Hanzade teyzesi ve dayısının kanatları altında büyüyordu.
Anne baba aile özlemi her geçen gün daha da artıyordu ancak gün geçtikçe de farkına varıyordu ki böylesi münasipti.
Hünkar babası böyle dilemişti. Hanzade bir gün olsun babasının sevgisinden şüphe etmemişti.
Ancak şüphe ettiği bazı hususlar vardı: Kardeşi Orhan onu hiç tanımıyordu. Ya Orhan Hanzadeyi sevmezse?
Ya onu kardeş gibi görmezse elindeki mektubu biraz daha sıktı.
Abisi Mustafadandı. Kılıç teslim töreni vardı ve muhakkak yanında olmasını istiyordu.
Hanzade ne olursa olsun abisinin yanında olacaktı. Ama bu saraydan nasıl çıkacağını bilmiyordu.
Bunca yıl Bahçesarayı oldukça iyi öğrenmişti. Kendi topraklarındaki hanım sultanlardan ziyade burada farklı büyümüştü.
Kılıç kullanmayı,at binmeyi, gemi yönetmeyi biliyor. bir çok şehzadenin aldığı eğitimleri alıyordu.
Madem ki abisinin kılıç kuşanma töreni vardı. Muhakkak büyük validesi ve Giray dedesi de orada olacaktı.
Bir yolunu bulup onların olduğu gemiye binmeli Payitahta doğru yol almalıydı.
Odasında bir sağa bir sola dönerken kapısının sesi ile o yöne baktı. Onun ile alakadar olan kalfalardan biri gelmişti.
Ardından içeri giren Ece Hatunun yüzünde güller açıyordu. Ve Gazi Giray belirmişti kapıda Hanzade teyzesine baktığında kalfalar ellerindeki şerbetleri sehpaya koyup geri çıktı.
Adeta esmer güzeli olan teyzesi onu iki elinden tutup oturttu.
'Hanzade benim ay yüzlü güzel kızım artık genç bir kız oldun biliyorum burada olmayı ne kadar sevsende bir yanın hala evinde bitti güzel kızım artık sarayına dönüyorsun abin kardeşlerin annen baban ailen seni bekliyor ancak kızım unutma ki hiç bişey kolay olmayacak güç daima seninle olmalı asla ayağın taşa takılmasın benden bizden yana hakkımız helal olsun'
Hanzade bir yandan sevinç nidaları atmak istiyordu bir yandanda gözbebekleri titreyerek bakan kadına sarılıp ağlamak...
Saçlarında bir buse hissettiğinde ona daima gülümseyerek bakan dayısı ile göz göze geldi.
'Sana öğrettiğim hiç bişeyi unutma evladım hepsi senin yoldaşın olsun başın hep dik olsun rabbim seni esirgesin'
Hanzade teyzesinin elini bırakıp ayağa kalkıp Gazi Giraya sarıldı. Ona çok şey borçlu idi.
Bugüne kadar ne öğrendiyse dayısından öğrenmişti. Şimdi olurda bir devleti olsa yönetebileceğine inanıyordu.
Çünkü Gazi Giray ona her bir şeyi öğretmişti. Onlardan ayrılmak öyle üzüyordu ki onu ancak evi de burnunda tütüyordu.
Dayısı ile her sabah at binemeyecekti, teyzesi ile kılıç talimi yapamayacaktı belki ama bugüne kadar yaptıklarını gülümseyerek hatırlayacaktı.
Ece Hatun gözündeki yaşları silip onlara sokuldu.
'Haydi bir an evvel hazırlan annemle babam çoktan toparlandı. Onlarla birlikte döneceksin bende kardeşlerin için hazırladığımız hediyelere bakayım'
Hanzade başı ile onayladığında hem teyzesi hem dayısı onu odada yalnız bırakmıştı.
Dizlerinin üzerine çökerek Allaha dualar etti. Sonunda nihayet ocağına dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAHTİN VARİSİ
Tarihi KurguBen Hanzade... Güllerin açtığı mevsimde Saruhan Sarayında Dünya'ya gözlerimi açtım babam Şehzade Süleyman ve dedem Sultan Selim uğrumda yemekler altınlar dağıtmış hanedana bir hanım sultan daha katılmıştı. Lakin öyle olmadı Ben Hanzade Sultan diye s...