18.

325 16 8
                                    

Telefonu çıkarıp mesaja baktım. Gülen emoji mi?

Salak herhalde.

Mesajı bizimkilere gösterdim.

" E bu bizimle dalga geçiyor. " Dedi Onur sinirle.

Evet dalga geçiyordu. " Neyse boşverin en azından bir şey yapmıyor. " Dediğim an  çığlık koptu ve yangın alarmı çalmaya başladı.

Lan manyak, okulu yaktı.

Hızla okuldan çıkarken hiç duman kokusu olmadığını fark ettim. Durdum.

Bizimkilerde benle beraber durdular.

"Bir şey diyeceğim sizde duman kokusu almıyorsunuz değil mi? "

Hepsi bir kaç saniye nefes alıp verdikten sonra ağızlarında bir şey gevelediler ve müdürün yanına gitmeye başladılar.

Bende arkalarından giderken biri bir anda kolumu tuttu. Hızla çekiştirirken nereye gittiğimi bilmiyordum. Çünkü diğer öğrenciler yangın var sanıp koşuşturuyorlardı.

Kolumu çekemiyordumda, her kim tutuyorsa çok sert tutuyordu.

Daha fazla hareket edince biri beni kucağına aldı ve hızla koşuşturmaya başladı.

Bu sefer daha çok çırpındım. Okuldan çıktığımızı görünce kalakaldım.

Bu kişi mesaj gönderen kişi olabilir miydi. Yutkundum ve ona bakmaya çalıştım.

Yüzünde sadece gözleri görünüyordu. Simsiyah gözleri.

Bağırmaya başladım. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Bizimkilere sesleniyordum. Sesimi duyurmaya çalışıyordum ama kimse gelip yardım etmiyordu.

Daha yeni gelen aklımla yüzünü açmaya karar verdim. Hızla yüzündeki maskeyi çıkarmaya çalıştım. Tırnaklarımla yüzünüde çiziyordum.

Gözleri hariç her tarafını kapatan maskeyi çıkardığımda ise bir arabaya binmiştik.

Arabaya bindiğim gibi inmeye çalışırken beni belimden tutup kendine çekti.

Arabanın kapıları kitlendi ve hareket etmeye başladı.

Ağlamaya başladığımda kendimi ondan kurtarmaya çalışıyordum.

Beni iyice göğsüne yaslayıp sakin durmamı sağlamaya çalışsada nasıl  durabilirdim ki?

Yüzüne baktığımda kanım dondu. Bu... Bu Mert'ti.

Mert benim eski sevgilimdi. Yani onun gibi bir şey.

Onunla onuncu sınıfın başında sevgili olmuştuk.

Sonra ise bu sevginin gerçek olmadığını hissettim. Çünkü başka birini seviyordum. Ona bunu söylediğimde çok sinirlendi. Haklıydı da. 

Ama ne yapabilirdim. Bunu ona söylemesem daha çok üzülecekti.

Ama şimdi benden ne istiyordu. Bu olay çok eskiydi. " Me... Mert? "

"Söyle sevgilim. "

Ne? Sevgilim mi? Adam hem manyak hemde kafadan gidik.

Hem ben onun nerden sevgilisi oluyorum. Evet eskidendi ama artık değil. Yani hangi sıfatla bana sevgilim derdi.

Peki Onurgil ne yapmıştı. Benim yokluğumu fark etmişler miydi?

Tabii konu ben olunca illa fark ederler. Fark edilmeyecek insan değilim sonuçta.

Araba durunca etrafa baktım. Okulun yakınındaydık. Getire getire buraya mı getirdin sende. Ya hani insan bir dağ başına falan götürür kimse bulmasın diye.

Bizim çocuklar hep buraya geliyor zaten.

Mert beni kolumdan tutarak çıkarttığında kolumu çektim. Bende yürürüm.

Derin bir nefes aldı ve kolumdan daha sıkı tuttu ve sürüklemeye başladı.

"En azından yüzümü gözümü kapatında görmeyeyim. İlk defa kaçırılıyorum hiç heyecan yok. İnsan bir depoya falan götürür. Çok saçma iş yapıyorsunuz. Keşke ben sizi kaçırsaydım. "

Kafeye girecekleri sırada onları durdurdum.

" Oğlum siz salak mısınız. Burada çok fazla insan var. Issız yerlere götürmeniz gerek. "

A aa bunuda mı ben öğreteceğim. Kaçırılan benim akıl verende benim.

" Ya bi sus. Ne çok konuştun ya. Ne kaçırması. Mal mısın? "

Hah diyene bak.

" Beni buraya sen getirdin. Yani kaçırdın. Gidip polise şikayet etsem 50 yıl yatarsın. Sanırım 50 yıl. Ha bide-"

Kafeye girdiğimizde ise konuşmaya devam ettim.

" Ha bu arada ben mal değilim. Sensin o. Pis yaratık. "

"Susta önüne bak. "

Önüne baktığımda bizim çocukların hepsi buradaydı.

"İyi ki doğdun!!! "

Ne? Bunların hepsi bir oyun muydu. Ben çok heyecanlanmıştım ama. Tabii ilk başta korkmuşta olabirim. Ama azıcık.

Düşüncelerimden Dıru'nun sarılmadı ile bölündü. Sinem ve Gamze'de üstüme gelince onlara sarıldım.

"Bunu siz ayarladınız değil mi? Ya tamam hadi bu tamam da Mert'i nerden buldunuz? Bu çocuk nasıl ikna oldu?"

" Sadece sus ve bu güzel zamanın tadını çıkar. "

Çocuk eski sevgilim ya hani. Belki üzülür, belki derki ben bu kızdan nasıl ayrıldım. Ne güzel parlıyor gün ışığım der. Ben sadece onu düşünüyorum. Üzülmüştür şimdi.

Mert gitmişti, çocuklar masaya oturmuştu.

Bir mesaj sesiyle her şey mahvoldu. Yine ondan gelmişti.

...
Son.
Yine uzun zaman oldu biliyorum. Bunun için üzgünüm.
Bölüm hakkında ne düşündüğünüzü yazarsanız sevinirim. Ona göre bölüm yayımlamayı düşünüyorum. Bu kurguya ilk başladığımda kafamdaki çok farklıydı. Ama buraya yazınca neden böyle olduğunu anlamadım. Ama yinede devam edeceğim. Bu kitap ister kötü olsun ister iyi. Yinede benim ilk göz ağrım olacak.

Neyse dediğim gibi lütfen fikirlerinizi belirtin.

Düşman Sınıflar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin