BÖLÜM 21

6.7K 443 34
                                    

Dakikalardır Pusat'a sarılıyordum ve o da bundan memnun gibi gözüküyordu. Onu orada bırakıp geldiğimde aklımdan türlü türlü senaryolar geçmiş, ağlamamak için kendimi zor tutmuştum. Ona bir şey olsaydı ne yapacağımı bilmiyordum.

"Her şeyi anlatacağım evimize gidince bir tanem." diye kulağıma fısıldayınca ona döndü bakışlarım.

"Ne zaman gideceğiz peki evimize?"

"Şimdi seni götürebileceğim bir halde değil orası. Başka bir evim vardı, bir de yazlık vardı ama hepsini kurşunlamışlar. Tadilat gerekiyor."

"E biz ne güne duruyoruz oğlum, bizde kalın." diyen Osman amcayla tekrar Pusat'a döndüm. Arada kalmış gibi bir hali vardı.

***

Aradan geçen yaklaşık 1 saatin ardından Pusat burada kalmaya karar vermişti. Şimdi de Osman amcalarla işler hakkında konuşuyorlarken ben de onun koluna sarılmıştım. Bugün öok korkunç bir gündü. Ben onun başına bir şey gelebilecek korkusunu yaşarken o sağlam bir şekilde gelmişti. Arabaya silahla ateş edilmeye başlandığı ilk an kendimi değil Pusat'ı düşünmüştüm. Allah'tan bir zaman sonra Emirler gelmişti, yoksa onu orada tek başına bırakıp buraya gelemezdim.

Saat gece 11'e gelirken Erdem abiler ve Canlar kendi dairelerine çekilirken bizde bize ayrılan odaya geçmiştik.
Kapıyı kapatır kapatmaz zaten dolu dolu olan gözlerimle Pusat'a doğru koşup sarıldım sıkıca. O da bunu bekliyormuş gibi sardı kollarını hemen.

"Çok korktum Pusat sana bir şey olacak diye." dedim hıçkırıklarımın arasından. Başımı kaldırıp yüzümü kocaman avuçlarının arasına aldı.
"Bir tanem bak ben iyiyim, bir şeyim yok. Kurban olurum senin o göz yaşlarına ne olur ağlama."

Bir süre öyle durduk. Osman amcalarla konuşurken bile aklım hep ondandaydı. Aslında silah sesleri kesildiğinde gidip bakmak istemiştim ama engel olmuşlardı başıma bir şey gelir diye. Camdan bakmak istemiştim ama evin pencereleri başka bir tarafa bakıyordu. İnsanlara yansıtmamaya çalışsam da diken üstünde oturmuştum hep.

Pusat beni kucağına alıp bizim için hazırladıkları yatağa yatırdı ve kendisi de yanıma yattı. Ağladığım için gözlerim acımıştı ve bir an önce uyumak istiyordum. Gözyaşlarımı silip Pusat'a sarıldım ve gözlerimi kapadım. Onun elleri de anında saçlarımı bulmuştu bile.

Ertesi Sabah

Uyandığımda direkt elim gözlerime gitti ve ovuşturdum. Dün akşam ağladığımdan olsa gerek oldukça sızlıyorlardı. Bir süre sonra bir el ellerimi gözlerimden çekti.

"Kızarttın gözlerini bir tanem, kaşıma daha." diyen Pusat ile bakışlarım ona döndü. Uyandığını fark etmemiştim.

"Ne zaman uyandın sen?"
"Bilmem, seni izlerken geçen zamanın farkında değilim." dediğinde kocaman gülümsedim.

***

Pusat'la birlikte aşağı indiğimizde  o Osman amcanın yanına giderken ben de kahvaltı hazırlayan Refika teyzenin yanına gittim ve yardım etmeye başladım. O menemen yaparken ben de masaya kahvaltılıkları yerleştiriyordum.

Aklımda hâlâ dün yaşadıklarımız vardı. O adamların kim olduğunu merak ediyordum. Pusat'ın böyle işlerin içinde olduğunu illaki biliyordum ama herkesin önünde tir tit titrediği adama kim böyle bir saldırı yapabilirdi ki. Emirler gelmeseydi belki de şuan tekrardan hastane koridorlarında gözlerim yaşlı bekliyor olacaktım. Neyse ki bir şey olmamıştı ama o an ki hisi unutamamıştım. Biz hep böyle korkuyla mı yaşayacaktık? Neredeeyse tek bir günümüz bile olaysız geçmiyordu. İleride bir gün evlendiğimizde ve çocuklarımız olduğunda bu şekilde kavga gürültünün içinde mi büyüyeceklerdi?

Refika teyzenin onları kahvaltıya çağırmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Sanırım böyle düşünmem yanlıştı. O da bu hayatı zorunluluktan seçmişti ve böyle olmasını istemezdi. Üstelik beni çok seviyordu ve ben ona böyle bir hayatı olduğu için haksızlık yapamazdım. Ama yine de bu konuyu onunla konuşmayı aklımın bir köşesine yazdım.

Yanağımı öpen sevgilime dönüp gülümsedim. Buna karşılık göz kırptığında içimde bir şeylerin sanki haraketlendiğini hissetmiştim.

Osman amca ile Pusat yemek boyu inşaat hakkında konuşurlarken Refika teyze arada onlara katılıyordu. Tabi pek bir şeylerden anlamadığı için Osman amca ona anlayamadığı her şeyi tane tane anlatıyordu. Birbirlerini sevdikleri gözlerinden okunuyordu gerçekten. Acaba biz de böyle olur muyduk?
Pusat'a döndüğümde onun çoktan bana baktığını farketmiştim. Gülümseyip başıyla tabağımı gösterdi.

Sürekli doldurduğu için bitiremediğim tabağımı.

Yemek yemeyi seve bir insan değildim, hemen hemen hiç acıkmazdım. Sadece günde 1 tabak çorba içip dayandığım zamanlar oluyordu, tabi bunun sonu hastanede bitiyordu. Doktorum bunun için bana vitamin bile vermişti fakat şu sıralar olan olaylar dolayısıyla içmeyi aksatmıştım. En yakın zamanda bir hastaneye gidip ilaçları almam gerekiyordu yoksa şuanlık nadiren olan baş dönmelerim ve göz kararmalarım daha da çoğalacaktı.

"E biz kalkalım artık." diyerek ayağa kalkan Pusat ile ben de ayağa kalktım.
"Biraz daha kalsaydınız oğlum?"
"Sağol Osman amcam ama bir an önce Sinem'e göstermek istiyorum." diyen Pusat ile meraklanmıştım.
"Neyi göstereceksin Pusat?"
"Yeni evimizi bir tanem." dediğinde ufak çaplı bir şoka girmiştim. En son evimizi kurşunlamışlardı ve ben bu ev işini bu kadar çabuk halledebileceğini düşünmemiştim.

Yamılmıştım, adamın eli kolu uzundu sonuçta hemen buluverirdi. Yalnız beni şaşırtan şey yeni evimiz demesiydi.

"Hadi gel bakalım şaşkın sevgilim." deyip elimden tutup kapıya götürdü. Yüzünde de sabahtan beri hiç eksik olmayan gülümsemesi vardı.

Adamın gülüşü bile güzeldi.

Osman amcalarla vedalaşıp kapının önünde çalışır vaziyette olan arabaya bindik. Zaten şoför olduğu için o da benim yanımda oturmuştu. Ellerimizi  birbirine kenetleyip başımı omzuna yasladı. Bense bu huzurlu anın tadını çıkartmaya başladım.

***

Arabadan indiğimizde orta boyutlarda olan bahçeli bir evin önünde durmuştuk.

"Burası bahsettiğin evimiz mi?" dediğimde burukça gülümseyip başını salladı.
"Evet, evimiz." deyip beni içeri götürmeye başladı.

Cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdik. Evin dışı normal gözükse de içi hâlâ inşaat halindeydi. 2 katlıydı, büyük bir ev değildi ve bence bu ev diğerinden daha güzeldi.

"İçi daha tamamlanmadığı için bir süre daha beklemek zorundayız."

"Bu evi yeni mi yaptırdın?"

"Hayır, bu ev kendi alın terimle çalışıp biriktirerek aldığım ev. Ve şimdi bizim tüm güzel anılarımıza şahitlik edecek."




Selamm!

Öncelikle bu kadar geç bir zamanda bölüm attığım için hepinizden çok ama çok özür diliyorum. 1 aydır bölüm atamamın sebebi telefonumun bozuk olmasıydı. Yaptırdım, bu seferde uygulama ile ilgili sorunlar çıktı, onu hallettim derken iş baya bir uzadı ve anca bu kadarlık  bir bölüm atabildim. Ama bundan sonra bir sıkıntı çıkmadığı sürece eski düzenimize devam edeceğiz.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz.

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere!💕

RÖPORTAJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin