•Black Cat

305 16 4
                                    

Eve geldiğimde hızlı bir duş alıp kendime yemek hazırladım. Adamları patakladıktan sonra epey yorulmuştum koltuğuma geçip televizyon izlerken kendimi garip hissettim.

Birileri beni izliyor gibi hissediyordum. Elimde ki kase ile arkama dönüp pencereye baktım ama kimse görünmüyordu.

"Deliyorum galiba." kendi kendime söylenip kalktım ve perdeleri kapattım.

Tekrar yerime oturup bu sefer daha güvende hissederek film izledim. Birkaç dakika sonra Peter eve girdi sırt çantasını yere bıraktı ve yanıma oturdu.

Bana bakıyordu konuşmak için nereden başlayacağını düşündüğünü biliyordum.

"Direkt konuya gir Parker." gözlerini kaçırıp kafasını çevirdi ona Parker dediğimde sinirlendiğini biliyordu.

"Natalie çok özür dilerim sana zaman ayıramadım."

Anlamıyordu "Konu bu değil Peter." Peter bir anda bana bakarak "Konu ne peki?" dedi.

Elimde ki kaseyi önümdeki masaya bıraktım ve ona döndüm.

"Zarar görmenden korkuyorum ama bunu anlamıyorsunuz. Ben sevdiklerimi kaybediyorum seni de kaybetmek istemiyorum."

Tek nefeste hepsini söyleyip rahatlamıştım. Peter gülümseyip elimi tuttu.

Onu öpmek için yaklaştığımda kabul edip dudaklarıma kapandı. O beni her öptüğünde içimde bir şeyler canlanıyordu.

Öpücüğümüz nefessiz kalmamla sona erdi geri çekilip ona baktım. Onunla konuştuğum için mutlu gözüküyordu.

"Ee Peter bana kendi evrenindsn hiç söz etmedin."

Peter'ın gülümsemesi soldu "Eğer anlatmak istemiyorsan sorun değil." dedim destek olurcasına.

"Annem ve babam yok ben halam ve amcamla yaşıyordum. May, amcam öldükten sonra bana destek oldu."

Biraz düşündü ve devam etti "Ben de ona destek oldum. Daha sonra bellir bir yaşa geldiğim için May'e yük olmak istemedim. Evden ayrıldım."

Şimdi daha da merak etmiştim eğer bizim Peter evi terk etseydi May çıldırırdı.

"O Londra'ya gitti her zaman orayı görmek istediğini söylerdi."

Yüzünde acı bir gülümseme oldu. Elini daha sıkı tutup onu kendime çektim ve sarıldım.

"Emin ol bizim May seni çok sever."

Ve yine o his içimi kapladı perdeler kapalıydı kapılar kapalıydı ama biri beni izliyor gibiydi.

Vücudum gerildi Peter aniden kalktı ve bana baktı. Ben bu histen kurtulmaya çalışırken o beni sarsıp kendime getirmeye çalışıyordu.

"Nat iyi misin?" sesi endişeliydi kafamı yavaşça ona çevirdim ve göz kontağı kurdum "Peter bir tehlike hissediyor musun?" dedim yavaşça.

Peter dikkatini topladı ve bekledi ama bir şey olmadı "Hayır, neden sordun?" omuz silktim "İçimde garip bir his var." dedim.

Peter televizyona baktı "Hadi başka bir film izleyelim." şaşkınlıkla ona baktım "Gitmiyor musun?"

Kafasını sağa sola salladı "Tamamen buradayım." kendisinin sevdiği filmlerden biri açtı ve bana sarıldı.

Heyecandan titremiştim resmen bana sarılınca gülümsemeden edemedim.

Peter Parker (Tom)

Gwen'i öpüp camdan çıktım. Peter'a ulaşamamıştım bir binanın tepesinde durup şehiri izledim.

Geçen ki kadını düşünüyordum kedi gibi hızlı ve çevikti aklımda onun tanıdığım biri olup olmadığını tartıyordum.

Düşüncelerimde kaybolmuşken yanıma birinin atlaması ile o tarafa döndüm.

"İyi görünüyorsun arkadaşın seninle değil mi?"

Gözlerimi kısıp ona baktım hislerim beni uyarmıyordu tehlike yoktu.

"Kimsin sen?" elbette ismini söylemeyecekti bunu beklemiyordum zaten.

"Bana Black Cat diyebilirsin Spidey."

Taktığı lakap örümcek çocuk denmesi ile aynı etkiyi yaratmıştı. Yüzümü ekşittim.

Yavaşça bana yaklaşıyordu o bana yaklaştıkça kendimi ani bir hareket için hazırlıyordum.

"Kaçmayacak mısın?" sorduğu soruya cevap vermedim dikkatimi dağıtmak istiyordu.

Sol tarafımızdan gelen sese döndük "Ben olsam bizimle uğraşmazdım." Peter gelmişti!

"Oh işte diğer Spidey geldi." Black Cat neşeyle gülümsüyordu "Biz seni yakalamadan teslim ol." İkisi resmen burada olduğumu unutmuştu.

"Deneyin bakalım."

Kadın birden koşmaya başladı Peter ile arkasından gittik ve iki ayrı yöne ayrıldık.

Maskemin ekranından saate baktım.

03.26

Bu saate kadar Natalie ile ne yapmışlardı ki bu kadar geç gelmişti. Normalde gece 1'de gelirdi.

Maskemden onun maskesine baglandım hala kadını kovalıyorduk.

"Ehm şey bu saatte neredeydin?" diye sordum. Onu kıskanmıyordum sadece merak etmiştim.

"Nat ile birlikteydim."

"Nat bu saatte uyanık olmazdı." Natalie geceleri oturmayı çok sevmezdi görevi yoksa direkt uyurdu.

"Biraz zaman geçirdik. Bir sorun mu var?" dikkatim dağıldı sanki görecekmiş gibi kafamı salladım.

"Hayır yok."

Natalie ile uzun zamandır konuşmamıştık. Onu kaybediyor gibi hissediyordum.

"Yakaladım onu!"

Peter'ın maskesine bağlı olduğumdan sesleri duyabiliyordum. Kadını yakalamıştı ve kadın kaçmak için uğraşıyordu.

"Maskemi bırak!" Black Cat'in bağırışı ile daha dikkatli dinlemeye başladım alana yakındım.

Tam vardığımda yere inerken koşarak giden Black Cat'i gördüm. Peter elinde Black Cat'in maskesini tutuyordu.

"Yüzünü gördün mü?" elindeki maskeye bakarak "Evet, gördüm."

Arkasını dönüp uzaklaşıyordu. Peşinden gittim "Avengers binasında onu taratabiliriz." bir şey demedi ama Avengers binasının yoluna dönmesi ile oraya gideceğimizi anlamıştım.

•Böyle fotoğrafları çok seviyorum ya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Böyle fotoğrafları çok seviyorum ya

•Oy ve yorum atmayı unutmayın <3

Spider & Widow || Andrew GarfieldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin