TAHTİN VARİSİ

Murad Gün

Hanzade düğün alayının saraya girişini kardeşinin terasından izliyordu. Arkasında tatlı bir telaş vardı. Hürrem sultan ve validesinin adını duyunca terastan içeri girdi. Sultanlar kırmızı kaftan içinde elleri kınalı bir vaziyette gelecek olanları bekleyen Mihrimah'ı görünce adeta büyülenmişlerdi.

Hürrem Sultan kızına kuvvetlice sarıldı.

'Bu yaptığını her daim hatırla lakin tek bir gün bile bu evlilik sana gözyaşı verirse derhal biter'

'Hakkını helal et validem. Ben hep senin kızınım ve hep seni seveceğim'

Mahidevran Hanzade'ye yaklaştı.

'Güzel kızım her daim bahtiyar ol sen bir şairin şiirisin her mısran güzellikler ile dolu olsun hayırlı olsun'

'Sultan annem Allah razı olsun'

Sultan Süleyman ve Şehzadeleri Taşlıcalı Yahya'nın hayatta olan akrabaları Zata Hanedanının mensupları Lazar Branković ve ailesi saraya teşrif ediyorlardı.

Brankovic ve ailesi Karadağ fethedildikten sonra Osmanlı buyruğuna girmişti. Kimi çocukları Yahya Bey gibi islamiyeti seçip Mevki sahibi olurken kimi çocukları ise Osmanlı için fethedeceği toprakları keşfe gidiyordu.

'Lazar, sefa geldin eski dostum'

'Hünkarım sizi görmek ne büyük şeref hem de böyle bir sebepten dilerim ulu tanrıdan evlatlarımız her zaman mutlu olur'

'İnşallah Lazar sana şehzadelerimi takdim edeyim Şehzadem Mustafa kendisi Veliaht şehzadem ve evlatlarımın en büyüğüdür. Saruhan'da Sancak Beyi kendisi

Diğer şehzadem Selim kendisi donanımlı bir şehzadedir şu anda Teke sancak beyidir. Ve aldığım malumatlar hayli olumludur.'

'Evlatlarınızın şan-u şerefleri bizlere kadar geldi hünkarım ne kadar güzel evlatlarınız var tanrım uzun ömürler versin. Ancak duyduğumuza göre bir de kızınız varmış Hanzade Sultan Gazi Giray'dan ismini çok duyduk kendileri niçin teşrif etmedi?'

'Mihrimah ile alakadar oluyor Lazar muhakkak ki tanışırsınız buyrun bahçeye geçelim'

Nihayet vakit gelmişti. Mihrimah artık kendi sarayına geçmek için saraydan uğurlanıyordu. Saraya pek fazla uzak olmayan denizin üzerindeki büyük köşkte artık Taşlıcalı Yahya yalnız değildi.

Hanzade her şeyi bir kenara bırakıp kardeşinin bu mesud gününde onun heyecanını mutluluğunu paylaşıyordu.

Gözünü bir an olsun cariyelerden ayırmıyordu. Son anda fark ettiği şey ile Nadide kalfanın yanına gitti. 

'Nadide kalfa bu kızlar acemi birliğinden gelen kızlar değil mi? Bunların burada işi ne?'

'Sultanım, Mİhrimah sultanımızın sarayı için bizzat hazırlandılar'

'Ne münasebet kim verdi bu emri size?'

'Sultanım baş kalfamız Nigar kalfa emretti'

'Katiyen olmaz bu kızlar Taşlığa geri dönecek ayrıca sakın ola ki şehzadelerimize de yaklaşmayacaklar, Eğitimini tamamlamış eski kızlardan hazır edin Mihrimaha'

Kalfa Hanzadenin emrini yerine getirmek için oradan uzaklaştı. Güleda yanına geldi

'Sultanım endişenizin daimi olmasını anlıyorum lakin validemiz Mİhrimah sultanımızı tehlikeye atacak bir şeye asla müsaade etmez'