Kocaman gözlerle Ateş'e baktım. Sinirli ve huysuzdu. Ama sen çok tatlısın. Hızla yere indim ve saçlarımı düzelttim. Rujum da dağılmıştı muhtemelen. Elimin tersiyle hızla sildim. Onu kolundan çekip koltuğun üzerine attım.
"Kapat gözlerini. Uyuyorsun sen."
Emre içeri girer girmez arkamı dönüp ona baktım.
"Hoşgeldiniz. Keşke bir haber verseydiniz."
Hafif bir sitemle gülümseyerek yüzüne baktım. Lütfen duymamış olsunlar. Lütfen lütfen...
"Rahatsız mı ettik küçük hanım? Hem konuşacaklarımız vardı."
"Hayır tabi ki. Olur mu hiç öyle şey. Pek iyi değildi. Yorgundu. Hemen uyudu zaten."
Uzaktan Mert'in haykırışı duyuldu. Gittikçe yaklaşıyordu.
"Kimin tokası lan bu! Aldatıyor mu bu beni? Haayııııır! Lan beni geçtim o güzelim sexi kıza yapılır mı bu!"
Emre hızla eliyle gözlerimi kapadı. Yapamaz zaten Mert'ciğim.
"Lan mal! Ben sana giyin demedim mi!"
"Oh şükür. Ah! Unutmuşum."
Adım seslerinden sonra elini gözlerimden çekti. Şükürler olsun. Derin bir nefes alıp verdim. Ateş olduğu yerden doğruldu. Dudaklarımı ısırıp çaresizlikle etrafa bakındım. Alnımı ovuşturdum. Neyin içine düştüm ben?
"Su."
"Efendim Emre."
"Senin boynuna ne olmuş?"
Siktir!
"Ne olmuş."
Elimi panikle boynuma götürdüm.
"Kızarmış biraz..."
"Ha o mu? Şey ya... Mezarlığa gittim ya ben. Sinek fazlaydı. Isırmış bir şey de. Kaşıyınca ben de kızarmış demek ki. Geçer birazdan. Hatırlatmasaydın keşke bak bir daha kaşındı."
"Su."
"Efendim."
Biraz etrafa bakınıp bana döndü.
"Yanlış tarafı kaşıyorsun."
Gözlerim utançla ve şaşkınlıkla açılırken elimi alnıma götürdüm. Ona attığım her kaçamak bakışta gülmemek için kendini daha da fazla sıktığını görüyordum. Ben burada utancımdan kıvranayım beyefendiye bak sen!
"Buradan da ısırmış herhalde. Lanet sinekler. Hem kafa mı kaldı Mert'in gelişinden sonra."
"Aklınızı başınızdan aldığımı biliyorum bebeklerim! Geri döndüm."
"Bakayım mı? Giyinik misin?"
"Şüphen olmasın."
"Çok şükür. Şey o zaman ben size kahve yapayım. Hem Ateş de uyanmış madem. Kendine gelsin. Değil mi Ateş?"
"Olur. Sade olsun."
"Olmaz mı sevgilim?"
Gözlerimi kısarak kurduğum ima dolu cümlelerimi bitirdim. Diğerlerinin de nasıl istediğini sorup kahvelerini yaptım. Marketin yerini sorup çantamı aldım, evin çıkışına yöneldim. Şu pedi alıp geleyim. Beni belimden yakalayıp kendine çevirdi.
"Uyanmışsın sevgilim."
"Nereye?"
İma ile konuşmaya devam ettim.
"Markete uğrayıp geleceğim. Merak etme dikkatli olacağım. Sen gelmiyorsun."
"Hımm... Öyle mi diyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE SU
ChickLit"Pekala biri seni böyle sıkıştırsa ne yaparsın mesela?" Beni tekrardan sıkıca çekip duvar ve kendisi arasında iyice sıkıştırdı. Bacakları bacaklarımı engellerken ellerimi de tutup duvara yasladı. Onu baştan çıkarmak istercesine fısıldadım. Yüzüne ya...