Sonlara geldik bile. O zaman dahi bu bölümü de okuyup yorumlar yapalım ve yıldızı boyayalım...
🪶🪶🪶
"Ona gitmek isterken ölüme götürüyordu çıktığım bu yol… "
༄༄༄
İnsan her şeyin iyi olacağına inanırdı, her şey güzel ilerleyecekmiş gibi hissederdi. Ona böyle yaşamak huzur verirdi, hep mutlu bir yaşam süreceğine inanırdı.
Ama yanılırdı.
Hep yaptığı gibi, hep hissettiği gibi yanılırdı insan. İnandığı şeylerin doğru yoldan çıkıp yanlış yola girdiğini görünce yanılırdı tüm iyiliklere. Belki de o zaman iyiliklere karşı hep önyargılı olurdu.
Kimsenin iyilikle tanışmayacağını bildiği için.
Kötülük çıkardı ortaya işte o zaman da. İyiliği hayatına alamayan insan kötülükten medet umardı.
Ve zarar verirdi.
İşte o zaman insan tüm hayatını değiştirmiş olurdu. Güzel bir yaşam sürmek isterken yalan bir yaşama sürüklenirdi. Doğru sandığı o yolun yalan bir hikayeden meydana geldiğini öğrenirdi ama bir şey yapamazdı. Ne de olsa çıkmıştı ya yola, geri dönüşü yoktu ki artık.
İlerlemekten başka çaresi yoktu…
Ve ilerlerdi yalan olduğunu bile bile.Hayatımın doğrulardan oluştuğunu sanıyordum. Yalana yer yok diye düşünürdüm, yalanı sevmezdim. Ama herkes yalana bir gün başvururmuş, sonradan anlamıştım. Çünkü hayatının ilerlemesi için tek çıkar yolmuş yalan, maalesef ki öğrendim.
Yalan söylemek zorunda kalmıştım ben de, önce kötü olduğumu bile bile iyiyim demekle başlamıştım. Sonra zaten dilime sarılmıştı zehirli bir sarmaşık gibi yalan, her söylediğim kelime biraz yalana kayıyordu.
Müdahale etmek isterdim ama bunu engelleyen sebepler vardı.
Yalan söylemiştim; anneme, babama, ablama, Ulaç'a… Hepsine de yalanlar söylemiştim ama bana en çok koyan tek bir kişiye söylediğim yalanlardı. Ulaç'a.
Ona çok büyük haksızlık etmiştim, onu kandırmıştım ve hayatımızdaki en güzel şeyi ona söylememiştim. Bebeğimizi.
Hala söyleyemiyordum ya, hala ondan kaçıyordum. Sıkılmıştım artık bu durumdan, sıkılmıştım sürekli saklanan olmaktan. Bir çare bulmalıydım bu duruma, başka bir yola girmeliydim artık.
Cehennemin kızgın alevlerine giden bu yolu, cennetin ırmaklarına çevirmeliydim.
Nasıl olacaktı bilmiyordum, ne zaman olacak bilmiyordum. Ama artık sona gelmeliydim, artık bu yolun sonuna gelip de hayatımı sonlandırmadan gidebileceğim en son yere gelip cennetin yoluna çevirmeliydim yönümü.
"Affet bebeğim, yapamadım. " Elim karnımda geldiğim yolu geri giderken gözümden akan yaşları umursamadan bebeğimle konuşuyordum. Ona bunu yapmaya hakkım yoktu, babasına da bunu yapmaya hakkım yoktu ama elimden bir şey gelmiyordu.
"Annen sandığın kadar güçlü değişmiş bir tanem. " Tüm güçlerin üstünden gelebilmeyi güçlü olmak sanırdım.
Oysa insan yüzleştiğinde güçlü olurmuş.
Ben yapamamıştım."Ben yapamıyorum bebeğim, babana gidip de sarılamıyorum ona sımsıkı. " Sonra aklıma gelen cümleyle gülümsedim. "Ama o bana sarılmak için bekliyor, sadece sarılmak istiyor. "Tüm bu acıları yaşatan bir kadına sarılmak istiyor…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalanlar Cefâpîşe (III)
Teen FictionAynadaki yansıma her zaman aslını yansıtmazdı. Aslında çoğu zaman yansıtmazdı, ağlayan bir insanın gözlerinde gülen bir insanın yansıması olmazdı mesela. Benim de gözlerim aynadaydı, ayna bana sadece onun doğru olduğunu gösteriyordu; büyümüş karnım...