Chapter; Eleven

488 57 98
                                    

"Bu kadar adrenalin bağımlısı olduğunu bilmiyordum Araki, etkilendim!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bu kadar adrenalin bağımlısı olduğunu bilmiyordum Araki, etkilendim!"

Denki'nin sözlerine gülümsedim. Hemen ardından Shindo devam etti.

"Onu geç adamım, çarpışan arabalardaki şovuna ne demeli? Pisti ağlattı resmen!"

İkisi kendi arasında konuşurken utançla başımı eğdim. Benim hakkımda çok şey öğrenmişlerdi bu gün. Bu da rahatsız hissetmeme neden oluyordu.

"Bakugou'nun bile canına okudu. Bundan sonra daima senin sürdüğün arabaya bineceğim."

Tooru'nun sözleriyle Bakugou'ya döndüm.

"Bakugou demişken..." kaşlarımı çattığımda neden bahsedeceğimi anlayan Bakugou bıkkınca bir nefes verdi. "Beni resmen yan koltuğundan uçuracaktın!"

Bir kez ben, bir kez o sürmüştü arabayı. Ben sürdüğümde ikimiz de gayet iyiydik. Az hasar aldık, çok hasar verdik derken Bakugou direksiyona geçti... Her tarafa çarpıp durduk. Neredeyse yere düşecektim. Tabi düşmemem için koluyla beni sabitleyip, bir yandan da tek eliyle direksiyonu kullanması detayına değinmeden geçmeyeceğim.

Tanrım, o rekabetçi bakışları, direksiyondaki modellere el çıkaracak eli, düşmemi engelleyen kolu...

Fazla küçük şeyler için fazla büyük hayallere mi kapılıyorum?

"Sana benimle bin demiştim Araki. Sonun böyle olur işte, mağlubiyet."

"Hey, mağlup olan ben değilim. Bakugou!"

Shindo'ya karşılık verdiğimdem dudaklarını büzdü ve önüne döndü. Bu işi fazla içselleştirdi sanırım.

Saçlarımın arasında ıslaklık hissettiğimde başımı gökyüzüne çevirdim. Elmacık kemiğimde de ıslaklık hissettim ve o an beynimde bir şimşek çaktı.

"Yağmur yağıyor."

Diğerlerini bilgilendirdim. Herkes birbirine korku içinde baktı bi süre. Önümüzdeki yol topraklıydı, şehir merkezinden uzaktaydık, sığınabileceğimiz bir işletme de yoktu yakınlarda.

Kahretsin. Neden lunaparkı şehrin dışına inşa ederler ki!?

"Koşun," dedi Tooru. "Herkes koşabildiği kadar hızlı koşsun!"

Bu sözlerle başladık koşmaya. Biz başladığımız an, evren ana sanki bizimle inataymiş gibi daha hızlı yağdırdı yağmuru. Ve bir süre sonra koşacak dermanım kalmadı.

Bebek adımları ile koşmaya çalışırken diğerleri çoktan beni geçmişti. "Kahretsin, yağmurdan nefret ediyorum. Niye var ki yağmur, neden yağıyor ki!?"

Sırılsıklam olmuştum. Saçlarımdan akan su damlaları içime giriyor, daha çok sinirlerimi bozuyordu. Sağanak yağmura yakalanmıştık ve yakın zamanda duracak gibi de değildi.

Nothing Ever Last Forever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin