Ada tarafından
Duru'nun hastaneye gelmesinin üstünden 3 saat geçti.
Ameliyattaydı. Ne olduğunu bilmiyorduk. Hiç bir şey söylemiyorlardı.
Ailesi harap olmuştu. Kızlar bir köşede ne olacağını bekliyordu. Erkekler ise, onlarda garip bir şekilde kızların yanındaydı.
Ben de bu üç saatte ne kadar ağlayıp üzülürseniz o kadar çok ağlayıp üzülmüştüm.
Bilmiyordum. Kim neden yapmıştı. Yapan belliydi aslında ve nedeni de. Ama biz kim bilmiyorduk.
En son bir doktorun çıkmasıyla hepimiz başına geçtik.
"Şanslısınız ki kurşun riskli bir yere gelmemiş. Hatta belki şansla bile ilgisi yoktur. Merak etmeyin durumu iyi birazdan odaya alacağız. "
Sevinmiştim. Duru benim kardeşim gibiydi, hatta gibi bile değil o benim kardeşim. Onun kılına zarar gelse dünyayı yakıp yıkabilirdim.
Ama onun canını yaktılar ben hiçbir şey yapamadım.
Ah kendime sinirliydim. Orada baksaydım belki vuranı görebilirdim. Belki onu görüp yakalatabilirdim.
Hızlı adımlarla hastaneden dışarı çıktım. Sinirim tabii ki hiç kimseye değildi.
Dediğim gibi, kendimeydi.
Hastane bahçesinden de dışarı çıkarak yolda yürümeye başladım.
Nereye gittiğimi bilmiyordum, açıkçası bilmek de istemiyordum.
Sadece canım acıyordu ve bu acıya dindirmem gerekiyordu.
Belki dolaşmak iyi gelir ha.
Kafamı yere eğerekten sadece ayaklarımı izleyerek dolaştım.
Nereye girdim nereden çıktım hiçbir şey görmeden sadece gezdim.
Rahatlamıştım da, artık hastaneye geri dönebilirdim.
Ama bir sorun vardı ki kafamı kaldırdığımda hiçbir yer bana tanıdık gelmiyordu.
Kahretsin kaybolmuştum.
Issız bir sokaktaydım buraya nasıl geldim hiçbir fikrim yoktu fakat korkuyordum.
Ileride sendeleye sendeleye yürüyen bir adamı gördüğümde korkumun gerçekleşeceğini anladım.
Adam sarhoştu ve bana doğru geliyordu.
Tam buradan gidecekken kolumu tuttu ve beni kendine çevirdi. Çok pis kokuyordu.
Güldü. Evet tek yaptı buydu, deli gibi kahkaha atmak.
Beni çekiştirmeye başladı.
Çok korkuyordum bağırmaya başladım.
" Bırak beni, gitmek istiyorum bırak."
Bunun gibi daha binlerce kez bağırdım ona. Sadece ona değil ki etrafa bağırdım, sokağa bağırdım. Birileri duysun da yardımıma gelsin diye, birileri duysun da hayatım kararmasın diye.
Ama nafile. Kimse duyup da yardıma bile gelmedi ya da duymamazlıktan geldi.
Artık gücüm tükeniyordu cebelleşemiyordum.
Son anda iki adam yetişti yardımıma.
Birisi önüme geçti kollarını açarak diğeri adamı itekleyerek benden uzaklaştırdı.
Adamın suratını bir yumruk attı, bir tane daha ve bir tane daha.
Korkum dinmiyordu kalbim küt küt atıyordu.
Ağlamaya başladım. Zaten gözyaşlarım da bunu bekliyordu.
Adam gitmişti fakat benim ağlamam durmamıştı.
Diğer adam da yanıma geldi. İlk önce beni bir köşeye oturttu.
Burada ne işim olduğunu ve neden buraya geldiğimi sordu.
Ben onlara cevap veremiyordum, çünkü onların da niyetlerini bilmiyordum. Ys bana o adam gibi zarar verirlerse.
Evet kurtarmış olabilirler ve evet adam bana zarar vermemiş olabilir.
Ama verecekti.
Bu sefer de beni ilk tutan adam konuşmaya başladı.
" Merak etme sana zarar verecek değiliz hem zarar verecek olsaydık seni o adamın eline bırakırdık zaten.
Ya da ben-"
Tam sözünü bitirecekti ki diğer adam bu sefer ona seslendi.
" Batu! "
İsminin Batu olduğunu öğrendim çocuğa döndüm, gülüyordu.
" He Kerem? "
Diyerek yanıt verdi arkadaşına. Ve şimdi adının Kerem olduğunu öğrendiğim çocuk ona uyarı dolu bakışlar attı ve tekrardan bana döndü.
Niye bilmiyorum fakat onların bana zarar vermeyeceğini inanmıştım.
Sordukları sorulara cevap verdim.
En son Kerem bana şu an gideceğim yeri sordu.
" Hastaneye gideceğim. Kendim yaparım. " Dedim.
Sonra ekledim. " Galiba. "
Batu tekrardan güldü. Komik bir çocuğa benziyordu. Ve bir şey daha söyleyeyim, İkisi de çok yakışıklıydı.
Kerem ve Batu beni hastaneye kadar götürdüler.
Hastaneden çok fazla uzaklaşmıştım.
Onlar gitmek yerine beni takip edip yanımda geldiler.
Duru'nun olduğu kata geldiğimde herkes kapının önündeydi.
Endişe ile bekliyorlardı. Ve tabii ki sinirli. Biliyordum bu sinir endişe benim içindi.
Bana çok kızacaklardı.
İlk başta beni Eren gördü. Koşarak yanıma geldi ve sarıldı.
Ardından Tuna geldi ve başımda dikilmeye başladı.
Ilk başta bana bağırıp çağırdı.
Ve sonra beklenmedik bir şekilde yanımda gelen Kerem ve Batu benim önüme tekrardan geçtiler.
Bana bağırmamaları gerektiğini söylediler.
Tuna üstüne daha çok sinirlendi ve çocuklara doğru yürümeye başladı.
Anlaşıldı kavga çıkacaktı. Ve ben daha Duru'yu bile görmemiştim.
...
Son
Uzun zaman sonra tekrardan merhaba. Hiçbir şekilde bölüm atamıyorum, yazamıyorum öncelikle bunun için özür dilerim. Daha dikkatli bir şekilde bölümleri yazmaya çalışacağım.Bölümü nasıl bulduğunuzu yazarsanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Sınıflar
Ficção Adolescente2 sınıf, 2 çete, 2 çete lideri ve sonsuz aşk. Bu hikayede cıvık cıvık aşk yok. Bu hikayede beraberlik, takımlaşma, yardımseverlik, kavga, kaos ve daha nicesi var. Bu hikayedeki ana karakterimiz hayatında daha önce hiç bu kadar can yakan acılar...