“Anne, saçlarım dökülmeye başlamış yine.”
Elimdeki avuç dolusu saçlarımı çöpe attım. Bulaşıkları yıkayan annem kaşlarını çattı beni duyduğu gibi.
“Ben artık sana ne diyeceğimi bilmiyorum Araki. Et pişiririm yemez, balık derim burun çevirir, sabah kahvaltı yapar akşama kadar hiçbir şey yemez... Sonra saçlarım dökülüyor. Dökülsün. Kel kal. Umrumda değilsin artık, ben her dakika birinize yetişemem!”
Gözlerimi devirip mutfaktan çıktım. Odama geçtim. Sanki bütün bunlara sebep olanların arasında değilmiş gibi davranıyordu. Küçükken elimden çikolata çıkartmamış gibi söyleniyordu bir de.
Annem -peşindeki akrabalarım ve babam ile birlikte- kiloma çok takıntılıydı. Ortaokulda sürekli olarak kilom hakkında konuşur, neler yaparsam zayıflayacağımı uzun uzun anlatırdı. Anlattıkları bana çok zor geldi. Ben de yemek yemeği direkt olarak en aza indirdim. Kilo verdim mi? Verdim. Fakat ne kadar sağlıklıyım orası tartışılır.
Bedenimi yatağa attım. Bu gün okuldan erken çıkmıştık. Direkt olarak eve geçmiş, duş almıştım. Başımı her şampuanladığımda inen tonlarca saç bütün moralimi alt üst etmişti. Annemin dediklerini saymayacağım bile.
“Hiç hareket etme, yedi yirmi dört yerinde otur sonra da kilo almayacağım diye yemek yeme. Bu gidişle b.k istediğin fiziğe ulaşırsın.”
Kolumla gözlerimi kapadım. Annem söylene söylene odamı topluyordu. Nedense bu gün temizlik yapası gelmiş. Normalde bir iki hafta evi bırakın temizlemeyi toplamaya bile yardım etmez.
Telefonumu elime aldım ve Shindo'ya yazdım. Biraz daha evde kalırsam annem ile kavga edeceğimi biliyordum. Bunu istemiyordum.
Shindo, müsait misin? Çıkalım biraz.-
Hemen anında çevrimiçi olup mesajıma baktı.
-Tabiki. Seni alırım bir yarım saate.
Kilit tuşuna bastım. Ayaklandım. Gardrobumun karşısına geçer geçmez annem kaşlarını çattı yine.
“Sen bu aralar iyice sokak çocuğu oluyorsun. Hayırdır? Kim bu seni rahat bırakmayan?”
Gözlerimi devirdim. Shindo'yu daha tanımadan böyle konuşması sinir bozucuydu. “O değil, ben onu rahat bırakmıyorum,” dedim hızla.
“Gitme kızım. Otur evinde dersini çalış.” sesini biraz daha yumuşattığında daha fazla kendimi kontrol edemeyeceğimi bildiğimden dişlerimi sıktım.
“Zaten ders çalışıyorum anne, merak etme sen.” Sağ kaşını havalandırıp, nefret ettiğim mimik hareketini yaptığı an beynimde bir elektriklenme oldu. “Daha çok çalış!” diye bağırdığında gözlerim karardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing Ever Last Forever
Fanfiction"Tanrı kusurlarla dolu seni yarattı Araki," dedi gözlerimin içine bakarken. Derin bir nefes aldı ve bu soğuk havada buharlaşması için geri verdi. Devam etti bir adım atarken; "Ve her bir kusurunu tek tek öpmem için beni." ══════ஜ▲ஜ══════ 𝙺. 𝙱𝚊𝚔...