* BÖLÜM İÇERİSİNDE +18 YAZILAR VARDIR. OKUMAK İSTEMEYEN ATLAYABİLİR. * (*** olduğu yerler başlangıç ve bitişi ifade ediyor.)
Kapıyı açtığında ise, çok şaşırmıştım. Kapıdan içeri girdiğimde, sağımda mutfakları vardı. Karşımda uzunca bir koridor, mutfağın solunda ise salon vardı. Fazla büyük bir daire değildi ama çok düzenliydi. Tahta raflardan oluşan kitaplığı, mutfakla salonu ayıran duvarın üzerine monte edilmişti. Aşırı modern ama bir o kadarda sade bir tasarımdaydı evleri.
Ben içeri girdiğimde çoktan büyülenmiştim. Sezin, benim hayranlığımı fark etmiş olacak ki, asıl sürprizinin bu olmadığını söyleyerek salonun içine girdi. Rafların altındaki televizyon ünitesinin altındaki dolaptan, kırmızı şarap çıkarttı. Bense heyecanlanıyordum gittikçe. Üzerimi saran Sezin ateşini azıcık olsa rahatlatmak için, üzerimdeki beyaz gömleğin birkaç düğmesini açmıştım.
O sırada Sezin, mutfağa kadeh getirmek için gittiğinde benim oturmamı istemişti. Gömleğimi, altımdaki mini kot şortun içerisinden çıkartıp serbest bırakmıştım. Salonun içerisindeki üçlü koltuğa oturmuştum ve bacak bacak üzerine atarak evi inceliyordum. O sırada Sezin, kadehleri getirmişti bile. Beni uzun bir süre süzmüştü.
Başkası yapsa rahatsız olacağım şeyleri, Sezin yapınca farklı oluyordu. Gittikçe daha fazla alevleniyordum ona karşı. Mini elbisesinin ortaya çıkarttığı eşsiz bedenini hayranlıkla süzüyordum orada. O sırada açılmamış şarabı, getirdiği tirbuşon yardımıyla açtım. Kadehlerimizi doldurduktan sonra ise, "Senin varlığına" diyerek kadeh kaldırdım.
Sezin, bir elini bacaklarım üzerinde yumuşakça gezdirirken bir yandan da kadehini "Asıl senin varlığına Açelya'm." diyerek tokuşturdu benimkiyle. O sırada şaraplarımızı yudumluyor, gittikçe daha fazla sarhoş oluyorduk.
Amaçsızca gülüyor, boş şakalar ve espriler ile eğleniyorduk. Gecenin geç saatlerine kadar neredeyse bütün bir şarabı bitirmiştik. O sırada Sezin, parmaklarını bacaklarımdan kaldırıp yavaşça boynumda gezdiriyordu. Gittikçe daha fazla alevleniyordum. Bu yüzden gömleğimden bir düğme daha açmaya çalıştığımda durdurdu ve "Shh.. ben hallederim." dedi yumuşak ve yükseltici bir ses tonuyla. Gömleğimin bütün düğmelerini açtığında ise ben onun kol askılı mini elbisesinin sol kolunu indirmiştim. Parmaklarımı onun yanaklarında gezdirirken birbirimize daha fazla yaklaşıyorduk.
*** İşte daha fazla dayanamayacağım an buradaydı. Nefesini hissediyor, yükseliyordum. Kendimi serbest bırakmıştım. Daha fazla yükseltmesini istediğimden "Sezin, sana kendimi kanıtlamama hazır mısın?" diye sordum. O da "Her zaman hazırım biliyorsun." diyerek yaklaşmıştı. Dudaklarımızın arasındaki mesafe oldukça azdı ve "Seni seviyorum Açelya" diyerek yapışmıştı dudaklarıma.
Yavaş ama narin öpüşmelerimizin yerini, hızlı ve sert öpüşmeler almıştı. Ona teslim oluyordum ve gittikçe daha fazla coşuyordum. Gömleğimi tek bir hamlede çıkartıp, boynumu öpmeye başlamıştı. Ben yükseliyordum ve ellerimle kafasını bastırıyordum Sezin'in. Daha sert olmasını istiyordum. Beni yükseklere çıkartmasını, onunla delirmek istiyordum.
O sırada beni koltuğa yatırıp bastırdı. Göğüslerimi öpüyordu. Sütyenimi çıkartmıştı ve beni çıplaklığımla ısıtıyordu resmen. Öpüşleri o kadar güzeldi ki, ona dur diyemiyordum. O sırada sert bir hamleyle, bu büyük koltuğa onu yatırdım. Elbisesinin, sağ kolundaki askıyı da çıkartarak hızlıca üzerinden çıkarttım.
Çıplak bedenine özenle dokunarak okşuyordum. Sezin'in aldığı hazla beraber boynunu öpüyordum. Sezin "Daha fazla öp, durma." diye çığlıklar atıyordu resmen. Birbirimizden aldığımız haz, bir tutkuya dönüşmüştü. Onun üzerinde ilk defa dominant etkideydim. Bunun da cesaretiyle vajinasına dokunmaya başladım. Sezin'in inlemeleri fazla hoşuma giderken onu tamamen çıplak bırakmıştım. Yavaşça öperek onun vajinasına doğru indim.
Klitorisini öperken, bir yandan da kafamı bastırıyordu Sezin. İnlemeleri çığlığa dönüşmüştü ve apartman üzerinde sıkıntı yaşanmaması için bir elimle ağzını kapatmıştım. Daha sessiz çığlıkları ve inlemeleri ile benimle beraber yükseliyordu sanki Sezin. O sırada kafamı tutup kendisine doğru çekti ve alevli öpüşmemiz daha da hızlanmıştı. O sırada onun vajinasına dokunuyordum.
Nefes nefese kalmıştık ama bir o kadarda zevk alıyorduk birbirimizden. O sırada beni sertçe itti. Gülümseyerek "Sıra bende seni yaramaz Açelya." dedi. O sırada iki elimden bastırıyordu beni koltuğa. Yavaşça aşağıya doğru iniyordu bedenimden. Mini şortumun düğmesini hızlıca açarak diğer koltuğa fırlattı ve beni de kendisi gibi çıplak hale getirdi.
Sezin, sert hareketlerde parmaklarını içime yerleştiriyor; benim sert ve zevk dolu inlemelerimi aynı malum sebepten dolayı durdurmak için ağzımı kapatıyordu. Şehvet içerisinde inlerken çıldırıyor, kendimden geçiyordum. O sırada ayağa kalktı ve elimden beni de kaldırdı. "Burası çok rahat değil, daha rahat olacağımız bir yere gidelim." dedi gülümseyerek.
Tamamen çıplak bedenlerimizle, onun odasına geçmiştik. Loş bir ışık sağlamak adına, tavanındaki kırmızı ledleri açtı ve beni yatağına ittirdi. Bu sefer dominant olma sırası ondaydı. Vajinalarımızı birleştirerek yavaş yavaş hareket etmeye başlamıştı. Resmen zevkten çıldırıyorduk ve birbirimizden daha fazlasını istiyorduk. O sırada boğazımdan yatağa doğru bastırdı sertçe. Canımı yakmıyordu, aksine daha fazla bastırsın istiyordum. O sırada durdu ve dudaklarıma yapıştı. ***
---
Yorulmuştuk. İkimiz de yatağa uzanıp daha sakin ama aşk dolu öpücükler hediye ediyorduk dudaklarımıza. O sırada bu gecenin gerçek olup olmadığından bile emin değildim. O sırada saçlarımı okşuyordu Sezin. Gülümseyerek "Doğum günün kutlu olsun Açelya'm" dedi. O sırada ben de "Sanırım aldığım en güzel doğum günü hediyesiydi." dedim gülümseyerek. Sezin bu cevabıma gülmüştü.
Hoşuma gidiyordu bu kızın gülmesi. Sarhoşken bile ayrı tatlı olmayı başarıyordu. Gözleriyle bedenimi süzerken "Asıl hediye, senin benim hayatıma girmen oldu Açelya'm." dedi. O sırada susturdum onu. "Shh! Öyle bir şey yok. İkimiz de hayatın birbirimize verdiği en güzel hediyeyiz bir kere. Sen benim için bambaşka bir seviyesin Sezin. Sana aşık olmakta, seni sevmekte bambaşka bir şey. Tanımlayamayacağım kadar güzelsin Sezin'im. Ne olur hiç gitme olur mu?" demiştim gözlerim dolmuş bir şekilde.
"Shh! Hayır gözlerin dolmayacak bir daha. Ben seni terk etmeyeceğim Açelya. Ben senin hep yanında olacağım. Ne olursa olsun. Sana söz veriyorum. Çünkü, seni çok seviyorum gerizekalı şey." dedi sarhoşluğun verdiği gülümseme ile. "Ben de seni seviyorum aptal." diyerek sarıldım ona. Sarılarak uyuyakalmıştık işte. Narin bedeninin arasında uyuyakalmak, ne güzel bir histi böyle. Tarif edemeyeceğim kadar güzel bir his...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Kıyısından | -gxg-
Romance'Sen bir sanatsın, bir melodi gibi hayatıma renk katıyorsun...'