Ahriman | III. ROTASIZ ✘
Tracks
Ari Abdul, Babydoll
Sufjan Stevens, Fourth of JulyBir yerdeydim.
Bunu idrak edebilmiştim.
Hayır, tanımlayamadığım bir kokunun esiri altında olduğum bir odada, belki de saatlerdir akrebi yelkovanın ininde katlediyordum.
Her bir uzvum parmak uçlarıma kadar terlemiş, bedenime bir rehavet çökmüştü. Ara ara vücudumun aldığı darbeler sancıyordu. Kalbimde derin bir oyuk açılmıştı ve sanki ruhuma orada işkence ediliyordu. İçimde köşe bucak kaçan yabancı ise bana sadece tek bir sorunun cevabını bulmam için yalvarıyordu.
Sen kimsin?
Boğuk gelen mırıltıyla birlikte içimde bir çığlık dağlandı. Bir duman gibi dağınık, ateşten kopan küller kadar bitik hissediyordum.
Gözlerimi araladım. Tam anlamıyla nerede olduğumu bilmiyordum. Dilimle kuruyan dudaklarımı ıslattım. Bitkindim, aç ve susuz...
Bir an sonra zihnimde bir aydınlığın belirdiğini fark ettim, fakat hiçbir görüntü beliren o aydınlığın içine düşmedi.
Zihnim bomboştu.
Beni tanımlayacak hiçbir emare yoktu.Kalbimi sızlatan bir korku peyda oldu, kabusta olmayı diledim. Bu hissettiğim belirsizliğin, duvarlarına çarparak düştüğüm boşluğun karşılığı neydi?
Unutmuştum.
Kendimle beraber herbir geçmiş anıyı hafızamdan silmiş, hayatıma ait olan her şeyi kafamın içinde kaybetmiştim.
Ve hiçbir şey hatırlamıyordum...
Bir sarmaşık gibi irislerimi saran duygu ise tam önümde dizlerini kırmış bir vaziyette bekliyordu. Sırf yanıt bulabilmek uğruna...
En nihayetinde kendimi zorlayarak yataktan doğrulup üzerimdeki yorganı parmaklarımla çekiştirdim. Ayaklarımı yumuşak dokulu bir halının üzerine bırakıp, baldırlarıma kadar sıyrılan koyu renkli geceliğe bakındım. Boldu. Pencereden vuran cılız ışık yüzünden çevremi pek fazla seçemiyordum. Nesnelerin ne olduğuna karar veremesem de sol tarafimda, odanın uç noktasında büyük bir raf bulunduğunu ve içinin de belli belirsiz kitaplarla dolu olduğunu anlayabiliyordum. İki sandalye de aynı hizada rafın hemen önünde duruyordu. Yatağın ise hemen yanında üzeri boş iki komodin bulunuyordu. Tam karşımda ise demirlerle korunan küçük ve perdesiz bir pencere vardı. Gökyüzü açıktı. Gece kuzgun gibi yıldızları yutmuştu. Dolunay hâkimiyetini yalnız başına sürdüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFS EMMARE | AHRİMAN (+18)
Ficção AdolescenteOndan; onlarca damla kan akıttım, içi boşalmış damarlarını ayak bileklerime doladı, benden kaçışlarımı çaldı. Ondan; kuruyan geçmişim için bir yudum su dilendim, kırık bir kadehi dudaklarıma dayadı. Izdırabın şarabını içtim, dilim parçalandı. İçti...