ON SEKİZİNCİ BÖLÜM

66 62 0
                                    

Son 12 bölüm...
Çok az kaldı. 🐰

🪶🪶🪶

"Senden sonra hayatım kalmadı… "

                                                 ༄༄༄

Her yüz ifadesi anlamlandırılır mıydı? Sanırım hayır. Anlamadığımız, bilmediğimiz o kadar çok duygu barındırıyordu ki insan yüzündeki her ifade anlaşılamıyordu. Tıpkı şu an babamın yüzünde oluşan ifade gibi.

Onu tanırdım, belki de tanıdığımı sanırdım, onun her düşüncesini bildiğimi sanırdım, yüzündeki her ifadeyi okuduğumu… Ama hayır; okuyamadığım ifadeleri de varmış babamın, bilmediğim düşünceleri, anlayamadığım hisleri.

O hisleri anlayamazdım zaten, ben onun gibi bir duygusuz değildim zira…

Babam…
Korkut Karadağ…

Adı gibiydi babam, herkesi korkuturdu ve amacına da ulaşırdı. Çünkü herkes ondan korkardı. Ailesi bile, annesi bile.

Ah babaanne, hangi günahının sonucu babamdı acaba?

Babam on yaşındayken dedem onları terk etmiş. Babaannem, babamı bir başına büyütürken bir adamla tanışmış. Onunla ilerleyen münasebeti yüzünden köyün diline düşmüşler. Dedemin kulağına gelen bu haberler onu çok öfkelendirmiş haklı olarak. Bulunduğu yerden hemen gelerek babaannemle büyük bir tartışma yaşamışlar. Birkaç gün içinde de boşanmışlar. Ama dedem durmamış, o adamı bulup öldürmüş. Bu yüzden dedem iki yıl hapis yatmış. Bu olayları öğrenen babam da çocuk aklıyla kalbindeki duygulara taş bağlamış ve onları denize fırlatmış. Bir daha da o duygulara sahip olamamış.

Çocukluğundaki hatalar babamın bugünkü halini anlatıyordu. Hep dediğim gibi geçmiş geçmiş değildi, geçmiş geleceğin bir habercisiydi…
Şimdi de benden o hali almamı istiyordu babam, onun gibi duygusuz olmayı. Ama ben onun gibi değildim, öyle biri olmak da istemiyordum. Sert bir mizacım olabilirdi ama bu kötü biri olduğum ve olacağım anlamına gelmiyordu. Olamazdım da zaten.

Benim kalbim sevgiyle doluydu, aşk sarmıştı her yerini kırmızı et parçasının. Benim aklım onunla doluydu, sevdası sarmıştı dört bir yanını.

Mehir…

Seni bulmak için her yolu denerim Mehir, en kötü yol bile olsa seni bulmadan pes etmeyeceğim. Neden biliyor musun sevgilim, çünkü ben sensiz yaşayamam. Çünkü ben sensiz bu hayatta nefes alamam.

Ayların hissizliğiyle kül olan kalbim, onun gözlerini gördüğünde yanıp tutuşmaya başlayacak mı?

Denedim; onsuz olmayı, onsuz yaşamayı, onu düşünmeden tek bir gün geçirmeyi… Ama bırakın tek bir gün geçirmeyi, ben onu düşünmeden tek bir saat bile geçiremedim. Olmadı, yapamadım. Onsuz kalmayı göze alamadım.

Sen gittin ya sevgilim benden, ben bu hayata küstüm. Sen gittin ya benden, ben nefes almayı bıraktım. Hayatımı kararttım ben yokluğunda
Senli bir dünyada sensiz kalmayı öğrenemedim.

Bunu hak etmemiştim…

Bir gün… Tek bir günün inancıyla yaşadım ama, o gün söyledikleri ve o gün yaşadıklarımız ayakta tuttu beni. Evet sonu belki karanlıktı, evet sonu belki bitişti ama o gün yaşandı ya her şey değişti. Belki o gün olmasaydı, bugün bu halde olmazdım. Ama keşke demek yerine iyiki dedim ben o gün için.

İyiki o gün oldu ve iyiki onlar yaşandı.

Hangi günü dediğimi biliyorsunuz zaten, bizim için imkansız ama gerçekten de yaşanan o saatlerin sahibi olan gün. Düğün günümüz.

Senden Kalanlar Cefâpîşe  (III) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin