•14. Bölüm•

278 16 5
                                    

Kafe de oturmuş, Denizin gelmesini bekliyordum. Buluşma saati olarak 13.00'ı seçmiştik ama saat 13.21 oldu beyefendi hâlâ ortalıkta yoktu.

Hep Elfidaya derdik, geç geliyorsun diye bu sefer de Deniz geç kalmıştı. Büyük ihtimalle bir işi çıkmış olmalıydı yoksa gecikmeden gelirdi. Ya da bana haber de verebilirdi.

Bende onu beklerken fotoğraf çekinip, Instagram'da paylaşmıştım. Boş vaktimi değerlendirmezsem olmazdı dimi.

Üff hâlâ yok bu çocuk. En iyisi aramaktı. Böylece nerede olup olmadığını veya da gelip gelmeyeceğini öğrenebilirdim. Eğer gelemeyecekse boşu boşuna beklemiş olmazdım.

Mor denizim kişisi aranıyor...

"Aloo!"

"Efendim."

Sesi biraz boğuk geliyordu.

"Deniz nerede kaldın? Yarım saattir bekliyorum burada."

"Ya kanka gelecektim de tam ben evden çıkarken halamlar geldi annem de ayıp olur diye izin vermedi. Zaten halamlarda şehir dışında yaşadıkları için her zaman görüşemiyoruz. Bide 3 tane küçük çocukları var, geldiklerinden beri onlarla uğraşıyorum."

"Anladım. E iyi o zaman sana kolay gelsin diyeyim. Başka bir zaman yine görüşürüz."

"Amin. Valla şu yaşımda uğraştığı- ağhh!"

"Deniz! Noluyor lan iyi misin?"

"Kanka valla biri tepeme çıkıyor biri altımdan geçmeye çalışıyor. Şu an konuşamayacağım. Şunlara bir şey yapmam lazım akılları başlarına gelsin."

"Aman kanka dikkat et kendine, çokta şey yapma çocuklara küçüklermiş zaten. Hadi ben kapattım görüşürüz."

"Görüşürüz."

Aramayı sonlandırdıktan sonra şimdi ne yapabileceğimi düşündüm. Aslında hazır dışarı çıkmışken biraz gezip dolaşabilirdim. Belki birkaç parça kıyafet de alırdım.

O zaman bugün, benim günüm olsun!

İlk önce annemi arayarak haberdar ettim. Sonrasında kafamda ilk çarşıyı dolaşayım, sonra da AVM' ye giderim diye kafamda plan yaptım.

Bursa'nın çarşısında dolaşmaya başladım. Çarşı her zaman ki gibi yine kalabalıktı. Şaşırmamıştım bu duruma.

Çarşıda yeterince dolaştığımı düşünerek kendimi bir kebapçıya atmıştım. Uludağ kebapçısına. Buranın kebabına bayılırdım. Çünkü buranın ustası efsanevi bir lezzette yapıyordu.

Çarşıda dolaşmamın sonucunda sadece vişne çürüğü renginde bir bluz alabilmiştim. Çünkü sadece bu hoşuma gitmişti. Zaten daha AVM'ye de gideceğim için acele etmeme gerek yoktu.

Sipariş ettiğim bir porsiyon kebap ve yanında da duble boyutunda bir ayran gelmişti. Garson tabağı masama bırakıp afiyet olsun deyip gittikten sonra bende büyük bir iştahla kebaba baktım. Şu an gözlerimi göremesemde gözlerimden kalp çıktığına emindim.

Kendime evde olmadığımı, birçok insanın içinde olduğunu hatırlatarak kibarca yemeğe başladım. Ne yapayım sevdiğim yemekler olunca dayanamıyorum.

VİSAL-İ AŞK  (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin