Kulaklarıma dolan seslerle gözlerimi araladım. Az önce her yer karanlıkken şimdi neden burası ışıklarla doluydu?
"Benim mekanımda bunu nasıl yaparsınız! Diğerlerini anlıyorum ama o daha çocuk!"
Yattığım yerden başımı kaldırdım. Parmaklıkların diğer ucunda Billy ve daha önce görmediğim biri tartışıyordu. Zar zor ayaklanmamla bana döndüler. Billy hızla yanıma gelip parmaklıkları tuttu. "İyi misin?" diye sormuştu.
Nerede olduğumu bilmiyordum, başım dönüyordu, yanımda kimse yoktu ve Eddie'nin de nerede olduğunu bilmiyordum. Evet, görünüşe bakılırsa oldukça iyiydim."Arkadaşlarım nerede?"
Sorduğum soruya karşılık yanındaki adamın gitmesi için işaret etti. Adam başını sallayıp merdivenlere yönelerek gözden kayboldu.
Billy yakınımda duran sandalyeyi kendine doğru çekti ve karşıma oturmuştu.
"Bak Lesley..." diyerekten konuşmaya başladı.
"Şu an başına gelenler için üzgün olduğumu bilmelisin. Seni buraya ben tıkmadım. Ayrıca-""Arkadaşlarım nerede?" Sorumu tekrarladığım sıra gözlerini kapattı.
"Bilmiyorum." demişti, ona inanmamı beklemiyordu değil mi?
"Bu boktan mekanın sahibi sensin ve nerede olduklarını bilmiyor musun yani? Söyle! Onları nereye sakladınız?!" Sesim boş odada yankılanıyordu. Billy az önce oturduğu yerden kalkıp elini cebine attı ve bir anahtar çıkardı. Elinde tutup salladığı anahtarla kararsız görünüyordu."Haklısın. Hem seni ve arkadaşlarını buradan kolaylıkla çıkarabilirim, ikimizde bunu biliyoruz."
Kafamı sallayıp kendimi gülümsemeye zorladım.
En azından ona biraz sıcakkanlı davranırsam belki buradan çıkmamıza yardım edebilirdi.
Boş ve sessiz odada ileri geri yürüyüp duruyordu.
Konuşacağım sıra duraksayıp bana döndü.
"Biliyor musun... aslında benziyor olmamız komik. Senin böyle işlerden uzak duran masum bir kız olduğunu hayal ederdim. Ama ikimizde yıllar sonra bir aradayız." dedi.
Yıllar sonra bir arada olmak mı? Neler saçmalıyordu?"Ne demeye çalışıyorsun?" Soruma gülümsedi ve bir şey demedi. Aynen içeriye girmeye çalıştığım zamanki gibi davranıyordu. O zaman içeriye girmek için yalvarırken şimdi ise çıkmak için yalvarıyordum.
Soğukkanlı ve bir yandan gülümsüyor olması beni korkutuyordu.
Kapıyı açıp parmaklıkların arasınsan kurtulmamı sağlamıştı, koşarak yanından kaçmaya çalıştım. Merdivenleri çıkmış bağırıyordum.
"Eddie! Eddie neredesin! Çocuklar!"
Kapı açılmıyordu. Bağırışlarım bir işe yaramazken arkamı döndüm.
"Dalga mı geçiyorsun!"
Sesim korkudan ve çaresizlikten titriyordu."Böyle bağırırsan sadece dikkatleri üzerine çekersin küçük kız. Sakinleş."
Billy yanıma doğru adımladı.
Son basamaktaki merdivene oturmuş haldeyken elini uzattı ve konuştu.
"Kardeşime zarar verecek değilim, hadi şimdi buradan çıkalım."Eddie'nin ağzından:
Dudaklarımdan süzülen kanlar ağzıma gelen iğrenç tatla karışıyordu. Yere tükürüp Jason'ı üzerimden atmaya çalıştım.
"Eğer beni buraya bağlamış olmasaydın seni bir güzel... benzetirdim!"
Öksürüklerim inanılmaz bir acıyla boğazımı yakıyordu.
Şu an tek düşünebildiğim Leslie'ydi. Ya ona da zarar veriyorlarsa diye düşündüm... Bitmiş bir hâldeydim.Jason tekrar üzerime çıkıp yumruk atacağı sıra beklemediği an başımı kaldırdım ve kaşının kanamasına sebep oldum. Benim aldığım darbelere karşı sinek ısırığı gibiydi ama biraz da olsa canını acıtabilmiştim.
"Ucube!" diye bağırıp duruyordu. Bitmek bilmeyen yumruklarıyla istemsizce gülüyordum. Bunun bedelini ağır ödeyecekti.
"Neyse... elim ağrıdı. Alın şunu bir kenara atın, bir daha buraya elin boş dönersen seni yaşatmam Munson."
Yanındaki adamları dediğini yapıp elimi ve kolumu çözdü.
Beni mekandan dışarıya atmadan önce sadece bunu demişti ve ardından kapıyı kapatmıştı.
Bedenim hareket dâhi edemezken başıma tanıdık üç kişi toplandı. Ama benim gözlerim tek bir kişiyi arıyordu.Lesley'in ağzından:
"N-ne? Sen ne dediğinin farkında mısın? Şizofren falan olmalısın, benim bir kardeşim yok!"
Billy üzgün gözlerle bana bakıyordu. Cebinden bir sigara çıkarıp dudaklarına götürdü.
Elini tutmadan ayağa kalktım ve kapıyı açmasını bekledim."Beni hemen buradan çıkarsan iyi olur." dedim.
"Bana inanmamakta haklısın. Kim olsa delinin tekiyle konuştuğunu zanneder." Başımı sallayıp güldüm. "Öyle! Şu an bir deli ile burada mahsur kaldım!" diye çığırdım.
Kendimi hâlen kapıyı açmak için zorluyordum. Bu kapılar bu kadar sağlam olmak zorunda mıydı!"Annem beni bırakıp gittiğinde sana hamileydi. Zaten üç yaşında falandım." O sessizce konuşmaya devam ederken kapıya bir tekme geçirdim. "Boş boş konuşmak bir halta yaramaz! Çıkar beni buradan çıkar!"
Onu dinlemeyeceğimi nihayet anlamış gibi görünüyordu. Elini kapıya götürdüğü sırada vazgeçip arkasını döndü ve gitti. Kalbim hızla atıyordu. Resmen duygu karmaşası yaşıyordum.
"Ne yapıyorsun? Buraya dönmelisin!" Ellerimi saçlarıma geçirip gözlerimi sımsıkı kapattım. Ağlamanın sırası değildi."Al şunları."
Çok geçmeden yanıma geri dönmüştü. Kapalı olan gözlerimi araladım ve elinde bana uzattığı şeylere baktım. Kısa bir peruk ve güneş gözlüğü tutuyordu.
"Bunlarda ne? Beni sirke mi götüreceksin?" Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.
Oldukça ciddi bir şekilde siyah peruğu kafama geçirip gözlükleri gözüme taktı."Seni tanımalarını istemiyorsan kimseye bir şey deme ve hızla buradan uzaklaş."
Kapının kilidini açıp ellerini beline yerleştirdi.
"Hadi git."
Ne yani... izin veriyor muydu?
"Az önce başımın etini yiyip dururken şimdi neden sustun? Gitmeni söylüyorum, acele etsen iyi edersin."
Kapıyı benim yerime açtı, beni tutarak arkasından geri kapattı.
Çıkışı işaret ederken kulaklarıma tekrar müziğin sesi dolmuştu.
Bana uzun bir süre baktı, bir şey demedi ve öylece arkasını dönüp sesin geldiği tarafa doğru yürümeye başladı.Kendime gelip koşar adımlarla karşımda duran "Çıkış" yazısına ilerledim.
Oradan ayrılırken tek umduğum şey çocukların iyi olmasıydı.Arabanın olduğu yere doğru koşuyordum. Ayaklarım ağrıyordu, ne kadar bayılacak kadar hissetsem bile koşmaya devam ettim.
Siren seslerini gerçekten duyuyor muydum yoksa zihnimin bana oynadığı bir oyun muydu emin değildim. Arkadan yansıyan kırmızı-mavi ışıklarla arabanın kenarında yerde yatan o bedenleri gördüm.
Eddie sayıklıyor gibiydi.
"Ona yardım... etmeliyiz... Ona yardım... etmeliyiz..."Yerde yatan bedenine eğildim ve kanla kaplı yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Buradayım, Eddie. Dayan... buradayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
86's Baby. • Eddie Munson •
Fanfiction"...Seni tüm bu karmaşaya ben bulaştırdım. Üzgünüm." dedi, dudaklarım aralanmıştı, konuşmaya devam etti. "Annenin yanında olsaydın her şey daha iyi olurdu... Hayatını mahvettim, bu bir gerçek. Seni uγuştuɾucu, seks ve metɑlin içine soktum. Seni in...