Geçmişteki acı-tatlı izler #2

282 22 80
                                    

MERHABALAR HOŞ GELDINIZ YENI BÖLÜM ATTIM ÇÜNKÜ ÇOK TATLI YORUMLAR VARDI. BU DEMEK OLUYOR KI YORUM ATARSANIZ BÖLÜM DAHA HIZLI GELIR. ÖPÜLDÜNÜZ 💋💋💋
\°\Tatlı geldi aşklar değiştirmedim/°/

-Yetimhane zaman çizgisi-

Herkes sofraya oturup, dua ederken bir çığlık sesi duyuldu!!
Acaba bu Çığlık kime ait'ti?

Bir anda ray yemek odasına fırlayarak üzerinde pijamalarla girdi, bütün çocukların ona gülmesi ile ne yaptığını idrak etmişt.

Bunun üzerine utanarak Anne'nin yanına gitti, ondan çok özür dileyerek bir daha böyle bir şey yapmayacağını söyledi. Annesi nazik bir gülümseme ile "böyle şeylerin olabileceğini sıkıntı etmediğini" söyledi. Yavaş ray'ın saçlarını eliyle düzeltti, ardından öptü ve onu odasına giyinmeye yolladı.

Hala kendi aralarında kıkırdaşan çocuklar olduğundan dolayı, herkesin dikkatini çekmek adına 4-5 defa ellerini birbirine vurarak bütün çocukların dikkatini kendisine çekti. Ardından ayağa kalkarak bütün çocuklara bakarak şunları söyledi "tamam güldünüz eğlendiniz, ama artık susmayı bilin lütfen" diyerek tekrardan yerine oturdu.

Ellerini birbirine kenetleyerek dua etmeye başladı onun bu hareketini gören çocuklar, hemen ellerini birleştirerek onun gibi her sabah ettikleri duaların etmeye başladılar.

Herkes Anne'nin ellerinş ayırmasıyla kendi elini ayırdı ve sessizce yemek yemeye başladılar.

Kocaman salonda çıkan tek ses kaşık çatal sesiydi, bunun üzerine hızlı adım sesleri salonu kapladı, gelen kişiler anne'ye, emma'ya
gilda'ya ve don'a selam verdiler.

Gelenler tahmin edebileceğiniz üzere Ray ile Normandı, norman selam verirken 32 diş gülümsemesine rağmen ray sadece dudaklarını kıvırarak selam verdi.

Bu bile onun için olağan dışıydı, bunu gören norman kıkırdadı ve yemek masasına oturdu. Yavaşça herkes gibi yemeklerini yemeye başladılar. Ray yemek yerken bacağını sallamaya başladı, bunu gören norman.

Neden gerildiğini anlamaya çalıştı, sonrasında yemek yerken sürekli giydiği uzun kollu tişörtün kollarını çekiştirip duruyordu. Büyük ihtimalle tişört ona kısa geliyordu ve bu bileklerinin uçtan gözükmesine sebep oluyordu.

Anlaşılan bundan dolayı gerilmişti. Bunu fark eden norman, sol elinde tuttuğu kaşığı yavaşça tabağına bıraktı. Sağ eliyle yavaşça rayın salladığı bacağının yanındaki elini yavaşça okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştı. Bu olduğu anda Ray ile göz göze geldiler, rayın gözlerinin içine bakarak Güven verici bir şekilde gülümsedi.

Bu ray'ın tüm kalbinin huzur ve güvenle dolmasını sağladı. Norman yemek boyunca onun elini okşamaya yavaşça devam etti. Ray ise bütün yemek boyunca daha iyi hissetti, onun elini tuttuğu için fazlasıyla da heyecanmıştı. yemeğini bitirdiği anda hemen banyoya gitti, aynanın karşısına geçip kollarını sıyırdı.

Yavaşça tekrardan yaraların üzerine bastırdı, artık eskisi kadar acımıyorlardı neredeyse hissetmiyordu bile.
Bunun üzerine bir anda sinirlendi, kendisine zarar verebilmek için bu evde cidden uğraşması gerekiyordu.

Çünkü mutfakta veya herhangi bir banyoda kesici alet yoktu, peki ray elindeki çakı tarzı bıçağı nerede bulmuştu? Anneye casusluk yaptığı zamanlardan birinde, annesi bir şekilde odasının kapısını açık unutmuştu. Bunu fırsat bilen ray annesinin odasına girip işine yarayabilecek her şeye bakmıştı.

Burada bulduğu 'büyük ihtimalle mektubun mumlu kısmını açmak için kullanılan bıçağı' cebine koydu.

Bundan öncesinde ise, ortak kullanılan kütüphanede büyük bir kalemtıraş vardı. Bozulunca ray onu tamir etmişti, lakin 6 gözünden sadece 5'i çalışıyordu. Ray'ın dediğine göre 'bir tanesinin, içindeki jilet kırılınca bütün mekanizma durşuştu' Lakin bu söylediği apaçık bir yalandı ve oradaki sadece norman bunu fark etmişti.

Etmesine rağmen rayın onunla ne yapacağını anlayamadığı için son zamanlara kadar fark etmemişti. Normanın bunu fark etmesinin sebebi, bir jilet bozulduğundan dolayı bütün mekanizma durmuş olsaydı o mekanizmayı çalıştırmak için yeni bir jilet gerektirdi. Büyük ihtimalle ray onu alıp bir şekilde makineye öyle çalıştırabilmişti.

Evet Ray elindeki çakı tarzında olan bıçağı annenin odasında bulmuştu. Onu banyoda klozetin sifonunda olan suyun içinde saklıyordu. Çünkü dolaba vesaire koymaya kalkışsa çocuklardan birisi bulabilirdi.

Elindeki çakıyı yavaşça tutup, derisini kâğıt misalinde hiç acımadan kesmeye ve bütün birikmiş sinirini kendisinden çıkartmaya başladı. Bir kaç kesikten sonra banyonun kapısı çalmaya başlamıştı, ray endişe ile ne yapacağını bilemiyordu. Bunun üzerine nazik bir ses tonu "Ray lütfen kapıyı açar mısın, kendine bunu yapmana dayanamıyorum sadece yardım etmeme izin ver" dediğini duydu bunun üzerine elleri titremeye başladı.

Duyduğu ses neredeyse ona yalvardığı laflar söylemesine rağmen. Ray her ses taneciğinde daha da kendisine acımasız oluyordu.

Bunun üzerine Anne geldi, duyduğu ses hemen her şeyi anneye yetiştirmiş olmalıydı. Sinirle soluyarak kapıyı kırarcasına vurdu, "Ray O kapıyı açmazsan biliyorsun ki kırmaktan hiç çekinmem" dedi annesinin bu lafları üzerine bütün vücudu titreyen çocuk. Elindeki bıçağın kanını temizledi ve tekrardan aynı yere koydu. "Açıyorum lütfen kapıyı kırma anne" dedi ölmüş ses tonuyla genç.

Kanlı yaralarına birazcık daha peçeteyle bastırarak kanı durdurmaya çalıştı. Olmayacağını anladığında kollarını kapatarak kapının kilidini açtı. Karşısındaki kadın, ona sımsıkı sarıldı. Gözlerinden gelen yaşlarla şu kelimeleri etti" lütfen ama lütfen" ray şaşkınlıkla kadına baktı. Sarılmasına karşılık vererek kendisi için endişelenmemesi gerektiğini mırıldandı.

Birkaç dakika sonra çocuğu serbest bırakan kadın, "Çok korkuttun beni, neden kapıyı açmadın ray" dedi sinirli bir ses tonuyla. Ray, "midem bulanıyordu ondan açamadım anne" dedi yalan olmadığına kendisi bile inanarak. "Birdahakine en azından ses ver tamam mı?" "Tamam anne"

Yanındaki çocuk onlar sarılırken, durgun gözlerle çocuğu izliyordu içten içe öldüğünü hissedebiliyordu karşısındaki. Annesi çocuğu bıraktığında beyaz saçlı olan elinden tutarak onu kütüphaneye götürdü, geldiklerinde elini bırakarak ona sıkaca neredeyse onu boğacak şekilde sarıldı.

Bunun üzerine çocuk karşısındakinin ona ne kadar değer verdiğini içten hissetti. Ona geri sarılarak zar zor gözyaşlarını tuttu, çocuk bir daha böyle bir şey yapmaması gerektiğini mırıldığında karşısındaki konuşmuyordu. Böyle belki dakikalar belki de saatler geçti. En sonunda İkisi de sakinleşti ve birbirine bakmaya başladılar.

Bakışları o kadar hüzünlüydü ki, ikisin de gözlerinden birer yaş geldi. Bunun üzerine norman, yavaşça eliyle onun gözündeki damla'yı silerek elini yanağına koydu ve yavaşça okşamaya başladı. Ray kafasını, norman'ın elinin üzerine yaslayarak gözlerini kapadı.

Norman ona bakmaya doyamadı, gözleri birçok kez dudaklarına kaydı lakin bunun yanlış olacağını düşünerek, 'saçma' düşüncelerini kovdu. Kalbindeki acı hissiyat gitmemişti, onun kendine bir şeyler yapması bu ağrıya sebep olmuştu. Ama şu an çok utanıyordu, ona bakarken, düşüncelerinin sahibinin karşısında olması daha da utangaçlığa ve garip bir hissiyata sebep oluyordu.

Lakin ikisinin de birbirine karşı böyle hissetmesi tamamen normaldi, çocuk olmaları birbirlerine karşı derin duygular beslemelerine engel değildi. sadece şu an bunların ne kadar derin olduğunu kabul edemeyecek kadar küçüklerdi.

Norman'ın gözlerinden yaşlar düşmeye devam ederken konuşmaya başladı
"Lütfen birdaha kendine böyle bir şey yapma, neden yapıyorsun ki neden anlamıyorum"

Ray hiçbir şey söyleyemeden ona sarıldı ve sadece saçlarının arasında elini gezdirdi. Norman başını kaldırdı ve
"Lütfen küçücük de olsa cevapları hak etmiyor muyum?" Diye sordu

"Sadece-sadece hoşuma gidiyor saçma olabilir ama ben acıyı sizinle aynı görmüyorum ve hissetmiyorum o yüzden buna devam edersem debenim için üzülme çünkü canım yanmıyor merak etme tamam mı?"

Norman duydukları karşısında şaşkınlığını gizleyemedi, böyle bir şey beklemediği ortadaydı yine de ona karışmanın bir şey fayda etmeyeceğini düşünerek sadece başınını salladı.

Bence 1050+ kelime yeterli, daha yazacak bir şey kalmadı.

Sonraki bölüm
manga spoiler!⏭️

KİBRİT, BENZİN, BİRAZ DA ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin