Bölüm 11

395 20 0
                                    

Hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitti, Rana'nın yai. Şarkılar söylemeye başladılar. Gözümden akan yaşı durduramadım; ben, kaç yıldır onun peşinden koşuyorum. Huyunu bilerek hem de sırf onu hayata döndürebilmek için, biraz olsun yalnız kalmadığını hatırlatmak için ama demek ki onun için yıllar değil, sadece bir gün, hatta üç saatlik bir insan önemliymiş. Melih, omzuma dokundu:

- lyi misin?

-Ben eve gitmek istiyorum Melih. Sonra buluşalım.

- Peki, nasıl istersen. Sana eşlik edebilirim. -Yok, sağ ol. Ben yalnız kalsam daha iyi olur.

- Tamam

Dedikten sonra Melih'in yanından ayrıldım. Yolda yürüdüğüm zaman boyunca aklımdan hep Emir'i ve söylediği sözleri, bugün yaşadığımız olayları geçirdim. Sonunda ağlaya, ağlaya eve vardım. Her zaman olduğu gibi odama çıkıp pembe pijamalarımı giydim. Evet pembe... Yatağıma çıkıp tekrar düşündüm. Son söylediğim soz "Bir daha benimle ilgili hiçbir şeye karışma

Bunu dedim ama bir daha yüzüme bakmayacak. Onu gayet iyi tanıyorum, zaten kimseyle konuşmuyor. Benle hiç ilgilenmeyecek. Tamam, ilgilenmiyordu ama beni koruyordu en azından. Hoşuma da gidiyordu. O an ne olduğunu bilmiyorum, hiç düşünmeden bir anda söyledim.

Sabah olduğunda yine formamı giyip okula gittim. Arzu ile sınıfa girdiğimizde yine sırasında oturuyordu ama bu sefer kafasını sıraya koymamıştı, tam tersine Rana'yla sohbet ediyordu. Onların bu hâlini görünce büyük bir şok geçirmiştim. Olduğum yerde kalakaldım, hareket edemedim, sanki bedenim bana ait değilmiş gibi kontrol edemedim.

Arzu'nun omzuma dokunmasıyla kafamı hafifçe çevirdim.

-Takılma lütfen. O, seni takmıyorsa sen de takma bakalım

-Arzu. Ona ben söyledim, beni takmamı istemiyorum dedim,

Arzu şaşırmıştı

-Ne! Ciddi misin?

"DEĞER KİTAP OLDU!!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin