Ondan; onlarca damla kan akıttım, içi boşalmış damarlarını ayak bileklerime doladı, benden kaçışlarımı çaldı.
Ondan; kuruyan geçmişim için bir yudum su dilendim, kırık bir kadehi dudaklarıma dayadı.
Izdırabın şarabını içtim, dilim parçalandı.
İçti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Artık uyusak mı?" Diye bir öneri sundu Caner. Yaklaşık yarım saati geçkindir salonda oturuyorduk. Elif esneyerek lafı devraldı.
"Erkeklerden biri benim odada, ya da salonda uyuyabilir." Gülümsedi ve bana baktı. "Kızların kaldığı odayı hazırladım ben, istersen seninle aynı odada kalabilirim."
Donuk bakışlarım yüzünde dolanırken bir cevap vermek adına dudaklarımı araladım fakat Yaman buna izin vermedi.
"Gerek yok." Dedi. Yanımda oturduğu için dirseğini bel boşluğuma bastırmıştı. "Tilki de eminim benimle uyumak isteyecektir. Kızların odası şimdilik en uygunu." Elif'in kırgın bakışları altında zorlukla kafamı salladım. Caner sarı saçlarını karıştırıp tek kolunu Elif'in omzuna attı.
"Aynen, Seda'yla Sumru'nun odasını ver sen bunlara, biz senin odada kalırız." Yaman'a göz kırptı. "Kardeşim biraz rahat etsin, kaç gündür gece gündüz demiyor, çalışıyor."
Aralarındaki konuşmayı dinlerken, Yaman ayaklanmıştı. "Sumru'nun yatağı sağ tarafta ki değil mi?" Diye sordu Elif'e, Caner'i umursamamıştı.
Elif kuru bir cevapla onayladı. "Evet, sağ taraftaki onun."
Ben oturmaya devam ederken Yaman 'Hadi' dercesine önünü işaret etti. Ellerimi önümde birleştirerek ayağa kalktım ve onunla beraber salonun çıkışına ilerledim.
Salondan çıkmadan, "Cümleten iyi geceler." dedi. Karşılığı hiç gecikmeden Elif ve Caner'den gelmişti. Salonun hemen çaprazında bulunan odaya girdiğimizde Yaman lambayı yakıp içeri girmemi bekledi. Kapıyı kapatıp sağ taraftaki pencerenin önüne ilerledi.
İki tane tek kişilik yatak, bir çalışma masası ve duvarın bir bölümünü kaplayan raflıkla beraber şirince bir odaydı. Beyaz ve lila tonları ortama hakimdi. İçerisini hoş bir parfüm kokusu sarmıştı. Ayakta dikildiğimi fark ettiğimde solda kalan yatağa ilerledim. Kalın ve sade nevresim takımının içine girerken sırtımı yatak başlığına yasladım. Çarşafın yeni değiştirildiği belliydi.
Yaman o sıra üzerindeki tişörtü çıkarmakla meşguldü. Sırtını bana dönmüş, kıyafet dolabına ilerlerken sürgülü olduğunu anladığım kapağı araladı ve içinden gri bir tişört çıkardı. Hızlıca kafasından geçirip giyindiğinde, tişört inanılmaz derecede üzerinde bol durmuştu. Dolabın sürgüsünü kapatırken mırıldandı.
"Sumru," dedi. Elinin tekini eşofman tarzındaki siyah pantolonunun cebine attı ve bana döndü. Kısa kollu giydiği için pazuları ortaya çıkmıştı. Şu an gözüme oldukça sportif görünüyordu. "Hep erkek reyonundan giyinir."
