BÖLÜM 7

28.8K 974 330
                                    

Duyduğum şeylerle şuanda kucağında olduğum kişiye odaklandım.

Bismillahirrahmanirrahim.

Bu o fotoğrafta gördüğüm Pusat Arslan'ın aynısıydı. Gözlerimi bir kaç defa açıp kapatmama rağmen görüntü değişmiyordu.

"Sargı bezlerin kanlanmış hep, azıcık daha sabretseydin gelip alacaktım zaten seni." dedi kendi kendine konuşur gibi. Ben ise hâlâ anın şokundaydım.

Birden bir adamın kucağında olduğum aklıma gelince yerimde debelenip inmeye çalıştım ama nafileydi. Adam beni çok sıkı tutuyordu. Demek ki öldürmekte kararlıydı.

Doludan kaçarken fırtınaya tutulmuştum.

"Ya bıraksana beni manyak adam! Vallahi benim bir işim yok senin kuzeninle. Karısı falan da değilim kaçırdı beni. Ben masumum hadi bırak beni-"
"Sinem... Bak ben sinirli adamım." dediğinde gözlerimi büyüttüm.
"Tamam, tamam sustum yeter ki öldürme beni."
"LAN NE ÖLDÜRMESİ?" diye bağırmasıyla irkildim.
"BAĞIRMA BANA!" diye bağrdım bende bu sefer. Sinirli bir bakış atıp ilerlemeye başladı. Bu sırada ben hâlâ kucağındaydım.

Birden durup bana baktı.
"Diyeceklerimi tek sefer söyleyeceğim, iyi dinle. Bak, başından geçen bütün olayları biliyorum, malum Kerem kuzenim olunca... Onun seninle zorla evlendiğini, senin asla rızan olmadığını ve olmayacağını biliyorum. Adım kadar eminim. Ve şimdi sen benimle gelmezsen o şerefsiz her gittiğin yerde seni bulacak ve sana asla gün yüzü göstermeyecek. Bunu az çok anlamışsındır. Sana demek istediğim şey ise benimle gelmen. Oradan bakınca delirmiş gibi gözüküyor olabilirim ama ben 6 yıldan beri senin sayende delirdim zaten. Sen benim 6 yılımsın, canımsın, sevdiğimsin, bakmaya doyamadığımsın. Belki de beni böyle bir adam olduğum için istemeyeceksin, ama ben sevdiğim kadını göz göre göre ateşe atamam Sinem. Sen benim bu hayattaki en değerli varlığımken ben nasıl olur da gözlerimin önünde senin sevmediğin bir adamla evlenmene göz yumabilirim? Senden isteğim şu.  Benimle kal. Biliyorum istemeyeceksin benimle kalmayı, tanımadığın ve böyle bir adamın evinde kalmayı tehlikeli bulacaksın. Seni çok fazla zorlamak istemiyorum. En azından bir kaç gün benim evimde kal, Kerem senin benimle olduğunu bilsin, sonra kendi evine bırakırım seni. Tabii istersen, benim seni pek bırakmaya niyetim yok ama seni de zorlamayamam. Ama evine gidersen eğer seni bıraktım sanma. Ben seni 6 yıldır bırakmadım, şimdi de bırakmam. Hep koruyacağım seni, Kerem seni alamayacak. Söz veriyorum." dedi ve ilerlemeye başladı.

Ben ise yaşadığım şoktan kurtulmaya çalışıyordum. Bu adam beni seviyordu. '6 yılımsın.' demişti bana. 6 yıldan beri seviyordu hatta. Belki de hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım. Ben hiç bir erkek tarafından böyle sevilmemiştim ki. Beni sadece erkek olarak Emir seviyordu, onu da abim olarak görüyordum. O yüzden ne tepki vereceğimi bende bilmiyordum. Dilim tutulmuş gibiydi.
Dediği şeyi yapacaktım, o söylemese bile yapardım. Yanında kalacaktım. Zaten evime götürebileceğini söylüyordu. Beni evinde zorla tutmayacaktı. Hem kendi evime gitsem bile beni koruyacaktı. Ben her şekilde bu adamın yanında dururdum zaten. Her ne kadar mafya olsa da iyi birine benziyordu, en azından bana karşı.
"Tamam."
"Ne tamam?"
"Tamam, seninle kalmak istiyorum. Beni ona verme." dediğimde gözlerimin içine öyle bir baktı ki. Mutluluğu gözlerinden anlaşılıyordu.
"Şuan o kadar mutlu ettin ki beni... Söz, seni vermeyeceğim ona. Asla korkma." dediğinde rahatlamıştım.

Şuan kucağında olduğum ve sadece mafya olduğu bilgisinde olduğum bir adama güvenmek istiyordum.

Ona ait olduğunu düşündüğüm arabaya doğru ilerliyorduk, ta ki önümüzü birileri kesene kadar.
Başımı çevirdiğimde bunun Kerem ve yaşlı bir adam olduğunu gördüm. Tekrardan Pusat'a döndüğümde -şu durumda bey diye hitap etmem biraz saçma olurdu- sinirden çenesini sıkmıştı.
Kerem ise sakin kalmaya çalışıyor gibiydi.

Pusat beni yere indirdiğinde beni bırakacak zannederken o tek kolunu belime sarıp beni kendine yasladı ve diğer elini başımın arkasına koyup kafamı omuzuna yasladı. Şuan kollarımı ona sarsam sarılacak pozisyonda duruyorduk.

"Pusat karımı ait olduğu yere ver."

"BEN SENİN KARIN DEĞİLİM!" diye sinirle öne atıldığımda Pusat beni kendine çekip az önceki duruma getirdi. Normalde tek başıma olsaydım bu hareketi yapamazdım ama Pusat yanımda olduğu için ve bir şey yaparsa beni koruyacağını bildiğim için bir havalara girmiştim. Ama haklıydım, ben onun karısı değildim ve asla olmayacaktım da.

"Sakin ol, söz verdim ya, kimseye vermeyeceğim seni." diye fısıldadı kulağıma Pusat. Başımı tekrardan omuzuna koydum, gerçi göğsüne koydum demek daha doğru olur çünkü oraya kadar boyum yetişmiyordu.

"Sinem zaten şuan ait olduğu yerde Kerem." dedi Pusat. Bir değişik hissetmiştim. Çünkü benim hakkımda 'ait olduğu yerde' derken başım göğsündeydi.
"Ayrıca şuan durduğu yeri görüyorsan ona karım diyemezsin." derken yine aynı konumdaydım.

"Sinem yanıma gel." dedi Kerem. Gitmedim. Kılımı bile kıpırdatmadım.
"SİNEM YANIMA GEL DEDİM!" diye bağırdığında bir an yerimden sıçrasam da kıpırdamadım. Aksine, başımı Pusat'ın göğsüne daha çok bastırmış ve kollarımı da kocaman bedenine sarmıştım. Gitmeyecektim.
Pusat ise bu yaptığım hareketle daha sıkı sarıldı.

"PUSAT BIRAK KARIMI!" diye bağıran Kerem'in artık oldukça sinirlendiğini farketmiştim.
"HANGİ AKLA HİZMET SENİN KARIN OLUYOR LAN? VERMİYORUM, ASLA DA VERMEM! ANLADIN MI?"

Sanki onlar iki küçük çocuktu da ben uğruna kavga ettikleri bir oyuncaktım. Kerem'in her lafından sonra Pusat sanki bir çocukmuş gibi daha sıkı sarmalıyordu beni. Bende bundan pek rahatsız sayılmazdım gerçi.

"Gitsek mi artık?" diye fısıldadığımda kollarım arasında kasılan bedenin gevşediğini farkettim. Rahatlamıştı sanki.

"Gidelim, gidelim tabii." dedi ve elimden tutup yürümeye başladı. Fakat bu acıyla inlemem ile son bulmuştu.
Sesimle hızla bana dönen Pusat endişeyle bana bakıyordu.
"Ne oldu? Bir yerini mi acıttım yoksa?"
"Ayaklarım acıyor sade-" diye devam eden cümlemi bitirmeme kalmadan belimden ve dizlerimin altından tutup kucağına almıştı bile.

Kardeş habire kucağa alıyorsun ama ayıp oluyor he!

"Kardeş deme lâzım olur." deyip göz kırpan Pusat'a bir anlığına anlamaz gözlerle baktım. Kafama dediği şey dank edip elimle ağzımı kapattığımda artık her şey için çok geçti.

Ve o bir türlü gidemediğimiz arabaya vardığımızda bir kaç adam peşimizden gelmemesi için çıldıran Kerem'i tutmaya çalışıyorlardı. Zoruna gitmişti herhalde onu değil başka birini seçmem.

Pardon da adam beni 6 senedir seviyormuş bir de sana mı gelseydim?

***

Bir zaman sonra kendi evi olarak düşüğüm evin önünde durduk.  Burası röportaj için geldiğim yerdi. O zaman başıma bunların geleceğini söyleseler gülüp geçerdim fakat şimdi işler değişmişti.

Pusat arabadan inip beni tekrar kucağına aldığında göz devirdim.
"Gözlerine bir şey olacak şimdi!" diye huysuzca mırıldandığında bu tepkisine bir kez daha göz devirmiştim.

Kapının önüne geldiğimizde Pusat tek eliyle zile basmıştı.
"Abi vallaha çok merak ettim neredesin bu saate kadar? Sinem orada mıymış? Bir şey yapmışlar-" diyerek kapıyı söylene söylene açan kişinin sözleri beni görünce yarıda kalmıştı. Şaşkın bir şekilde bana bakarken benim de ondan pek bir farkım yoktu. Ne tepki vereceğimi bilmezken ağzımdan sadece ismi çıkmıştı.

"Emir?"







RÖPORTAJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin