6.

564 20 4
                                    

İlk iki ders geçmişti. Yani kısaca işkence bitmişti.

Şimdi başka bir işkenceye geçiyoruz. İki ders saati yetmedi, daha fazla olsun dediler.

Edebiyat. Aslında dersi severimde şu karşı sınıf gelince çekilmez bir hal alıyor. Ama hadi neyse.

Yerlerimizi değiştirdik, oturduk ve kalktık. Neden kalktık?

Şahsen ben kalkmayacatımda işte bir kaç kişi kollarımdan tutup zorla kaldırınca, ben de zor duruma düştüm ve kalktım. Beni paylaşamıyorlar canım.

Kantine indik. Şunu anladım ben açmışım. Kantine inince fark ettim.

Ha bir de üşengeçlik olduğu için sıraya girmiyorum.

" Kızçelerim, hanginiz hayır işleyip sevap kazanmak ister? "

" Ne oldu Ada, ne istiyorsun? "

Beni tersleyen Sinem'e kötü bakışlarımı yolladım.

Diğerleri bana halay çeken inek görmüş gibi baktı. Hayırsızlar. Ben sizi böyle mi yetiştirdim. Tü sıfatınıza.

" Off sizden, hele hele senden hayır yok. Hıh. " dedim Sinem'i göstererek.

Ayağa kalktım kantin sırasına girdim.

Bir anda arkadan ittirmeyle beraber önüme bir kaç afedersiniz yelloz girdi.

Üç kişilerdi. Sarının dip boyası gelmişti. Bir tanesi kendisini aksesuarcıya benzetmişti ve sonuncu. Onu size anlatamam görmeniz lazım.

Anlatayım ben genede. Üstüne beyaz bir gömlek giymişti. Gömleğin uçlarını bağlayıp göbeğini açmıştı. Ha birde yetmezmiş gibi dapdaracık tayt giymiş.

Kız her yerini gösterme lazım olır sana.

Durun durun devam ediyorum.

Dudağına bir ruj sürmüş aman yarabbim didim. Bune be didim. Maşşallah maşşallah deyiverdim yani.

Kendisine badana yapmış resmen. Kırk bir kere maşşallah diyelim de nazar değmesin.

Amma bir şey diyim mi?

Kız böyle bir ay yaşamaz vallahi.

Neyse neyse boyasın gülüm. Daha genç.

Ha ne diyodum, önüme geçtiler diyordum.

Vay mal.

" Yalnız sıra arkadan devam ediyor, benim önümden değil. "

Ayh ne kadar nazik. Kız senin içine ne kaçtı. Ben nasıl böyle konuştum. Aman yarabbim.

" Ah bebeğim. Benim canım buraya geçmek istedi. "

Bak bak ağzısını yaya yaya konuşuyor birde. Ben o ağzı yırtmasını da bilirim de hadi bakalım.

" Bak gülüm. Benim önüme geçtin. Yani benim sırama. Yani benim önüme, sırama. Anlıyor musun engelli kardeşim. Şimdi arkaya geç dağıtmayım ağzını yüzünü. "

" A ah şakacı seni. Ne sanıyorsun canım sen kendini. Artist seni. Senin gibilerle çok karşılaştım ben. Geri zekalı. "

Bak bak bak bak. Geri zekalı ha. Sen geri ben zekalı demek isterdim de dalga geçer salak.

" Çekilmiyor musun sen şimdi? "

" I ıh çekilmiyorum. "

Hadi benden günah gitsin. Hadi az bekle gidiyor. Dur dur vallah gidiyor ve gitti.

Elime doladığım saçıyla kızı sıradan attım. 

Ay ay yine popülerim herkes bana bakıyor.

Çok istiyordum ve yaptım. Kızın ağzına bir tane patlattım. Oyy içimin yağları eridi.

Azcık patakladım kız. Ama çok azıcık. Minnacık. Ufacık.

Kantinden bir şey alamadan da çıktım.

Ne yani boşuna mı sıra bekleyip kavga ettim. Ne?

Kızların azarlamasıyla-ki ben onları dinlemiyorum aklım midemde-beraber sınıfa girdik.

Sıraya oturduk. Benim hayırsız evladım Duru çantasından çubuk çıkardı bana verdi yavrum. Artık hayırlı.

Vallahi ne yalan söyleyeyim hayvan gibi yedim. Kıtlıktan çıkmış gibi. Aç bırakılmış gibi.

Oysa daha okula geleli iki ders saati olmuştu. Teneffüsleri de araya sıkıştırıp hesaplayın. Kilo alacağım. Dombili dombili gezeceğim. Ayy ne tatlı.

Bütün erkekler bana düşer.

Yanımda ki Onur bana baktı. Önüne döndü ve tekrar baktı. Sonra tekrar ve tekrar.

" Gözün kaldı yiğidim. İstiyor musun yoksa? "

Dedim çubuğu uzatarak.

Kafasını hayır dercesine salladı.

" İsteseydin de vermezdim ki zaten. "

Ama bu bana cevap vermiyor. Kız bu Onur üzülmüş ya. Kesin sevgilisi aldattı.

Onur'un sevgilisi var mıydı ki? Neyse ben ona sorayım.

" Şşt kız Onur. Ne oldu sana? Neden bana laf sokmuyorsun. "

" Sokulacak yerin kalmamış. "

Terbiyesiz. Öyle denir mi? Ama bunun yine morali bozuk.

Neyse neyse benim derdim bana yeter. Dertli çocuk seni.

Zil çaldı, hoca girdi ve ders başladı.

" Nasılsınız bakalım? "

" Nasıl olabilirsek hocam. Ne olsun. İlk iki ders matematikti falan. Denklemler, problemler, hayat şartları nasıl olalım. İyiyiz hocam siz nasılsınız. "

Tamam tamam abartmayayım.

Kapı çaldı. Biri girdi. Böyle Kırk, elli, altmış yaşlarda heralde ya. Ben tam anlayamam yaşları.

Neyse bir adam girdi işte.

" Hocam Onur'u alabilir miyim? "

...

Son.
Yazdığım an atıyom ama yazamıyom. İdare ediverin. Okumuşken ve buraya kadar gelmişken bir de yorum yapın. Küçük yıldız butancuğuna basmayı da unutmayın.
Seviliyorsunuz 🌼🦋

Düşman Sınıflar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin