10, Dudaklarından İçtim Şarabı

8.1K 578 259
                                    

Medya: Ata Barbaros.

Hepinize merhabalar! Nasılsınız? Tatil sizin de üzerinizden tır geçmiş gibi hissettirdi mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hepinize merhabalar! Nasılsınız? Tatil sizin de üzerinizden tır geçmiş gibi hissettirdi mi?

Eğer ilgiden memnun kalırsam on günde neredeyse her gün bölüm atma fikrim var. Bu aralar wattpad sessiz görünüyor ama bakacağız.

Bölümün ithaf edildiği okuyucu köşemizde bugüün,
@hamsimsi 🦋
Kendisini çok sevimli bulmakla beraber aramıza yeni katılmasına rağmen uzun süre burada olmasını temenni ediyorum. Umarım kitabı hep sevmeye devam eder.

Yorumlarınızı ve OYLARINIZI eksik etmeyin lütfen. Yorum yapmaya vakti olmayanlar oy atmayı unutmazsa süper olur oylar biraz eksik kalıyor.

-

Tereyağında güzelce kavrulan yumurtanın kokusu tüm Cevizli'yi sarmışken uzun boylu adamın poşetten çıkardığı simit bu güzel kokuya eşlik ediyordu. Tüm gece kuru bir sandalye üstünde koca omuzlarını dahi sığdıramadan ne kadar dinlenilirse o kadar dinlenmişti. Bir nebze ağrıyan omuzlarını es geçip dik duruyordu yine. Çayın altını söndürüp kırmızı tepsiye kahvaltılıkları dizecekti ki, kapının ağzından kendisine ahulu gözlerle bakan yaralı bereli oğlanı gördü.

''Ne diye ayaklandın?'' Elindekileri tezgaha yavaşça bırakıp Ata'ya doğru yürüdü.

''Kokuya kalktım. Sayende iyi hissediyorum. Sen bu kadar emek ettin, yatakta değil karşında oturarak yemek istedim.'' Aslında ağrıları devam ediyordu ama onun için ayaklanmıştı.

''Kendime hazırladım.'' Kaşlarını hafif çatarak söyledi. Çocukla oyun oynamaktan ve onu denemekten keyif alıyor olmalıydı. Fakat karşısındaki hemen pes edecek türden görünmüyordu.

''İyii, ben de seni izlerim.'' Sendeler gibi olduğunda kapıya tutundu uzun ve beyaz parmakları. Barış'ın tek kolu beline sarılırken elinin üzerindeki damarlar belirginleşmişti. Gözleri birbirine çok yakındı ama kimse gözleri kaçırıp teması bozmadı. Ata gözlerini kırptığında altın kirpikleri mavi gözlerini sarmalayan bir güneşe benziyordu. Barış ise ufuk çizgisine. Öyle derin, öyle yoğun...

Sanki gözler birbiriyle konuştu. Ata geçirdi içinden. Seninleyken her şey yolundaymış gibi. Hem büyüyor, hem çocuklaşıyorum.

Barış duyar gibi geçirdi içinden gözleri ondan ayrılmazken. Gözlerim hep saatte, okyanusu ne zaman göreceğime bakıyorum. Şu mavi gözlerin okyanusu evime getirir. Çocukken gidemediğim yer karşımda belirir, avuç içinden ensendeki kısa saçlara dek nefesimle sarıp hapsetmek gelir içimden tenini tenime.

''Düşmeden gelirsen, yersin.'' Sıkıca tuttuğu belden parmaklarını ayırdı, güzel oğlanın bedeniyle o kadar yakınken taş olsa çatlardı. Arkasını döndüğünde bıraktı derince nefesini.

KİRLİ BEYAZ [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin