Ayrılık

815 52 8
                                    

Süleyman aldığı haberden sonra iyice telaşa düşmüştü. Bundan sonra olacakları engellemesi şarttı.

Kendini bir Padişah olarak değil bir baba olarak çaresiz hissediyordu. Ne olursa olsun evladını korumak zorundaydı.

Kafasını kaldırıp arkadaşı İbrahim'e baktı. Aynı çaresiz bakışları onun gözünde de görmüştü. Bu hadise sandığından daha evvel duyulacaktı.

Büyük Valide Hafsa Sultan olanları işitmişti. Tek çaresinin Hanzade'nin buradan gitmesi güvenli bir yerde büyümesi gerekiyordu.

Ancak bu fikir ne Mahidevran tarafından ne de Süleyman tarafından kabul görmezdi. Yanındaki kalfasına baktı. Çaresizce başını salladı.

Süleyman elini alnına koymuş has odada yarini bekliyordu. Evlatları için bir şey yapmaları gerekiyordu.

Mahidevran yaşlı gözlerini silerek has odanın kapısını çaldı. İçeriden 'gel' talimatını duyar duymaz ağaların kapıyı açmasıyla kendini Süleymanın kollarına bıraktı.

'Gül yüzlüm etme böyle keder'

'Korkuyorum hünkarım'

Süleymanda korkuyordu. Canından çok sevdiği evladının canından endişe ediyordu.

Az evvel çalan kapı yeniden çaldığında Süleyman yine 'gel' komutunu vermişti. Gelen validesi ve kız kardeşleriydi.

Şah Sultan ve Hatice Sultanın yüzündeki gerginlik onu hayli korkutmuştu.

'Validem sefa geldiniz.'

'Aslanım nasılsın?'

'Bir çare aramaktayım validem ufacık bir çare'

'Süleyman biliyorum bunu söylemek yapmak çok zor lakin Hanzade için bu saray güvenli değil onun buradan gitmesi gerekiyor'

Mahidevran yüzünü hızla Süleymana döndü. Süleyman gözlerini iyice açmış ona bakıyordu.

'Validem biz nasıl ayrılırız evladımızdan?'

'Mahidevran bilyorum kızım biliyorum elbet lakin elimizden gelen tek şey budur. Anne ve Babanın yanına gönderelim onu hem gözden ırak hem de güvende büyür torunum.'

İbrahim Paşanın odaya gelmesi ile tüm gözler ona çevrilmişti. Ondan gelecek haberleri bekliyorlardı. Paşa lafa girdi.

'Hünkarım halka ulaştırılmak üzere yazılan kağıdı bulduk ancak taşıyan elçiyi yakalayamadık bizim için ve küçük sultanımız için büyük bir tehlike biliyorsunuz'

Süleyman validesinin söylediklerine ne kadar karşı olsa da bunu yapmaya mecburdu. Mahidevrana döndü

'Hazırlığını yap Mahidevran Kırım'a gidiyoruz,İbrahim Paşa sefere çıkacak paşalara yeni talimat gönder benimde sefere katılacağımı söyle öyle bilsinler ben dönene kadar Devlet sana emanet çıkabilirsiniz.'

Hürrem Sultan taşlıktaki kızlara mücevherlerini göstermek için boylu boyunca geziyordu.

Ardından gelen sesleri duyunca kendini kolonlardan birinin arkasına attı. Şah Sultan ve Hatice Sultan konuşa konuşa geçiyordu. Hatice Sultanın söylediklerine kulak kabarrtı.

'Şahıhuban en doğrusu belki de budur. Hanzade bizim umudumuz'

'Bilmiyorum Hatice bilmiyorum hakkında hayırlısı ne ise o olsun'

TAHTİN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin