Chapter; Seventeen

473 54 92
                                    

Günler geçiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günler geçiyordu.

Günler geçtikçe ben de geçiyordum kendimden, Bakugou'nun büyülü dünyasına kapılıyordum.

Aldığı her nefese iltifat edecek durumdaydım. Söylediği her söz, yaptığı her eylem, her mimik, her jest... Hepsi benim için bir anlam ifade ediyordu. Dışarıdan bakıldığında hiçbir nedeni olmayan olaylar beni günlerce düşündürüyordu.

Bu durum beni fazlasıyla yormaya başlamıştı. Bir insanın gününüzü mahvetmesi için tek bir söz söylemesi yorar sizi. Bu her insan için böyledir; aşırı mutlu uyandığın bir günü sırf sana gülümsemedi diye en dipte kapatırsın. Ve bu yorucudur.

Bu gün olduğu gibi işte. Sabah belki de en mutlu halimle etrafa gülücükler saçarken Bakugou'ya uzattığım su şişesini almadığı için kırılmıştım. Küçümsemeyin beni ya da ayıplamayın; kendinizi benim yerime koyun ve empati yapın.

"Araki iyi misin~?"

Ah, evet, tabii. Bir de Remi vardı.

Remi o günden -herkese takip isteği attığı günden- sonra gruba yılan gibi sızmış, sanki her zaman buradaymış triplerine girmişti. Herkese takma ad vermiş -Jirou bu konuda onu uyardı- numaralarını almış, açık açık Bakugou'ya yürüyordu.

Shindo'ya olan sözde aşırı yakınlığı -Shindo'nun bundan hoşlandığına pek emin değilim- onu grupta tutan tek şeydi. Toura Remi'ye her zaman açık açık laf sokardı, Jirou genelde görmezden gelirdi, Shindo kibarlığı yüzünden, her ne kadar istemese de, Remi'ye katlanıyordu...

...Ya da benim kıskançlığımdı olayları bu yöne çeken.

Geldiğinden beri istenmediğini gözüne gözüne soktuğum Remi, günümü siyaha boyayan başka bir etkendi anlayacağınız.

"İyiyim Remi, neden sordun?"

Tabiki oturup dert yanacak değilim. Her mevzuyu içimde halletmek gibi kibar bir lanetim var.

"Biraz mutsuz görünüyorsun. Eminsin değil mi iyi olduğuna?"

Kocaman açtığı gözleri, yuvarlak ağzıyla yanıtımı bekledi. Başımla onayladım ve küçük, bitkin bir gülümseme verdim.

"İyi öyleyse," dedi ve ortama geri döndü. Bir şeyler anlatıyordu, diğerlerinin dinlemeğini düşünüyordum -umuyordum.-

Bakugou ile göz göze geldik. Bu, bu ara sık sık oluyordu. Gözlerimi kaçırdım, işte yine kalbim çarpmaya başlıyordu. Bana mı bakıyordu bunca zamandır acaba?

Nothing Ever Last Forever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin