Bakmadım. Mesaja bakıp bu güzel günü mahvetmek istemiyordum. O yüzden bakmadım.
Bir mesaj daha geldi. Ardından bir tane daha.
Telefonu sessize alıp kısa süreliğine de olsa mutlu zaman geçirmek istiyordum.
Bizimkilerin oturduğu masaya ilerledim ve birlikte zaman geçirdik. İlk başta benle dalga geçtiler. Terbiyesizler.
Sonra hep beraber gülüp geçtik.
Zaman ilerledikçe daha çok güldük daha çok eğlendik.
Bence planları çoook saçmaydı ama olsun. Onlar da dalga konusu bulmuş oldu.
Eve hep beraber dönerken telefonu hatırladım.
Telefonu çıkartıp sessizden çıkardım.
Çok fazla mesaj yoktu. Sadece üç mesaj.
Doğum günlerinin hep kötü geçmesiyle.
Telefonu sessize almak mı? Komik.
Bunu sen istedin.
Bu mesajı okuduğum an bizimkilere baktım. Kızlar kendi aralarında konuşuyor erkekler kızların arkasında yürümeye devam ediyor.
Koşarak onların yanına yetiştim. Karşıdan güçlü bir ışık ve araba kornasıyla beraber ne olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Peki bu sefer kime zarar vermişti.
Erkeklerden bağrış sesleri yükselince anladım erkeklerden biri olduğunu.
Selim'di.
Çok hızlı hareket ediyorduk. Bir şeyler yapıyordum fakat ne yaptığımı bilmiyordum.
Hepsi benim yüzümdendi.
Belki o mesaja baksam böyle olmayacaktı. Bunu onlara nasıl söyleyecektim.
Şuan hastanedeydik. Herkes yine etrafa dağılmıştı. Onur'un yanına gittim. Ona anlatacaktım.
Yere oturmuş ve sırtını duvara yaslamıştı. Onun için zor olmalıydı.
" Onur... Iıı... Bir şey konulabilir miyiz? "
Bana baktı. Gözleri kızarmıştı.
" Ada, sonra konuşalım. Şuan olmaz. "
Yutkundum. Bu çok zordu.
" Ama acil. Selimle ilgili. Sadece bir kaç dakikalığına. " Kaşlarını çattı Onur ben bunu söylerken.
"Anlat" Anlamında kafadını salladı.
" Nasıl söylesem... Şimdi şöyle... Yani"
Onur bana hadi dercesine bakarken anlatmaya başladım.
" Bugün kafedeyken bana mesaj geldi. Bende keyfimiz bozulmasın diye bakmadım. Çünkü yine ondan gelmişti. Sonra" Derin bir nefes aldım. Onur merakla dinliyordu.
" Eve dönerken mesajlara baktım. Mesajlara bakmadığın için bunu hakettin anlamında bir mesaj vardı. Tamda o sıra araba geldi ve-"
" Ne? Sen bunu biliyor muydun? " Kafamı hızla salladım.
" Hayır hayır bilmiyordum. "
Ayağa kalktı, etrafına baktı ve beni kaldırıp bir yere götürmeye başladı.
Hastane bahçesine inmiştik.
" Ada, bana şunu en baştan anlat! "
Sinirliydi, hemde çok.
" Anlattım ya. Ama gerçekten bilmiyordum. Sadece keyfimiz bozulmasın diye yaptım. Gerçekten. "
" Keyfimiz değil keyfin. Sen sadece kendi mutluluğun için bakmadın o mesajlara. Hep kendini düşündüğün için. O mesajlara baksaydın belki de Selim şuan yanımızda olurdu. O hastane yatağında değil. Hepsi senin yüzünden, senin keyfin, senin mutluluğun yüzünden. "
" Onu-"
" Sus. Sus ve git. Hemen! "
Arkasına döndü ve gitti. Bu gidişi koydu mu? Belki biraz. Ağır geldi söyledikleri.
Ağlamayacaktım. Ağlamamalıydım.Tamam, belki o mesajlara bakmalıydım ama nerden bileyim bunun olacağını.
Duru geldi yanıma. Ne olduğunu sordu. Hiç bir şey demedim. Biraz daha zorlayınca anlattım olanları.
Kızdı, sinirlendi, bağırdı. Ama bana değil Onur'a. Ben haksız olsamda beni haklı çıkarttı kendi kafasından.
Sarıldım ona. Sımsıkı çünkü ihtiyacım vardı. Bir kola değil, Duru'nun kollarına ihtiyacım vardı.
Geri hastaneye girdik. Selim iyiymiş, bunu öğrendik. Mutluydum başına bir şey gelmediği için.
Kızlarda yanıma geldi. Onlarada anlattım. Biraz konuştuktan sonra erkekler geldi. Selim'le sırasıyla konuşmuşlardı.
Onur, a baktığımda bana bakıyordu. Kafamı çevirdim.
Evet trip atıyordum. Selim iyiydi, sağlıklıydı. Bu günü böyle atlatmıştık ama bu onun bana söylediklerini değiştirmez. Ben haksız mıydım. Tamam gelsin söylesin. Sen haksızsın desin ama benim canımı sözleriyle acıtmasın.
Kalktım ayağa. Selim'in yanına girdim ve geçmiş olsun deyip geri çıktım. Çok bir samimiyetim yoktu onla. Hatta erkeklerden Onur dışında samimiyetim yoktu. Artık o da yok.
Abartıyor muydum?
Belki. Ama umrumda değildi. Ben üzüldüm mü? Evet üzüldüm. O yüzden onu artık umursamıyordum.
Ben bunu öğrendim. Ben annemden beni üzenleri umursamamayı öğrendim. Öğrendiklerimi uygularım.
Birisi adımı seslenince o tarafa baktım ve onları gördüm.
...
Son.
Uzun zamandır atmıyorum yine. Düzeltmeyi planlıyorum, umarım planlarım gibi düzeltirim.Bölüm hakkında düşüncelerinizi yazın lütfen.
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Sınıflar
Novela Juvenil2 sınıf, 2 çete, 2 çete lideri ve sonsuz aşk. Bu hikayede cıvık cıvık aşk yok. Bu hikayede beraberlik, takımlaşma, yardımseverlik, kavga, kaos ve daha nicesi var. Bu hikayedeki ana karakterimiz hayatında daha önce hiç bu kadar can yakan acılar...