Bölüm adı : "Defter"
Beomgyu daha temkinli adımlar ile eve vardığında anahtar yardımı ile kapıyı açarak içeri girdi.
Gözleri etrafta dolaşırken evin içini kolçan etti. Ardından yavaş adımlar ile mutfağa girerek yolun üstündeki marketten aldığı brownie'leri bir tabağa dizerek üzerine krem şanti sıktı.
Güzel olduğunu düşünüyordu. Tabağı eline alarak YeonJun'un odasına ilerlemeye başladı.
Bu onu affetmesine yeterdi sanırım. Ya da bir kaç dayak. Yine de affederdi işte.
Odasının kapısına geldiğinde kapıyı yavaşça tıklatarak kulağını kapıya yaklaştırdı.
"Hyungie~"
Verdiği tepkiye karşı cevap alamayınca kaşlarını çattı ve kapıyı aralayacak içeri girdi.
YeonJun kulağında kulaklıklar ile elinde bateri çubuklarını tutarak birbirine vuruyor ve kendince bir şeyler yapıyordu.
Beomgyu'nun geldiğini görünce kulaklığı çıkararak çubukları yastığın altına sokuşturdu.
"Kapıyı niye çalmadın?!"
Beomgyu göz devirerek içeri girdi ve kalçası ile kapıyı kapatarak yatağa ilerledi.
"Çaldım ama beni duymamaya odaklanmışsın."
Küçük odanın kenarında olan köşe yastıklarından birinin üzerine oturarak YeonJun'un gelmesini bekledi.
Geçikmeden YeonJun yatağında doğrulmuş ve çatık kaşları ile yan bir bakış sunarak Beomgyu'nun yanına gelmişti.
"Yine ne halt yedin?"
Beomgyu şirin olduğunu düşündüğü bir gülümseme sunarken elindeki tabağı YeonJun'a doğru itti.
"Hiçç, önemli bir şey yok."
YeonJun eline bir brownie alırken üzerine göz gezdirdi.
"Zehir mi kattın içine..?"
Beomgyu kaşlarını çatarken ayağı ile YeonJun'u itti.
"Seni düşünen de kabahat yeme be! Ben yerim."
Brownie'leri kendine çekerken, YeonJun elindekinden bir ısırık aldı.
Gözleri YeonJun'un üzerindeyken kafasını sallayışını izledi.
"Güzelmiş" dedikten sonra elindeki brownie'yi bıraktı. "Söyle şimdi ne oldu?"
Beomgyu derin bir nefes vererek yanaklarını şişirdi.
"Sanırım bilgisayarını bozdum."
YeonJun eli ile alnını ovuşturarak sakinleşmeye çalıştı.
"Tamam bu olacak bir şeydi sakin ol YeonJun..."
YeonJun kendi kendini sakinleştirirken Beomgyu kafasını yatırdı.
"Zaten kullanmıyordun. Şimdi tamire verirsek kurtulur gibi... Sadece koşarken elimden yola düşürdüm ne olabilir ki?"
YeonJun gözlerini büyüttü.
"Öldürmüşsün Beomgyu ne kurtulması!"
Beomgyu dudaklarını büzerek çantasından bilgisayarı çıkararak YeonJun'a uzattı.
YeonJun bilgisayarı aldı. Bir süre kontrol ettikten sonra kenara koydu.
"Bir baktırırız... Kapağı kırılmış bir de... Roman'ı yedekledin mi?"
Beomgyu boynunu ovuşturarak YeonJun'a baktı.
"Pek sayılmaz."
"Ne yapacaksın? Bilgisayarı beklemeye kalkma. Tamir olsa bile sıfırlanmayacağı konusunda garantimiz yok."
Beomgyu kafasını salladı.
"Biliyorum... Baştan yazacağım. Konu ve karakterler belirli olduğu için zor olmaz sanırım..."
YeonJun kafasını iki yana salladı.
"Bir haftayı yedin bitirdin zaten. Önünde 2 hafta kaldı."
"Biliyorum... Ama sonuç olarak 4 günde neredeyse yarılamıştım. "
"Ve şimdi hepsi çöp." diye devam ettirdi YeonJun.
Beomgyu alt dudağını büzerek tabak ile oynadı.
"Bir defter al ve ona yazmaya başla şimdilik."
Kafasını sallayarak nefes verdi.
"Bir süre öyle devam edeceğim."
YeonJun gülümseyerek omuzunu pat patladı.
"Vaz geçmemen güzel Beomgyu. Bunu taktir ettim."
Beomgyu kaşlarını çatarak YeonJun'un elini itti.
"Ya hyung!"
YeonJun gülerek geri çekildi.
"İyi be, git artık odamdan çalışacağım."
Ardından ekledi.
"Brownie'leri bırak."
Beomgyu söylene söylene odadan çıktı ve nefes vererek kendi odasına adımladı.
Odasına girdiğinde eski defterlerini karıştırırken çoğunun neredeyse bitmiş ve hiç boş defteri kalmadığını farketmişti. Derin bir nefes alarak ayağa kalktı.
Dışarı çıkmak için çok yorgun hissediyordu. Yine de ayağa kalktı ve hızla giyinerek YeonJun'un odasına adımladı. Kapıyı yüksek sesle tıklayarak açılmasını bekledi.
Kapı açıldığında YeonJun'a bakarak dışarıyı gösterdi.
"Ev için alış veriş yapalım, dönüşte defter de alırım."
YeonJun kafasını sallayarak onayladı.
"Bekle giyinip geliyorum."
Hazırlanıp beraber yola koyulmuşlar ve dükkanlar ile marketleri alt-üst ederek sonunda ev alışverişini tamamlamışlardı. YeonJun defter seçiminde ille de şekilli bir defter olsun diye tutturmuş etiketsiz, dükkanın sahibinin bile varlığından haberi olmayan defteri pahalı bir şekilde Beomgyu'ya kakalamıştı.
Eve geldiklerinde Beomgyu poşetleri mutfağa koyarak, YeonJun'un hediyelik eşya dükkanından aldığı ıvır zıvırlara göz gezdirdi.
"Parayı boşuna harcıyoruz... Ayın sonunu bile getiremeyiz böyle."
YeonJun omuzlarını silkerek sandalyeye oturdu.
"Bir iş buldum merak etme."
Bunu dediğinde Beomgyu'nun gözleri parlamıştı.
"Tanrım sonunda!"
Beomgyu'nun tepkisi YeonJun'u güldürmüş karnına hafifçe yumruk atmıştı.
"Hadi film izleyelim sonra yazmaya başlarsın."
Duyduğu teklife karşı Beomgyu kafasını hızla salladı.
"Tamam!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower Boy [Taegyu]
Fanfic"Aşk tanrısı var olamayacak kadar sahte, o ise gerçek olamayacak kadar güzel." ... Choi Beomgyu kendini birden hiç ait olmadığı bir yaşam içinde bulmuştu. Ama kabul etmeliydi ki onun yanında olma hissi çok güzeldi. ... [Tamamlandı]