Lala Neden Burada?

266 36 7
                                    

Hürrem Sultan günlerdir ne yapacağını düşünüyordu. Kapısının çalması ile elindeki mektubu sakladı.

Gül ağa içeri girmişti.

'Sultanım hünkarımız sizi huzuruna çağırıyor.'

Hürrem Sultan heyecanla dairesinden çıktı. Öğle vakti Sultan Süleymanın onu çağırmasına hayli şaşırsa da hızlı adımlarla hünkarına doğru yürüdü.

Hanzade devlet işleri ile hayli meşguldü. Sam Mirza ile kısa süren bir konuşma gerçekleştirmişlerdi. Amcasının Sam Mirzaya gönderdiği tehdit mektuplarını amcasına hanzadenin mührü ile geri göndermesini söylemişti.

Yeniçeri ocağında yine coşkuyla karşılanmıştı. Ocağa yeni gelen acemi oğlanların ilk talim günüydü.

Yeni çeri ağası Hasan ağa oldukça iyi bir askerdi. Acemi oğlanlar ile bizzat kendi ilgileniyordu.

Hanzade talimi izlerken tanıdık bi sima ile karşılaştı. Karşıdaki kişi Selimin lalasıydı. Ve burada olmaması gereken biriydi. Hanzadenin onu farkettiğini anladığında kaçmak istedi.

'Zarife Lalayı tutun'

Zarife hatun Hanzadeyi onaylayıp derhal lalanın peşinden gitti.

Hürrem Hünkarının yanına geldiğinde Mahidevran Sultanında orada olduğunu gördü. İçindeki heyecan sönmüştü.

'Gel hürrem biz de seni bekliyorduk'

'Hayır olsun hünkarım'

'Gözümün bebeği Mihrimahımın izdivaç vakti geldi demiştim sefere çıkmadan evvel kızımın mürüvvetini görmek isterim. Mahidevran Sultan sağolsun bize yardımcı oldu. Kızıma uygun gördüğü damat adayı hayli iyi biri'

'Kim olduğunu bana da söyler misiniz?'

'Elbette! Bizim sadık ve kahraman askerlerimizden Yahya Bey kendisi Zeta Asilzade soyundan gelmektedir. Devlet-i Aliyye'de devlet adamı olmak yerine asker olmayı istemiş en önemli zamanlarda hünkarımızı korumuştur. Soyunun belli olması bizim için önemlidir. Mihrimah Sultan benimde kızım ve eminim ki onunla izdivacı makbul olacaktır.'

'Sen ne dersin Hürrem? Bende Mahidevran gibi düşünüyorum. Soyuna aşinayız. Yahya Bey kızımla evlenirse onu devlet adamı bünyesine alacağım ben kızımda ayrı kalamam'

'Siz nasıl uygun görürseniz Hünkarım. Lakin ufak bir istirhamım var. Hanzade malum Mihrimah'ın ablası evvela onun evlenmesi gerekmez mi?'

'Hanzade veliaht bir sultan olduğu için evlenmeyecek Hürrem şimdi ağalara söyleyin Mihrimah'ı huzuruma çağırsınlar.'

Ağalar Mihrimah Sultanın kapısını çaldılar. Mihrimah kardeşi Cihangir ile birlikte has bahçeden topladıkları çiçekler ile ilgileniyordu.

'Sen burada bekle Cihangir ben geliyorum. Neden çağırıyor babam beni?'

'Bilmiyorum Sultanım lakin valideniz ve Mahidevran Sultanda orada'

Mihrimah kafasını sallayıp yürümeye devam etti. Babasının huzuruna geldi.

'Hünkarım'

'Ay'ım Güneş'im hoşgeldin'

Mihrimah babasına sıkı sıkı sarıldıktan sonra elini öptü.

'Seni buraya neden çağırdığımızı elbette merak ediyorsun. Benim Sultanım artık büyüdün güzelliğin bütün devletin dilinde yakında sefere çıkacağım lakin bu sefere çıkmadan evvel senin mürüvvetini görmek isterim. Seninde gönlün olursa seni Zeta Asilzadesi Yahya Bey ile nikahlamak isterim'

Mihrimah gözlerinin parlayışını saklamak istedi. Başını öne eğip konuştu.

'Siz nasıl uygun görürseniz hünkarım'

'Mahidevran Saruhana haber salınsın Şehzadem ve aileside düğünümüze katılsın. Hürrem bir an evvel düğün hazırlıklarına başlansın'

'Siz nasıl uygun görürseniz hünkarım'

Mihrimah içindeki neşe ile has odadan çıkmıştı. Derhal Mahidevranın dairesine yöneldi.

Hanzade Selimin Lalalarından biri olan Asım Beyi karşısına oturtmuş konuşmasını bekliyordu.

'Lala konuş artık neden Teke'de değil buradasın?'

'Sultanım ben saraya haber getirmiştim'

'Burası Ocak lala Saray değil bana doğruyu söyle'

Lala susmaya devam ediyordu. Hanzade saraya dönmesi gerektiği için Lala'yı Hasan Ağa'ya emanet edip Saraya dönmek için ocaktan çıktı.

'Hasan Ağa Lala konuşana kadar burada kalacak'

'Emredersiniz Sultanım'

Mihrimah Mahidevranın yanındaydı.

'Sultanım Yahya Bey?'

'Yahya Bey yaralandığında ki telaşını görmediğimi mi sandın Mihrimah Hanzade ile gecenin bir vakti şifahaneye gittiğinizi konuştuklarınızı işittim'

'Allah sizden razı olsun Sultanım beni sevdiğime kavuşturuyorsunuz.'

'Bak Mihrimah Taşlıcalı Yahya Bey hanedanımıza uygun bir damat ayrıca validene kızma onun elbette mantıklı bir nedeni vardır. Böylesine ısrarla Rüstem Paşayı istemesinin keyfi olacağını düşünmüyorum'

Mahidevran sözlerini bitirdiğinde kapı çalmış ve Hanzade gelmişti. Mihrimah gülen gözleri ile ablasına baktı.

'Validem, Kardeşim hayrola gözlerinizin içi gülüyor.'

'Mihrimahın düğününü yapacağız Hanzadem ondandır bu neşemiz.'

Hanzade şaşkın gözleri ile bir validesine bir de kardeşine baktı.

'Hünkarımız Mihrimah'ın Yahya Bey ile nikahlanmasına onay verdi.'

Hanzade duydukları ile mutlu olmuş kardeşinin mutluluğuna ortak olmuştu.

Hanzade bugün ocakta olanlar ile ilgili düşünüyordu. Lakin bunu babasına henüz söylememesi gerekiyordu.

Günün yorgunluğu ile kendini yatağına bıraktı. Yarın ola hayrolaydı.

Ertesi sabah kuşluk vakti odasına gelen kardeşleri ile muhabbet ediyordu. Zarife Hatun gelmiş onu Hünkarının beklediğini söylemişti.

Hanzade babasının huzuruna vardığında Sultan Süleyman bir hayli endişeli görünüyordu.

'Hünkarım'

Sultan Süleyman elinde tuttuğu mektubu kızına uzattı.

'Acem diyarından sana haber var Hanzade'

Mektup Acem diyarındaki adamlarındandı. Payitahtta onun için bulunan biri olduğu söyleniyordu. Oldukça tehlikeli ve sinsi biri

'Bu her kimse bütün şehir karış karış aranacak ve bu soysuz bulunana kadar sen saraydan dışarı çıkmayacaksın.'

'Ama Hünkarım'

'İkinci bir emre kadar saraydan çıkmayacaksın Hanzade'

'Emriniz Başım Üstüne Hünkarım'

Hanzade dairesine dönüyordu. Yanına yaklaşan bir ağa eline bir kağıt bırakmış ve hızla oradan uzaklaşmıştı. Hanzade hayli dalgındı ve ne olduğunu anlayamadı.

Dairesine girip elindeki küçük kağıdı açıyordu ki Zarife telaş içinde içeri girdi.

'Sultanım Hasan Ağa Lala'yı konuşturmuş.'

TAHTİN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin