BÖLÜM 3

34.1K 1K 137
                                    

  Gözlerimi araladığımda uzun süredir alarmsız uyanmanın verdiği huzurla gülümsedim. Yavaş hareketlerle yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi giyindim. Ardından salona geçtim ve kendimi koltuğa atıp televizyonu açtım. Genellikle magazin kanalları vardı. Normalde izlediğim kanallar olmasına rağmen bir türlü dikkatimi televizyona veremiyordum. İçimde kötü bir his vardı. Gözlerimi kapatıp kendimi bir şeyin olmayacağına inandırmaya çalıştım. Çünkü ne zaman içime bir sıkıntı düşse sonunda başım belaya giriyordu.

Biraz daha oturduktan sonra kendime mısır gevreği yaptım. Normalde işe giderken doğru dürüst kahvaltı yapamadığım için boş günlerimde güzel bir kahvaltı hazırlardım kendime fakat içimdeki sıkıntı git gite arttığı için bir an önce kahvaltı işini bitirme düşüncesindeydim.

Bitirdikten sonra koltuğa geri yayıldım. Ev tozlanmaya başlamıştı fakat şuan temizlik yapmak için fazla üşengeçtim. Hem daha iş bulmak için şirketlere cv göndermem lâzımdı, bir de onunla uğraşamazdım.

Tam bilgisayarımı sehpadan alacaktım ki kapının çalmasıyla duraksadım. Evime şuan tek gelebilecek olan kişi Emir idi, o da şuan işte olduğu için kimin geldiğini anlamamıştım.
Yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim ve deliğe bakmadan kapıyı açtım.

Açmaz olaydım.

"Anne?"
Gözlerim annemde takılı kalmıştı. Yanında valizler vardı ve üzerindeki kıyafetler oldukça şık görünüyordu. Odak noktam annemin arkasındakilere kaydığında babamı ve,
onu görmüştüm

Babamın evlenmek istemediğim için evden kovduğum adamı.

Pis bir şekilde sırıtıyordu. İçimdeki sinir kabarırken elinde olan çiçeği gördüğümde artık öfkeden patlayacak duruma gelmiştim. Çünkü annemin arkasındaki iki pislik görmeye tahammül bile edemeyeceğim iğrenç insanlardı.

"Ne işiniz var sizin burada?" dedim sakin olmaya çalışan ses tonumla. Annem dediğimi pek umursamamış olmalı ki beni takmadan eve girmek için adımını atmasıyla önüne geçip girmelerini engellemek amacıyla kapıyı kendime kadar çektim.

"Ne işiniz var sizin burada dedim!"
Bir açıklama bekliyordum aksi takdirde bu binayı başlarına yıkardım.

"Kızım, anne baba böyle mi karşılanır? Hadi bizi geçtim, karşında nişanlın varken böyle davranılır mı hiç?"

Nişanlım?

Karşımda nişanlım varken?

Evlenmek istemediğim için evden atıldığım nişanlım?

"NE DİYORSUN SEN BE? NE NİŞANLISI? BUNADINIZ MI?" dedim bağırarak. Delirmiş olmalılardan.
Babam olacak pis yaratık kapıyı ayağıyla sertçe açıp arkasında nişanlım (!) ve annem ile içeriye girdiler.

"Sen kimsin benim evime girebiliyorsun?"
"Babanım!"
"BAŞLATMA BABALIĞINA!" diye bağırdığımda tam elini kaldırmış yüzüme doğru getirirken kolundan tuttum. Beni ne sanıyordu bu?

"Bir daha sakın, SAKIN BANA ELİNİ KALDIRMAYI BİLE AKLINDAN GEÇİRME!"
"Hayatım ayıp olmuyor mu ama-" diyen pisliğe döndüm.
"NE HAYATIMI BE? SEN KİMSİN Kİ BANA HAYATIM DİYORSUN?"

Rüyada olmalıydım. Neden gelmişlerdi evime şimdi? Ne istiyorlardı benden?
Geri geri adım attım.
"Kızım..."
"BANA KIZIM DEME! DEME!" diye var gücümle bağırmamla korkmuş olmalı ki ağzını kapattı.
"Tamam, demiyorum."

Ellerimi saçlarıma atıp çekiştirdim. Ellerim sinirden titriyordu. İçimdeki her yeri kırıp dökme isteği baş gösterirken derin nefesler alıp sakin kalmaya çalışıyordum. Aksi takdirde sinir krizi geçirmem kaçınılmazdı.

RÖPORTAJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin