BÖLÜM 6

28.7K 1.1K 187
                                    

Ayaklarımdaki acıyla gözlerimi yumdum. Sargı bezleri kanlanmış, ve büyük ihtimalle günlerdir pansuman yapılmadığı için mikrop kapmıştı. Ve şuan oldukça canımı yakıyordu. Sargı bezlerinin acilen değiştirilmesi gerekiyordu ama ben o pisliğin yanına gidip pansuman malzemesi isteyemezdim. Ona muhtaç olduğumu düşünmesini istemezdim.

Kapının kilidini açtım. Açtığım anda karşıma geçen gün beni bayıltan korumayı gördüm.

"İsmin ne senin?"
"Atahan efendim." dediğinde başımla onayladım. Ona sürekli beni bayıltan adam diyemezdim ya.

"Bana pansuman malzemesi lazım."
"Kerem Bey'i-"
"Onu çağırma." dediğimde yüzüme bakmaya devam etti.
"Ayaklarımın halini görüyorsan  bana aval aval bakmak yerine pansuman malzemesi getir!" dediğimde ayaklarıma bakıp hızla kapının önünden ayrıldı. Kapıyı geri kapattım yatağa oturdum.

Bir şekilde bunların aralarına ajan gibi sızmam gerekiyordu. Ağızlarından bu evden kurtulmamı sağlayacak bir şey çıkabilirdi ve ben bu fırsatı kaçıramazdım.

Çok geçmeden elinde bir poşet ile Atahan geldi. Elinden sertçe aldım.
"Tamam çıkabilirsin sen." dediğimde başıyla onaylayıp odadan çıktı.
Ayaklarımdaki sargıları açtığımda gördüğüm görüntüyle yüzümü buruşturdum. Ayaklarımın her tarafı sargı bezi de dahil kan olmuştu.
Yavaş bir şekilde kanları pamukla temizledim. Başka bir pamuk yardımıyla da ilacı sürdükten sonra iki ayağıma da sargı bezlerini sardım ve rahat bir nefes verdim.
Belki 15-20 dakikalık şey yaklaşık 1 saat sürmüştü. Aşırı derecede canım yandığı için çok yavaş yapmıştım.
Malzemeleri toparlayıp kenara koyduktan sonra yatağa uzandım.

Acaba Emir ne haldeydi şuan. Eve gidince ve yolda rahatsız bir şeyle ile karşılaşınca onu aramamı söylemişti. Eve gidememiştim, fakat yolda rahatsız edici bir şey ile karşılaşmıştım. Hatta bu o kadar kötü bir şeydi ki onu şuan arayamıyordum bile.
Ben aramayınca da büyük ihtimalle o aramıştı ve benden haber alamayınca çıldırmış olmalıydı. Bana sinirlendiğini tahmin edebiliyordum fakat şuan benim yapabileceğim bir şey yoktu. Kaçırılmıştım ve maalesef telefonumu vermiyorlardı.(!)

Ne kadar süre geçtiğinin farkında değildim. Kapı açıldı. Yattığım yerden doğrulduğumda odaya giren kişinin Kerem olduğunu farkettim. Tam kapı kilitli olduğu için odaya nasıl girebildiğini düşünürken bir anda Atahan'dan malzemeleri alırken kapıyı geri kilitlemediğim aklıma dank etti.

Aptal kafam. Böyle bir şeyi unutursam adam pat diye girer odaya.

"Ne var?" dedim yüzüne bakmadan soğuk bir sesle. Çünkü bakınca midem bulanıyordu.
"Müstakbel kocana karşı biraz daha kibar olmanı öneririm sevgilim-"
"BEN SENİN SEVGİLİN DEĞİLİM!" dediğimde yüzüne bakmıştım. Sinirlendiği çenesinin kasılmasından anlaşılıyordu.

Umrumda da değildi.

Ben onun hiç bir şeyi değildim, asla da olmayacaktım.

"Yeni yeni alışmaya başladığın için bu davranışlarını es geçiyorum. Ama sadece şuanlık."
O sırada içeri Atahan girdi. Odayı sanırım ben gelmeden önce dingonun ahırı olarak kullanıyorlardı, yoksa odaya kapıyı çalmadan pat diye girmelerinin sebebi olamazdı.

"Abi, abi acil gelmen lâzım." derken kan ter içinde kalmıştı.
"NE OLUYOR LAN!" diye bağıran Kerem'in de onun bu şekilde odaya girmesinden hoşnut olmadığını anlamıştım.
"Abi yandık, vallahi yandık!" diyen Atahan resmen ağlayacaktı karşımızda. Ne olduğunu anlamamıştım.
"Ne olduğunu söylemezsen şimdi ben seni yakacağım, söylesene lan!"
"Abi... Aslan öğrenmiş, her şeyi öğrenmiş. Bitirecek bizi." dedi Atahan. Bir zaman odada sessizlik hakimiyetini sürdürdü. Kerem'e döndüğümde ise gözlerini korku bürümüş, hatta elleri titriyordu.

RÖPORTAJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin