8.

504 21 3
                                    

" Lan mal Ada. Niye haber vermiyorsun? "

Homurdanmaya devam eden Kaan'a güldüm ve cevapladım.

" İlk söylediğini es geçip cevaplıyorum. Ceza olacağını söylesem gelir miydin?"

" Hayır tabii ki. "

Şuan kütüphanedeydik. Cezamız kitapları yerleştirmekti. Ne güzel görev ama.

Onur konuştu.

" Bizim onlar nereye gidersek gideceğimizi biliyorlardı. Dersten çıkınca kesinlikle ceza vereceklerdi. Bizi okula getirdiler ve cezayı çektiriyorlar. "

Akıllı çocuk.

" Aman ne zeki. Sen sus Onur. Zaten hiç bir şey yapmıyorsun. Sana niye ceza verilmediyse. "  Gamze'nin isyanını Mine cevapladı.

" Akıllım hoca ona izin verdi. Biz peşinden gittik. "

Şimdi olay şu. Hepimiz kitapları raflara yerleştirirken Onur oturmuş bizi izliyor. Çünkü kendisi hocanın izni sayesinde çıktı. Biz ise kendi bildiğimizi okuyup çıktığımız için bize ceza verildi.

Onur ara sıra ortalıkta geziyor, ara sıra oturuyordu.

Ohh gel keyfim gel.

Bir kaç dakika boyunca eğlenceli vakit geçirdik. Hem laflarımızla hem de hareketlerimizle baya bir güldük.

Şahsen kızlarla biraz da olsa canımız sıkkın çünkü yarın şu gelen mesajların oraya gideceğiz.

Selim'in ortaya bir konu atmasıyla onu dinlemeye başladım.

" Kızlar pazartesi günü partiye geliyorsunuz değil mi? "

Okul her sene bir parti düzenlerdi. Açılış partisi. Okul sonundan iki saat sonra başlardı.

Hocalar olmazdı. Sadece öğrenciler.

O partide, düşman sınıflar düşmanlığını unutur ve gece boyu dans ederlerdi. Garipti ama güzeldi.

Sadece düşman sınıflar değil tabii ki. Okulda arasında sıkıntı olanlar da o partide illa bir kere dans etmektedir. Bu onların aralarını düzeltmek için koyulmuş bir kural. Bize pek işe yaradığı söylenemez.

" Tabi geliyoruz. Meydanı boş mu bırakalım? "

Gizem gülerek söylediği şeylerle bizi de güldürmeyi becermişti.

" Ne giyeceksiniz? " Bu soru Batuhan'dan gelmişti. Açıkcası şaşırmadım değil.

" Sürpriz olsun. " Diyerek geçiştiren Duru her zaman ki soğukluyla kitapları dizmeye devam ediyordu.

Bir anda benim telefonumun çalmasıyla kitapları elimden bıraktım.

Annem arıyordu. Çocuklara sessiz olun işareti yapıp telefonu açtım.

- Efendim anne,

+ Ada nerdesin kızım?

- Okuldayım anne bir sorun mu var?

Diğerleri pür dikkat beni izlerken annemin sesi boğuk çıkıyordu.

+ Ada eve gelmen gerekiyor kızım?

Bu sefer ağlamaya başlaması beni endişelendirmeye yetmişti bile.

- Anne neden ağlıyorsun, sorunu söyler misin?

+ O burda. Baban burda evin önünde ve seni bekliyor. Gönderemiyorum Ada. Çabuk gel.

Hızla telefonu kapattım. Kızlara baktım.

Sinem " Ada ne oldu, sorun ne? " diye endişeli bir sesle sorunca. Onlara kaş göz işareti yaptım. Onurgilin yanında konuşamazdım. Bu konuyu bilmiyorlardı.

Kızlarla beraber yaptığımız işi yarım bırakıp koşmaya başladık.

Erkekler arkamızdan bağırıp peşimizden koşunca hiç bir şey diyemedik.

Yolda Duru beni durdurdu. " Orada sakin olmanı istiyorum. Bağırıp çağırma. Onurgil olacak. Eğer pnşar öğrensin istemiyorsan alttan al. "

Kızlara babam olacak o adamın eve geldiğini söylemiştim çıkarken.

Evin olduğu mahalleye girdim. Annemin dediği gibi kapının önünde bekliyordu.

Annen yanına gittim, onun iyi olup olmadığını sordum ve karşısındakine döndüm.

Gözlerinin içine baktım. Gözlerim aynı onun ki gibi maviydi.

O an gözlerimden nefret ettim.

Beni görünce ellerini kaldırdı ve yüzüme koymak istedi. Geri çekildim.

" Yapma böyle kızım. Lütfen böyle yapma. "

" Ne yapıyormuşum ben. Söylesene ne yapıyormuşum!? "

Bir daha baktı gözlerime.

" Ada, seni görmeye geldim babacığım. Seni çok özledim. Eğer sende istersen seni de yanıma alacağım. İster misin güzel kızım? "

Annem duyduklarından sonra daha çok ağlamaya başladı. Bense duyduklarımla kaldım.

" Sen ne diyorsun be. Kendini baba mı sanıyorsun? Sen benim babam değilsin, olamazsın da. Kendini ne sanıyorsun. Hiçsin sen bizim için. Senden baba falan olmaz. Kendine baba derken utanmalı- "

Sözümü sizce ne kesti.

Daha yeni bana senin babanım, seni özledim diyen adamın tokadı.

Konuşurken söylediklerim ağır gelmiş olmalı ki sözümün yarısında yüzüme bir tokat atmıştı.

Annem çıldırdı, mahalleli teyzeler annemi durdurmaya çalışıyor, bizimkiler beni izliyor.

O adama döndüm.

" Sen baba olamayacak kadar kötü bir insansın. Söylesene buraya neden geldin? Ama yalan olmadan. "

Ben bunları söylerken arkadan küçük bir çocuk geldi.

" Babaa. "

Adamın bacağına sarıldı. Vay demek ki bir tek bana baba olamıyormuş.

" Şimdi anladım. Aileni göstermek içinmiş. Bir daha karşıma çıkma. "

...

Son
Uzun zaman sonra geldi. Kusura bakmayın.

Düşman Sınıflar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin