80. Bölüm : Zamana Karşı

25 7 85
                                    

Atlas Uluhan ' dan ...

Her zaman olduğu gibi yine kendimden emin adımlarla yürüdüm savaş alanına . Bir savaş başlatılmış ve bu savaşta kendi ölüm fermanımı yazmıştım . Kendi kendimi bitirmiş bir devri kapatmış ardından sanki hiç olmamışcasına tozlu bir rafa kaldırmıştım 12 yılı . Başıma , başımıza ne geldiyse hepsi benim yüzümdendi . Bütün sorumluluğu kendi üzerime almış ve sonuçlarına katlanmış bir şekilde buraya tekrar dönmüştüm . Kartalın yuvasına . Belkide akbanının dediği gibi ait olduğum tek yere .

Büyük ve ağır kapıyı tüm gücümle ittim ardından içeriye girdim . İçeride hiç kimse yoktu . Sanki korku evlerinde olan terk edilmiş lanetli bir eve benziyordu . Ve bu düşüncemi tetikleyen en büyük şeylerden biride bir yerlerden cızırtılı plak sesinin kulağıma gelmesiydi . Sezen Aksu - Kaybolan Yıllar çalıyordu . Çok severdi . O buradaysa Henüz terkedilmemiş , hiçbir şey bitmemişti . Ağır adımlarla sanki her an geri dönebilecekmişcesine merdivenleri tırmandım . Bu ev bir zamanlar benim evimdi . Her bir köşesinde 12 yılın hatıraları vardı . İyisiyle kötüsüyle ama en çokta ölümleriyle Mesela bu evde en büyük kayıp ilk kez 12 yıl önce Atlası öldürüp toğrağa gömem ile başlamıştı .

Salonun ortasına geldiğimde onu arkası dönük koltukta viskini yudumlarken buldum . Hâlinden gayet memnun gözüküyordu şaşırtıcı bir şekilde .

Hiçbir şey demeden yanında duran deri , tekli kahverengi koltuğa oturdum . Kapalı acı kahve gözlerini açmış şaşkınlıkla bana bakıyordu . Fakat bu şaşkınlık çok uzun sürmedi. Oturduğu koltukta dikleşti elindeki viski bardağını ortadaki sehpaya koydu ve bacak bacak üzerine atı .

" geleceğini bilmiyordum evlat , evinin yolunu bilirmiydin sen ? " dedi ima dolu bir sesle . Ona bir cevap vermeden evvel çaprazımda bulunan vitrinden kendime bir şişe kırmızı şarap çıkardım ve kadehe biraz döktüm ardından aynı onun gibi bacak bacak üzerine atıp öğreti gibi yukardan yukardan baktım ona .

" her ne kadar istemesemde bir şekilde buraya çekiliyorum akbaba . İnsan evinden uzaklaşamıyor . " hiçte samimi olmayan bir şekilde bana gülümsedi . Sorun değildi zaten bende sözlerimde samimi değildim ve o bunu biliyordu .

" bir kaç hafta önce burası benim evim değil diye bas bas bağrıyordun  şimdi ne değişti ? "

" evim pisti . İçerisi cesetlerle dolu kan kokan bir evdi . Bende temizledim ve geri döndüm evime . " sehpanın üzerinde olan viskisinden büyük bir yudum aldı yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan .

" sen bu evi bırak temizlemeyi yaksan , kül  etsen bile yinede temizlenmez kartal . Belki yere dökülen kanları silebilirsin ama izleri her daim kalır ve baktığında için sızlar . Peki ya duvarlara çarpan acı dolu feryatları nasıl temizleyeceksin ? Günahlarının üzerine daha çok günah ekleyerekmi kapatmak istiyorsun bütün herşeyi ? Eğer öyleyse çok yanılıyorsun evlat ! Günahlarının bedelini ancak ödeyerek çıkartırsın . Ve emin ol sen daha hiçbir şey ödemedin . "

İçimde var olan derinlerden gelen öfke sanki bütün kanıma karışmış bedenimi ele geçirmiş gibi hissetim bir an için .

" bana öğretmediğin bir şeyi yapamam akbaba . Sen bana sadece günah işlemeyi öğretin , tövbe etmeyi değil ! Hem daha hiçbir şey ödemediğimide nerden çıkartın ? Ben babamı toprağa verdim ."

" sen istedin ve bende sana istediğini verdim . "

" ben senden hiçbir zaman katil olmayı istememiştim ! "

" daha güçlü olmak ve yenilmemeyi istemiştin ? Sen başından beyri kartal olmak istemiştin . Benim gibi olmak, ben olmak istedin ! "

Atlastaki RotaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin