95

428 43 0
                                    

Telefonu bırakıp uzun zincirli çantayı koluma aldım ve odamdan çıktım. Kapının önünde durup converseleri giydikten sonra arkamdan çektim ve kilitledim.

Merdivenleri inerken telefonum çalmaya başlamıştı. Şeyda arıyordu.

"Alo?" dedim apartman kapısından çıkarken. Onu da arkamdan kapatıp sokağa çıktığımda hafif bir rüzgar saçlarımı kıpırdatıyordu.

"Nerdesin? Biz oturduk seni bekliyoruz bak."

"Geliyorum on beş dakikaya." dedikten sonra kapatıp caddeye çıktım. Buzlu Kahve'nin artı yönlerinden bir tane daha: gelir.

Taksiyi durdurup bindim ve kafenin adresini verdikten sonra arkama yaslandım. Telefon titrediğinde açıp mesaj sekmesine girdim.

gloomiseverything: Bak eminsin değil mi?
gloomiseverything: Başka planın yok?

buzlukahvee: Eminim
buzlukahvee: Yok

gloomiseverything: Süper
gloomiseverything: O zaman iyi eğlenceler :)

buzlukahvee: Korkutuyorsun

gloomiseverything: Ayıp.
gloomiseverything: Deme öyle

buzlukahvee: He tamam

gloomiseverything: Görüşürüz asker

buzlukahvee: Açhzöslqöqşdlc
buzlukahvee: Görüşürüz

Telefonu kapatıp kucağıma bıraktığımda yetişmek üzereydik. Birkaç dakika sonra caddenin üzerindeki kafenin önüne varmıştık. Parasını ödeyip indiğimde Şeyda'nın kapının önüne çıktığını gördüm.

Bana sıkıca sarılıp geri çekildi. "İyi ki doğdun! Hadi gel, içeri geçelim çabuk!"

Onun heyecanına ortak olup gülerek içeri girdim. Geniş, ferah bir yerdi. Cadde üzeri ve fazla işlek olmasına rağmen içi boştu. İlerleyip köşedeki uzun masayı gördüğümde birçok kişiyi çağırdığını gördüm. Okuldan getirdikleri, benim tanıdığımı bildiği kişileri ve benimde gelmesini istediğim kişileri çağırmıştık. 

Hepsine tek tek sarılırken teşekkür ettim ve masaya oturduk. Tatlılar, pastalar yenilip içildikten sonra sohbete dalmıştık.

"Sen ne düşünüyorsun Mevra?"

"Tam olarak içimden geçen bir bölüm yok fakat... Türk Dili ve Edebiyatı olabilir. Karar vermedim. Sınava girelim bir..." Başını salladı. Ortaokul arkadaşlarımdan biriydi ve insanlarla nadir anlaşabildiğim için sık olmayan fakat uzun süreli bir arkadaşlığımız vardı.

"Sevgilin gelmeyecek mi?" Ne diyeceğimi bilemedim. Sosyal medyadan onu görüp takip ettiğimi hatırlayamadım, ama belli ki olan bitenlerden haberi vardı.

Hemen yanımda oturan Şeyda kolumu sıktığında, "İşi çıkmış." dedim. "Akşam kutlamaya karar verdik."

İşleri falan çıkmamıştı, teklif etmiştim fakat kendileri bilindik insanlar olmadığı sürece rahat edemediklerini söylemişlerdi.

"Anladım." diye mırıldandı. "Bir ara tanışmak isterim."

"Olur, yani söylerim ayarlayabilirsek neden olmasın..."

Birkaç saat daha oturduktan sonra masa yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Bu yüzden daha fazla uzatmadık ve bizde kalktık. Garsonlara teşekkür edip çıkarken telefonumun çantamın içinde çaldığını duydum. Hediye poşetlerini tek koluma aldıktan sonra açtım.

"Ay aşko gel artık ya!"

"Tamam tamam çıktık şimdi, geliyorum sakin ol."

Heyecanlı sesiyle bir sürü şey sayıyordu, ama hiçbirini anlayamadığım için ne diyeceğimi bilemeyerek dinliyordum. Nefes nefese kalıp sustuğunda, "Rabia ben seni arayacağım, şimdi eve gidiyorum."

"Tamam!" dedi ve birkaç şey daha saydıktan sonra kapattı.

Taksilerden birini durdurduğumda ilk önce Şeyda'yı evine bıraktık. Sonra da ben evime döndüm. Evime gidebilmek için.

-

Buzlu Kahve | Texting [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin