Bölüm 25

351 16 0
                                    

Kollarımı birleştirmiş, onları izliyordum. Emir, dans ediyor ama gözü sürekli bendeydi. Uğur, kulağıma fısıldadı

- Biz de mi dans etsek"

Hiç düşünmeden kabul ettim

-Tabii

Uğur, elimden tuttu; sahneye çıkıp dans ettik. Farklı olan tek şey; ben Uğur la dans ediyorum, Emir'de Rana'yla ama sadece bedenlerimiz farklı ellerde hissediliyor... yani bedenlerimiz birlikte dans etmiyor ama gözlerimiz birbirimizin üzerinde dans ediyor...

Gözlerimi kaçırıp Uğur'a döndüm:

- Biraz dinlensek mi?

- Tabii, nasıl istersen

Arzu'nun yanına geçtik. Önümde duran kolamdan bir yudum

alıyım derken üstüme döküldü --Allah'ım ya! Ben bir lavobaya gideyim.

- Ben de geleyim mi?

-Ay yok, ben hallederim kuzum.

Dedim ve lavoboya doğru yürüdüm. Içeriye girip lavobonun kenarında duran mendille üstümü silmeye başladım. "Of ya, tam da zamanıydı yani inanamıyorum, bir de en sevdiğim elb-..." derken birden kapı açıldı, kapıya baktığımda ışıklar gitti.

"Al işte!"

Kapıya doğru yürüdüğümde birine çarptığımı hissettim ve geriye doğru sarsıldım. "Ahhyy!"

Belimden tutan bir el...

Burnuma gelen koku...

-Bunu niye yapıyorsun Selin!

Emir'di bu, bu kadar kalın ve zarif bir sese sahip olan, aynı zamanda bu kokuya sahip olan tek kişi Emir'di....

Titrek bir sesle cevap verdim:

-Ne yapıyorum"

Kafasını kafama koymuş, nefesi tenime değiyor...

"DEĞER KİTAP OLDU!!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin