2.

1.1K 31 3
                                    

Kızlarla beraber kalkıp sınıf kapısına yöneldik.

Onur karşı sınıfın-yani kendi sınıfının- kapısına yaslanmış bir şekilde bizim sınıfa bakıyordu.

" Ne bağrıyorsun? "

" Canım sıkılıyordu. Dedim biraz Ada'yı ezeyim. "

Burnumdan hafifçe güldüm.

" Peki. Aklına nasıl bir fikir geldi. "

" Maç yapmak. Ama eğer korkacaksanız yapmayalım. "

" Neyine? "

" Sadece eğlencesine. "

Gözleri gözlerimin içine bakıyordu.

" Anlaşıldı. Sizin gene havanız ve egonuz tavan yapmış. İndirelim bakalım. "

Kızlara döndüm ve gülümsedim. İşte şimdi kendimizi gösterme zamanıydı.

Bahçede futbol sahasına giderken onların takımına baktım.

Takımlarında genelde üst sınıftan kişileri almışlardı ve hiç kız yoktu.

Hemen etrafıma baktım. Çoğu kişi buraya toplanmıştı.

İşsiz öğretmenler bile!!!

Takımı kafamda kurmuştum aslında. En iyi oyuncuları almamışlardı.

Üst sınıflarda bir futbol takımı vardı. Genelde gittiği turnuvaları kazanıyorlardı.

Biz dört kişiydik. Yedi kişi bulsak yeterdi.

Etrafta gözlerimi gezdirirken onları gördüm.

Hızla yanlarına gittim.

" Valla abilerim hiç bir yakarış sergilemeyeceğim. Gördüğünüz gibi yarış var. Bana yedi kişi lazım. "

" Tamam ufaklık. Zaten bizde o yüzden buradayız. Bize geleceğini biliyordum."

" Tamam tamam. Kimler geliyor? "

Kısa bir konuşma yaptılar ve yanıma geldiler.

Uğur, Umut, Oğuz, Furkan, Ahmet, Samet ve İbrahim gelmişti.

Furkan takım başkanlarıydı.

Sahaya gidip yerlerimizi aldık.

İşte şimdi işleri bitmişti.

Beden hocası hakemlik yapıyordu. Ve hiç susmadan konuşuyordu.

Teneffüs zili çalasıya kadar, sert bir şekilde futbol oynamaya devam ettik.

Ama maalesef...

Baya bir hasar aldık. Değdi mi? Evet.

Oynarken kale yerine birbirimize hedef alıyorduk. O yüzden top kale yerine bize geliyordu.

Maç berabere bitmişti. Herkes çok eğlenmişti, hocalarda dahil.

İlk önce takıma gelenlere teşekkür ettik, sonrasında da sınıfa çıktık.

Çıkarken de havamızdan ödün vermedik yani.

Tabii Onur ile de çatışmadık değil.

Dersimiz yine edebiyattı ve hoca birinci ders yapmadığını yaptı. Yani tanışma faslına geçti.

Herkese sırayla ad ve soy ad sorarken farklı sorular da araya sıkıştırıyordu.

Sıra bana gelince ayağa kalktım ve konuştum.

" Ada ÖZTÜRK. "

" Ada'cığım gelecekte ne gibi planların var? "

" Hocam plan yok. Kafaya göre,o an kafama ne estiyse o zaman onu yaparım. "

" Hmm değişebilir diyorsun yani. "

" Aynen. "

Beni geçip sırayla devam etti. Sonrasında yorgun olduğunu ve bizi serbest bıraktığını belirtti.

Kafamı sıraya dayadım. Ama uyuyamadım.

Çünkü önümde Onur diye bir zorluk vardı ve beni rahat bırakmıyordu.

Kalemi ile omzunu deşiyordu.

Elinde ki kalemi aldım ve kırarak önüne attım.

" Bana bir kalem borçlusun Ada. O benim uğurlu kalemimdi. "

" Aynen aynen alırım bir ara. "

" Şimdi sen uyuyacak mısın? "

" Evet. Uyuyacağım. "

" Ahaha artık uyuyamayacaksın ben izin vermiyorum. "

" Allah Allah, kim dedi senden izin aldığımı. "

" Ben dedim Ada. Ben dedim. "

Onu umursamayarak kafamı tekrar kollarıma gömdüm ve konuşmasını sallayarak gözlerimi kapattım.

Zilin çalması ile hızla kafamı kaldırıp Onur'a döndüm.

" Hadi yallah. Git sınıfına. Hoşt. "

Güldü ve ayağa kalkıp çetesiyle beraber sınıftan çıktı.

Kızların yanına gittim. Ve ve ve yanımıza tekrardan Zeynep denen kız geldi.

" Ayh ne oldu. İkide bir yanımıza geliyorsun. "

Gamze'nin isyanı ile kıza döndüm. Yüzü düşmüştü.

" Ben sizinle arkadaş olmak için gelmiştim. "

" Bak kızım. Biz öyle balım cicim takılmayız. Bizim arkadaşlığımız sana ağır gelir. Taşıyamazsın. Hadi şimdi yaylan. "

Duru'nun sözleri ile beraberde omuzları düştü.

Bana baktı. Gözlerimin içine. " Sende bir şey demeyecek misin? Arkadaşların dedi ama. "

" Ne istiyorsun? "

Yüzünde bir an umut belirdi.

" Arkadaş olmak. "

" Neden? Sınıfta o kadar insancık var, hatta sınıfı geç okulda sana göre bir sürü insancık var. Neden biz? "

" Bilmem hep beraber takılıyorsunuz. Kardeş gibisiniz. "

" Kızım biz zaten kardeşiz ve hani daha yeni kapıdan çıkan beş odun var ya, hah işte biz onların düşman çetesiyiz. O yüzden hayatta ayrılmayız. "

Kafasını salladı. Elinden şekeri alınmış bir çocuk gibi gözleri doldu.

" Hey tamam. Ağlama sakın. Benim insan ağlayışına alerjim var. "

Sözlerim karşısın da tekrardan bana baktı.

" Peki. Tamam. "

" Hadi gel ben sana okulu gezdireyim. Tanışırız da. Kızlar hadi sizde kalkın. Belki karşıma şunlar çıkar. Hadi kalkın be. "

Sinem'in kelimelerini sıralayışıyla kulaklarımızı kapatıp ayağa kalktık.

Kız gülümsüyordu.

Gözlerimi devirip hep beraber sınıftan çıktık.

Gördüğüm manzara karşısında gözlerim büyüdü. 

Bunu hiç ama hiç beklemiyordum açıkçası. 

...

Bölüm sonu.  Yorum yazmayı ve küçük yıldız butancuğuna basmayı unutmayın.

Düşman Sınıflar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin