Hanzade annesi, babası ve abisini uğurladıktan sonra has odada İbrahim Paşa ile birlikteydi.
'Sultanım aslında hünkarımız ilgilenecekti ancak durumları biliyorsunuz. Mekkeye yapılacak ödememiz geç kaldı. Hac mevsimi gelmekte.'
'Gereği ne ise yapılsın Paşam'
'Emredersiniz Sultanım'
Has odanın kapısı çaldı.
'Gel'
Gelen Hürrem Sultandı.
'Sultanım hoşgeldiniz'
Hürrem Sultan şaşkın bakışları ile has odaya göz gezdirdi.
'Seni burada görmeyi ummuyordum Hanzade hayrola?'
'Sultanım Hünkarımız Hanzade Sultanımızı saltanat naibesi ilan ettiler.'
'Öyle mi ne güzel Hayırlara vesile olsun inşallah'
Hürrem sultan has odadan çıktığında şaşkınlıklar içindeydi.
Yanındaki hatuna döndü.
'Bana derhal Ayaz paşa ile bir görüşme ayarla Gülnihal hemen'
Hanzade Defterdar Kasım Paşa ile görüşmesini bitirmiş has odada bugünkü vaziyeti tetkik ediyordu.
Hürrem Sultan Ayaz Paşa ile incili köşke gitmişti.
'Beni emretmişsiniz Sultanım'
'Şehzadem Selim on iki yaşında artık büyük bir şehzade oluyor. Ancak ona sunulması gereken imkanlar sunulmuyor Paşa'
'Bu konuda benden dileğiniz nedir?'
'Hünkarımız saltanat naibesi olarak Hanzadeyi tayin etmiş. Onun yokluğunda devleti o yönetecekmiş. Halk bunu duyarsa neler olur paşa?'
'Karşı çıkanlar olduğu kadar kabullenip gurur duyanlarda olur Sultanım'
'O vakit sende karşı çıkanlara duyur bunu duyur ki Hanzade cesaretini kaybetsin'
Ayaz paşa sultanın dediklerini onayladı. Elindeki keseyi de alıp köşkten uzaklaştı.
Hanzade has odadaki işlerini bitirmişti. Sakince babasının tahtında kitap okurken Hasoda başı Emin ağa bir moskof elçinin geldiğini kabul beklediğini söyledi.
'Elçiyi divana götürün İbrahim Paşayı çağırın geliyorum'
Hanzade Yemenini takarak divana yürüdü. Ağalardan birinin güçlü sesi duyuldu.
'Destur Veliaht Hanzade Sultan Hazretleri'
Paşalar saygıyla eğilmiş sultanlarını bekliyordu.
Moskof elçi anlatılanların doğru olduğunu anlamıştı.
Koskoca imparatorluğun Padişahı tahtı kızına emanet etmişti.
Taht savaşları ile bildikleri devlette bir kadının da taht savaşına şahit olacaklardı.
Gün batımında boğazın hafif dalgalarının sesini insan sesleri almıştı.
Hanzade Mihrimah ile yemek yediği sofradan kalkıp sarayın kapısını gören tarafa yöneldi.
Birden fazla insan vardı. Ellerinde meşaleler vardı. Hanzade kötü bişey olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAHTİN VARİSİ
Historical FictionBen Hanzade... Güllerin açtığı mevsimde Saruhan Sarayında Dünya'ya gözlerimi açtım babam Şehzade Süleyman ve dedem Sultan Selim uğrumda yemekler altınlar dağıtmış hanedana bir hanım sultan daha katılmıştı. Lakin öyle olmadı Ben Hanzade Sultan diye s...