Lütfen bölümü oylayalım ve sahici yorumlar yapalım.
Teşekkürler... 𓆩🥰𓆪🪶🪶🪶
"Ölümün sessiz çığlığı o kapının ardındaydı… "
༄༄༄
Hayat neydi? Sadece nefes almaktan mı ibaretti?
Hayır, değildi…Hayat her şeydi aslında, her şey de hayattı. Vazgeçilmez olan nefes alıp vermekti. Ama vazgeçilmek istenen de nefes alıp vermekti.
Gözlerini kapatırken yeni bir güne uyanacağını bilirdi insan, yeni bir günle kaldığı yerden devam edeceğini hayata ve yeni bir günle yapamadıklarını yapacağını bilirdi.
Ama ya bir daha uyanamayacağını bilmek…
İşte o zaman pişmanlık sarardı ruhunu insanın, o zaman zamanı varken yapamadıklarının hüznü çökerdi üstüne. Elinde olan fırsatı kaçırdığında, o an her şeyin sonu geldiğinde anlardı artık içindeki filizlerin pişmanlığın tohumu olduğunu.
Anlardı da geç kalırdı…
Ben geçmiş kalmıştım; tek bir konu için değildi geç kalmışlığım, bir çok konu içindi ve en önemlisi de hayatım içindi. Ben yalanlarla büyümüştüm, yalanlara inanarak yalan bir hayatta yaşamıştım. Düzeltmek gelmemişti içimden, hiç de gelmez sanıyordum ama onu gördüğüm an düzeltmeye karar verdim ben de hayatımı. Anlamıştım artık, kendi doğrularımı çizmem gerekirdi hayatta.
Ama geç kalmıştım her anlamda.
Mehir geç kalmıştı; yaparım sandığı doğruları yanlışa bulaştırmış, ileride söylerim dediği cümleleri geçmişe kazımıştı. İnanmıştı belki bir gün söyleyebileceğine, ama hayatın sürprizlerini es geçmişti. Düşünmemişti onları ve düzeltememişti yanlışları. Mehir, birgün söylerim düşüncesiyle yaşarken hayatta, bir daha söyleyememenin korkusuna kapılmıştı. Anlamıştı o da artık ama anlaması yetmemişti. Kapanan gözleri onun sonu olmuştu ve tabi tüm söyleyeceklerini karanlık bir kutuya gömmüştü.
Anlamıştı ama iş işten geçmişti.
Gözlerini karanlığa kapatmıştı Mehir, kendini ellerime bırakmıştı. Onu tuttuğum an kendini bana emanet etmişti. Ben gelene kadar beklemişti ve ben geldikten sonra…
Bana güvenmişti.
Biliyordum, hep gelmemi beklemişti o. Hep onu bulmamı istemişti, benden kaçmıştı ama beklemişti işte. Çünkü o da biliyordu suçsuz olduğunu. O da biliyordu aslında iyi bir hayatı hak ettiğini.
Bilmek yetmiyordu, öğretmeliydik.
Beraber yapacaktık artık, onu bulmuştum. Zor da olsa bir araya gelmiştik ve artık onu bırakmaya niyetim yoktu. Nereye giderse peşinde olacaktım, ne isterse ben getirecektim. Her şeye rağmen, ne olursa olsun.
O benim karımdı ve sadece ona inanacaktım. Kim ne derse desin, onun öyle bir şey yapmayacağını bilmeliydim. O hep sevgisine sadık kalmıştı, kimseye ihanet etmezdi. Yapmazdı.
Belki de Sevim haklıydı, babam bizi ayırmak için öyle demişti.
Bu sefer sana inanmayacağım baba, sana inanıp da bir daha hayatımı mahvetmeyeceğim. Ne kendime ne de Mehir'e işkence çektirmeyeceğim.
Üzgünüm baba, bir kez daha kaybettin…
"Aç gözünü Mehir, yalvarırım aç! " Kollarımda bilinçsizce yatarken başı göğsümde, gözleri kapalı dururken kanım çekiliyordu. Onu böyle görmek canımdan can götürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalanlar Cefâpîşe (III)
Teen FictionAynadaki yansıma her zaman aslını yansıtmazdı. Aslında çoğu zaman yansıtmazdı, ağlayan bir insanın gözlerinde gülen bir insanın yansıması olmazdı mesela. Benim de gözlerim aynadaydı, ayna bana sadece onun doğru olduğunu gösteriyordu; büyümüş karnım...