzerine bıraktı.

"Peşinde olduğunuz çetenin soyduğu dükkanların listesi. Bir bakımdan hepsi düzenle yapılan bir soygun yerine tamamen gelişi güzel olmuş şeyler. Ama bir şey hariç." dedi.

YeonJun koruma olmasına rağmen oldukça bilgisi olduğunu fark etmişti. Acaba koruma değil de ortak falan mıydı?

Düşüncelerinden onu alan yine YeonJun olmuştu.

"Kang Taehyun, 18 yaşında. Lise son sınıf öğrencisi. Sicili temiz ve okul içi bir kaç dalda madalyası var. Sessiz, sakin bir tipmiş. Okuldaki öğretmenlerinin dediğine göre fazla sessiz ama sorunsuzmuş."

Beomgyu'nun kaşları çatıldı.

"Yani içe dönük mü demeye çalışıyorsun?"

YeonJun kafasını iki yana salladı.

"Kızlar ile çok sık sohbeti olurmuş. Daha doğrusu kızlar Taehyunla çok sık sohbetleri olmasını istermişler."

Beomgyu nefes verdi.

"Herkesin istediği bir erkek mi yani?"

YeonJun kafasını salladı.

"Kesinlikle."

"Peki büyükannesi?"

YeonJun hatırlamak ister gibi durdu. Ardından devam etti.

"75 yaşında bir ihtiyar kadın. Kocası öldükten sonra çiçekçi işletmeye başlamış. Kang Taehyun'un ailesi öldükten sonra vekalet'ini üstlenmiş. Yine insanların dediğine göre gayet yardımsever ve iyilik timsaliymiş."

Beomgyu kafasını salladı.

"Taehyun'un ailesi neden ölmüş?"

"Trafik kazası."

Bu sefer önündeki belgelere baktı.

"Ama bir sorun var gibi görünüyor. Dediğim gibi bir ayrıntı var." dedi YeonJun.

Beomgyu dosyaları karıştırırken kırmızıyla çizilmiş yerlere göz gezdirdi.

"Cesetlerin hepsi soyulan dükkanların genelde çocuklarını oluşturuyor. Yani bu soygun bir ön uyarı olabilir diye düşünüyorum."

Beomgyu gözlerini YeonJun'a dikti.

"Ne?"

Flower Boy [Taegyu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin