ÇIRAĞ DÜĞÜNLERİ

325 31 1
                                    


Mahidevran Sultan Hanedan Sultanları Hatice ve Şah Sultanı akabinde Hürrem Sultanı kahvaltıya davet etmişti.

'Sultanım Hayırlı Sabahlar'

'Hayırlı Sabahlar Hürrem'

'Bu güzel hazırlığı neye borçluyuz?'

'Sabret Hürrem Sultanlarımız gelsin konuşacağız hep birlikte'

Hürrem Mahidevran'ın onu buyur ettiği yere geçip oturdu. Nihayet Hatice ve Şah Sultan'da gelmişti. Sofranın son vaktinde Mahidevran söze girdi.

'Hünkarımızdan haber var ulakları çok şükür payitahta ulaştı. Hünkarımız topraklarına  toprak eklemiştir çok şükür. Hem baharın gelişi hem de zaferimizi kutlamak için bir şenlik düzenlenecekti. Harem kayıtlarına bakarken çırağ vakti gelmiş hayli cariyemiz olduğunu farkettim dün onları azad ettim ve şenlikle birlikte büyük bir düğün tertip etmeye karar verdim. Kıymetli Sultanlarım sizden ricam bizlere bugüne kadar hizmette kusur etmeyen kullarımız için gönlünüzden kopan ne var ise yardımlarınıza açığım'

Hatice Sultan gülümseyerek kardeşine baktı ve Mahidevrana dönerek konuştu:

'Bu ay ki gelirimin yarısı düğün için bağışımdır Mahidevran Sultan'

Bu defa Şah Sultan konuştu:

'Mahidevran kızlarımızın gerdanlıkları da benim eserlerimden olsun'

Mahidevran Sultan iki sultanına da teşekkür etmişti.

'Sultanım bende kızların düğün kıyafetlerini bana Bursa'dan gelen hediye kumaşlardan yaptırmak isterim'

''Allah Razı Olsun hepinizden beni çok mesud ettiniz buyrun meyvelerimizi yiyelim'

Hanzade abisi ile birlikte babasının ulağından gelen evrakları ve mektupları tetkik ediyordu. Sultan Süleyman'ın tahtında uyuyakalmış Cihangir'i henüz farketmemişlerdi.

'Abi Cihangire bak birde büyüdüm sancağa gideceğim diyor'

'Büyüdü Hanzade gözümün önünde büyüdü benimle birlikte sabaha kadar devlet işleri ile ilgilenmek için elinden geleni yaptı.'

'Uyandırayım bari yatağına gitsin'

'Bırak kalsın burada sen artık gidebilirsin Mihrimah'a bir bak'

Hanzade abisine başını sallayıp has odadan ayrıldı. Kardeşinin yanına gidiyordu. 

Mihrimah odasının penceresinden öylece dışarıyı izliyordu. Mahidevrandan gelecek haber için içi kıpır kıpırdı.

Kapının sesini duyunca heyecanla yerinde sıçradı. Ablasının gözlerine korku ile baktı.

'Mihrimah benim güzel kardeşim hala niye bu gözlerindeki keder ?'

'Sultanımızdan hala haber gelmedi abla telaş ediyorum'

Hanzade kardeşine sarılıp saçlarını okşadı.

'Merak etme güzel kardeşim her şey güzel olacak'

Mihrimah ablasına sonsuz bir güvenle sarıldı.

Hürrem Sultan dairesine döndüğünde Gül Ağa onu bekliyordu. Hürrem Sultan soran gözler ile Gül Ağa'ya baktı. Ağa elindeki kağıt parçasını sultana iletti. Gelen mektup Rüstem Paşadandı. İzdivacının kabulü için oldukça sabırsız bir paşaydı.

Hürrem ona daha evvelde söylemişti. Hünkarımızı ikna etmek kolay olmayacaktı.

'Hünkarımız bugün, yarın dönecek Gül Ağa onu nasıl ikna edeceğimizi bir an evvel belirlememiz gerekiyor.'

Mahidevran saraydan sultanlarını uğurladıktan sonra Mihrimah'ın dairesine gitmek için yolunu çevirdi. Zarife'yi kapıda görünce Hanzadenin de orada olduğunu anladı. Kızların yanına girdi.

'Sultanım'

'Mihrimah sil artık gözünün yaşını evladım sen o paşa ile evlenmeyeceksin buna müsaade etmeyeceğim. Çırağ düğünü kabul gördü. Rüstem Paşaya düğünden bir gün evvel haber gidecek abin sayesinde de Hürrem Sultana ulaşma vakti olmayacak.'

Mihrimah zamanında ona sütünü veren kadına sarılmış minnetlerini dile getiriyordu. Mahidevran kızın yüzünü avuçladı.

'Sen benim Orhan'ımın süt kardeşisin evlatlarımın göz bebeğisin Mihrimah öyle güzelsin ki nasıl kıyılır sana zinhar ağlama'

Zafer ve düğün için tertip edilen hazırlıklar neredeyse sona gelmişti. Sultan Süleymanın yarın öğle vakti Payitahtta olması gerekiyordu. Mahidevran ve diğer sultanlar ellerinden geldiğince her şeyi hazır etmişlerdi. 

Akşam vakti Rüstem Paşa Enderun'dayken Şehzade Mustafa'nın onu çağırdığını duyunca derhal hazırlandı onu bekleyen arabaya bindi. 

Saraya gideceklerini düşünürken yolun  Gedik Paşa'ya doğru gittiğini fark etti. Kısa bir süre sonra büyük beyaz bir konağın önündeydi. Arabacı inmesini söyledi. Rüstem Paşa korkarak attığı titrek adımlarının sonunda Şehzade Mustafa'nın gülen yüzüyle onu karşıladığını gördü.

'Şehzadem'

'Rüstem Paşa, Divan-ı Hümayun'un kıymetli paşalarından birisin bize olan sadakatin ve devletimiz için verdiğin hizmetlerden hayli memnunuz. Bu konak validem Mahidevran Sultan'ın arsasındadır. Lakin artık senindir. Yarın Hünkarımız Saray'a ayak bastığı vakit senin memleketinden olan Elif kalfa ile nikahlanacaksın bundan böyle de burada yaşayacaksınız rabbim şimdiden hayırlı etsin Rüstem Paşa' 

Rüstem duydukları karşısında oldukça şaşırmıştı. Hürrem Sultan sözünü tutmamıştı. Hanedana girme hayalleri bir anda yerle bir olmuştu. Hürrem Sultan'a ulaşması gerekiyordu. Ancak geri Enderun'a dönecekti. Ve oradan saraya haber ulaştırmak oldukça zordu.

Nihayet öğle vakti olmuştu. Tüm devlet mensupları Ayasofya'da Sultan Süleyman'ı bekliyordu. Şah Sultan'ın eşi Lütfü Paşa Rüstem Paşa'yı yanından ayırmıyordu. Rüstem ise hala Hürrem Sultana bir haber göndermeye çalışıyordu ama nafile nihayet Sultan Süleyman Ayasofya'nın avlusunda görünmüştü. 

Büyük bir coşku ile karşılanan Sultan Süleyman öğle namazını Ayasofya'da kıldıktan sonra Saray'a doğru yol aldı.

Çırağ edilecek cariyeler hazırdı. Sultan Süleyman ile gelecek olan kısmetlerini bekliyorlardı.

Süleymanın bütün ailesi onu Mahidevran'ın dairesinde bekliyordu. Mihrimah nihayet dün gece huzurla bir uyku uyumuştu. 

Hürrem Sultan ve Gül Ağa dün gece hayli düşünmüşlerdi. Hürrem nihayet Sultan Süleyman'ı nasıl ikna edeceğini bulmuştu. Kapı açıldı tüm ihtişamı ile Sultan Süleyman içeri girdi.

Kardeşleri ile hasret giderdikten sonra sıra evlatlarına gelmişti. Kızlarına ve küçük şehzadesine doya doya sarıldıktan sonra Mahidevran ve Hürremi kucakladı.

Has bahçede kuş sesleri çocuk sesleri yükseliyordu. Nihayet Çırağ vakti gelmişti. Genç paşalar , paşazadeler nikahlanıyordu. Hürrem Sultan Rüstem Paşa'nın ismini duyduğunda şaşırmış gözleri Gül Ağa'yı aramıştı. 

Gül Ağa hayretler içerisinde Sultanına bakıyordu. Yüzünü Mihrimah'a çevirdiğinde gözlerinin içi gülüyordu. Hürrem derin bir nefes aldı. Yanına gelen cariyeye döndü. Eline sıkıştırılan kağıt parçasına baktı.

''Üzgünüm Sultanım Siz Sözünüzü Tutmadınız Şehzadeniz Artık Teke'de Yalnız''




TAHTİN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin