22, Sevişmek Teninle

8.4K 393 394
                                    

Hepinize merhaba. Bu bölüm iki parttan oluşacak. 3000 kelime olunca devamını diğer bölüme yazayım dedim.

Bu bölümün tamamında, cinsellik içeren sahneler vardır. Daddykink veya cinsel konuşmalardan hoşlanmayanlar okumasa daha iyi olur. Tabii ki kurgu eleştirisine her zaman açığım ama ıy mıy yapmaya da gerek yok. Cinsellik sevmeyenler direkt iki bölüm sonraya atlasın. Bir sonraki bölümde de olacak çünkü.

İyi okumalar dilerim. BOL yorum ve yıldız isterim gönlünüzden koparsa. 🤍🐚

-

Ata'nın ağzından...

Temizlik, temiz olmak, çok temiz olmak... Kim olmak istediğini bile ıslak bir bezle silip hayatını başka bir ağızdan yeniden yazmak. Önce pencereleri, sonra kapıları en son da kimliğimin size benzemeyen köşelerini sildim anneciğim. Her şeyin bembeyaz olduğu ilk an, size kusursuzca uyum sağladığım ilk zamandı. Seçilmiş geleceğimin bulut beyazı sayfalarında kalemi kaydırışınızı izledim.

Fakat anneciğim, bir şey vardı. Çok, çok önemli bir şey.

Masadaki kirden, okuldaki başarısızlığımdan korkarak temizlediğiniz her şey öyle beyazdı ki ben artık önümü göremiyordum. Saf ışık gözlerimi bir makas gibi keserken anladım kusursuz olmanın hayata  yakışmadığını. Hayat biraz da kirli beyaz olmakmış. Beyaz sayfalar boş bırakıldığında değil, üstüne bir şeyler karalandığında anlam kazanırmış meğer, anneciğim.

Hâlâ bazen kendimi çok aptal hissediyorum, ama artık böyle olduğunda suçlu hissetmiyorum. Arabada gelirken fark ettiğim şeydi bu. Bir şeyleri içimden kolayca sökemesem bile zamanla değişmişti artık. Barış'ı tanıyana dek, kalbimin bu kadar ses yapabildiğini bile fark etmemiştim. Yeniden başladığım hayatımda kendi ayaklarım üzerinde duruyordum durmasına. Ama bazen, bilhassa pes etmek diğer her şeyden daha kolay geldiğinde, ne yaşamış olursa olsun dik duran bu adamı hatırlıyordum.

Duruşuyla bana ilham veren, içimdeki canavar seslerinden daha tok sese sahip birine aşık olmuştum. O yüzden hem kendi hedeflerime, hem de ona çok yakışır biri olmak istedim. Arabada giderken alkolün etkisiyle sıcak basmıştı, Barış üşüteceğimi bildiğinden klimayı açmadı. Sadece pencereyi biraz araladı.

Nereye gittiğimizi bildiğimden hiç uykulu hissetmiyordum. Aksine enerjim fazla geliyordu vücuduma heyecandan. Yanaklarım ve kulaklarım yanıyordu sıcak bastığı için. Dönüp Barış'a baktığımda tek istediğim kıkır kıkır gülmekti. Araba sürerken o kadar ciddi görünüyordu ki, fotoğrafını çekesim gelmişti.

İşaret parmağımı yüzüne doğru uzatıp ciddi ifadesini dağıtmak için bastırdım gölge düşen yanağına. Kaşları hafif çatıldı, göz ucuyla bana bakıp ne yaptığımı sorar gibi mırıldandı. "Mm?"

"Çok ciddi bakıyorsun genelde." Yanağına bastırdığım parmağımı hafifçe kaydırıp dudak kenarına getirdim. İç güdüsel hareket ediyordum, belki şımarıklık olarak algılardı ama ona dokunmak güzeldi. Yürümeyi keşfeden bir çocuk gibi ilgiliydim.

"Yüzüm öyle gülüm." Hafifçe omuz silkip dudak kenarı kıvrılmışken göz ucuyla bana baktı. Başımı anladım der gibi sallarken odaklı şekilde parmağımın çizdiği haritaya bakıyordum. Tam dudağının kenarındayken, etli alt dudağına dokundurdum parmak ucumu.

"Ata," Konuşurken dudakları parmak ucuma sürtündü. "Aslanın ağzına yem uzatıyorsun. Yerse seni?"

"Yesiin." Omuzlarımı silktim ben de bunu istiyorum der gibi. Barış dudağına sürten parmağımı birden arasına alıp sıcaklığını hissettirdiğinde beklenmedik hareketle vücudum karıncalandı. İnce bileğimi geri çekmemem için sahiplenici şekilde tutmuş, işaret parmağımı önce ısırıp sonra küçük öpücükler bırakmıştı usul usul.

KİRLİ BEYAZ [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin