Geçmişteki kanlı izler hep kalır.

77 6 53
                                    

Herkesin korktuğu, istemsizce unuttuğu veya unutmadığı anıları vardır.

Bazen bunlar sırtınıza ağır yükler olarak kalır ve engebeli yollarda onları taşımak size çok ağır gelir.

Bazen o engebeli yollarda yükünüzü hafifletecek birine ihtiyaç duyarsınız, onları bulduğunuzda ise kendinizi cennetteymiş gibi hissedersiniz.

Yüklerinizi birileriyle paylaşmak hem fiziksel hem de psikolojik olarak size çok iyi gelir.

Sevildiğinizi ve değerli hissedersiniz bu size hayatta bir yaşam isteği sağlar.

Yüklerinizi taşıyan kişinin her daim yanında olma ve onun da yüklerini taşıma isteğiyle dolup taşarsınız.

Kısaca birini sevmek böyledir işte, bazı isteklerle dolup taşarsınız.
Birileri size böyle davranıyorsa da bütün kalpleriyle seviliyorsunuzdur.

Ray ile norman birbirlerini bu denli seviyorlardı lakin bazen Sevgi bazı yükleri taşımakta yetersiz kalıyordu, bazense onu bir tüy gibi havaya uçurturuyordu.

Sevgi böyle bir şeydi hem sizi yükseltebilir hem de alçaltabilecek kadar dengesiz ve bir o kadar da kuvvetlidir.

Bazıları sevginin ve aşkın bu dengesizliğinden korkar bazıları ise bunun büyüsüne kapılır.

Sakın unutmayın ki her şey sizin sonsuzluğunuza kadar uzun sürmez.

Sevgi ve aşk da dahil, ben bunun
örneklendirmesini şöyle yapıyorum;
Daha önce hiç 20 yıldan fazla bir süredir sevgilisinden veya ailesinden nefret eden birisini gördünüz mü?

Bazılarınızın cevabı hayır bazılarınızın ki ise evet olacak, aşkta böyledir sizin gördüğünüze göre şekillenir.

Sizin gördüğünüzden daha da karmaşıktır, içinde bulunan bu kişiler bile bu karmaşık düğümü çözemezler.

Bazı insanlar ise kafalarına göre yorum yaparlar, bu düğüme gözlüksüz veya kör gözlerle bakarlar.

Aşk zordur,
daha doğrusu zorlukları sever.

Hep kendini üstün görür, kendisine ulaşılması için arkasına sürekli engel koyar.

Lakin kendisi bu engeller yüzünden asla geri adım atamaz hep önüne odaklanmak zorunda kalır.

Neyse yine çok uzatıyorum, kısaca benim zihnimde aşk böyle.










































                Uzun bir kış akşamı
                    Saat 10 civarında
               Hava fazlasıyla soğuk

Ray(12 yaş)

Yetimhanenin soğuk duvarlarına dayanmış bir şekilde altımdaki minderle birlikte kitaplığın yanında oturuyordum.

Elimde dış dünyayı anlatan güzel bir kitap vardı, beni büyülediğini söylemek az bile kalır.

Dış dünyanın beni etkilediği kadar, hiçbir şey beni etkilemiyordu.
Ya da ben öyle zannediyordum?

Koridordan gelen ağır ve sessiz olmaya çalışan adımlarla kapıya doğru döndüm.

İçimden 3'den geriye doğru saydım, dudaklarım sıfır kelimesini sessizce söylediği anda kapı açıldı ve şaşkınlık da bana bakan beyaz saçlı bir oğlan belirdi.

"Burada ne işin var ray"
diyerek bana sorusunu yöneltti.

Şimdiden bunu sorması gerekenin ben olduğunu düşünüyordum çünkü beni rahatsız eden oydu ve şu an yaptığım şey fazlasıyla açıktı.

KİBRİT, BENZİN, BİRAZ DA ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin